Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Dün merhum Vehbi Koç'un damadı İnan Kıraç ve ortaklarına ait KARSAN Otomotiv Sanayi'nin açılış törenindeydik.
Bursa'daki fabrikaya kurdelayı kesmek üzere Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel geldi.
Ama...
Onun helikopteri yere inmeden, havada alınan Demirel izlenimleri salona ulaşmıştı bile.
"Ortak hükümetin liderleri öğleden sonra toplanacaklar ve 5 + 5 formülünü öngören Anayasa değişikliği için mutabakata varacaklardı.
Demirel geleceği okuyordu sanki."
Nitekim Ecevit de, birkaç saat sonra liderler toplantısı çıkışı yaptığı açıklamada, bir soru üzerine, "Anayasa değişikliği için 367 oyun bulunmasında çok umutlu olduğunu. Liderlerin görüş birliğine vardıklarını" söyledi.
İki yanındaki Bahçeli ve Yılmaz da susarak onu onaylar gibiydiler.

ANAP'tan görünüş

Aynı saatlerde konuştuğumuz ANAP'lılar ise hiç de bu denli iyimserlik yansıtmadılar.
Örneğin...
ANAP Grup Başkanvekili Zeki Çakan, "Anayasa değişiklik önergesinin imzaya açılacağını... Bunun ANAP'lılar tarafından da imzalanacağını... Gerekli 184 imzanın - DYP'nin de katılımıyla - kolaylıkla bulunacağını" söylüyordu.
Ama hemen ardından şu ihtiyat kaydını koyuyordu:
"Gene de Genel Kurul'da ne olur bilemeyiz. Bu konuda grup kararı alınamaz. Milletvekillerine baskı yapamayız. Oylama gizlidir. Kimin ne oy kullandığını bilemeyiz. Sonucu göremiyorum."
Liderler toplantısından önce Ecevit'in Yılmaz'a "sizi üzmek istememiştim" sözlerine Yılmaz'dan aldığı "olabilir ama sözleriniz grupta ters etki yaptı. Şimdi daha kararlılar" cevabı da bu yolda bir işarettir.
Mesut Yılmaz'a çok yakın bir başka milletvekili ise şöyle diyordu:
"Genel Başkanımı kırmam - evet - derim. Ama gizli olan oyumu kendi kafama göre kullanırım.
Sonuçta yeterli oy çıkmazsa, Demirel için Anayasa değişmezse, Yılmaz'a Çankaya yolu açılır."
Meclis'
in nabzını iyi tutan DSP'liler de, dün ANAP Grubu'ndan aldıkları bu havadan kuşkuluydular.

Fotoğraf

Sonuç...
Gerçi liderler toplantısının dış görüntüsüyle ibre yeniden Demirel'e doğru kaymış gibi.
Ama her şey hala gri bölgede.
Buna karşılık liderler zirvesi sonrası bu kısa açıklama yerine, daha tatmin edici bir görüntü vitrine konabilirdi.
Belki etkili olurdu.
Örneğin...
Bahçeli ve Yılmaz'ın da "görüş birliğini paylaştıkları" mesajını gruplarına - suskun kalarak değil - net olarak vermeleri...
Bahçeli ve özellikle Yılmaz, liderlik ortak görüşünün milletvekillerine ipotek değil, Türkiye istikrarı için gruplarla birlikte ortak tavır üretimi olduğunu söyleyebilirlerdi.
O zaman liderler zirvesi, ayağını Parlamento zirvesine basar, derinlik kazanırdı.

Türkiye eğleniyor

Hükümetin 9 günlük uzatılmış resmi bayram tatili özel kesimde tepkiyle karşılandı.
Özel kesimin büyükleri, tatili arife ve Kurban Bayramı günleri ile sınırlama eğilimindeler.
Türkiye, hafta sonlarıyla birlikte 1998 yılının 149 gününü tatille geçirdi.
Geçen yıl ise 151 günü...
Buna, çalışanların en az 30'ar günlük ücretli tatillerini de ekleyiniz.
Yılın yarısı tatil...
Hedef aldığımız AB ülkelerinde ve ABD'de böyle bir tatil cenneti kesinlikle yaşanmaz.
Kısacası...
Türkiye, neredeyse yarım gün mesaide.
Yarım gün mesainin ürünü de bu kadar oluyor.



Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr