Milliyet’in “BABA BENİ OKULA GÖNDER” kampanyası sonucu 22 kız öğrenci yurdu kurulmuş, 7000 öğrenciye burs verilmiş. Onlar arasında şiir, yazı ve resim yarışması düzenlendi.
Ödül törenindeydim.
Dağ başlarından gelen bu kızlarımızdan seçmelerle gözlerimi duman aldı.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı bağlamında işte onlardan yansımalar...
..........................
BABA BENİ OKULA GÖNDER - İlköğretim 1.si - Zeynep Şahin/Ardahan
Bir gün ben de başarırım /Karanlığa ışık tutarım /İnsanları kurtarırım /Baba, beni okula gönder?
KİTAP - İlköğretim 2.si - Özlem Kul/İzmir
Kitap, fener gibidir /Bir deniz feneri /Onun parlak ışığı /Aydınlatır her yeri.
BENİM UMUTLARIM - Ortaöğretim 1.si - Tuba Koca/Tokat
Arkamda kara tahta, elimde beyaz tebeşir /Önümde gelecek dolu gözler istiyorum /Ben, işte ben öğretmen olmak istiyorum.
HADİ BABALAR EĞİTİM ZAMANI - İlköğretim 3.sü - Aysel İnçamur/İzmir
Neden kız çocukları okumasın /Neden kız çocukları tarlada bağda çalışsın /Neden kız çocukları erken yaşta evlensin /Neden neden neden cehalet olsun?
SOLMAYAN ÇİÇEKLER - İlköğretim 2.si - Nurhayat Kazan/Kastamonu
Yüzümüze gülen şu küçücük dünyada bizim görevimiz dağa çıkıp odun toplamak, kuyulardan evlere su taşımak, hayvan gütmek, yazın olunca deste çiğnemek, harman sürmek, balya toplamak ya da güz olunca pancar kazmak mı? Neden biz de okuyup çalışkan öğrenciler olup yurdumuza faydalı öğrenciler olamıyoruz? Neden doktor olup birilerini iyileştiremiyoruz? Ya da neden öğretmen olup bizim gibi köy çocuklarına ışık olamıyoruz? Neden? Neden?
Tek farkımız köy çocuğu olmamız mı?
VAZGEÇMEK YOK - İlköğretim 3. sü - Müzeyyen Kimbil/Kastamonu Ben de bu ülkenin evladıyım. Her gün kovalarla su taşımaktan, hayvan peşinde koşmaktan, bağda bahçede çalışmaktan yoruldum. Okula gitmek istiyorum.
TAKVİMDEKİ YAPRAKLAR - Ortaöğretim 1.si - Esma Pınar/Erzurum
Annem ev hanımı, babam ise çiftçidir. Dokuz kişi yaşıyoruz. Ben ve üç kardeşim okula gidiyoruz. Ben anneme okuma-yazmayı öğreteceğime söz vermiştim. Okula ilk gittiğim gün çantam yoktu. Bir tane makarna poşetine iki defter bir kalemi koymuş, okulun yolunu tutmuştum. Bazen o kadar yokluk gördüm ki defterimin bitmemesi için çok küçük yazardım.
ZORLU MÜCADELEM - Ortaöğretim 2.si - Harika Gül/Erzurum
Ben Erzurum’un Hınıs ilçesine bağlı Dibekli köyünde oturuyorum. Biz dokuz kardeşiz babam okumanın insan hayatındaki önemini yere göğe sığdıramıyordu. Ben ve ağabeyim hariç babam yedi kişiyi okutuyordu. O zamanlar köyümüzde ilköğretim okulu vardı. Ama hâlâ akıl sır erdiremediğim, PKK yüzünden öğretmenler köyde görevini yapmaya korkuyorlardı. Bu yüzden köye öğretmen verilmiyordu. Aydın Doğan Vakfı’nın yaptırdığı yurda geçtik. Burası çok güzel. Bütün bu sıkıntılarımı hukuk fakültesine girip bitirdikten sonra hayata atıldığım zaman tatlı bir anı olarak hatırlayacağımı umuyorum.
UMUDA YOLCULUK - Ortaöğretim 3.sü - Tansu Bayram/Ağrı
7 ay boyunca hep soğuk ve kar altındaki insanların yaşamları ne kadar da yorucu ve sıkıntılıdır. Ayağında yırtık çoraplarla, sırtında komşusunun çocuğunun eskitmiş olduğu bir paltosunu giymek, elinde çanta olmadan defter kitap taşımak ve iliklerine kadar tüm vücudunda soğuğu hissetmek ne kadar da acıdır. Ben bunları göze alarak okula başlamıştım. Yokluk pençesi içerisinde ilkokulu köyde zar zor bitirdikten sonra ilçede altıncı sınıfa başladım. 6., 7. ve 8. sınıfta her iki dönemde de takdir belgesi aldım.
Sanatçı Emre Altuğ bu kampanyaya omuz verenlerden... Yarışmada derece alan kızlarımız onunla fotoğraf çektirmek için yarıştılar.