TÜRKİYE siyasetinde “gündem savaşları” yaşanıyor.
Geride kalan perşembeye kadar gündemde iktidara vuran maddeler vardı.
Örneğin...
“ - Ekonomik kriz ve çalışanların tensikatı...
- Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın damadının, Ankara Belediyesiyle ballı diye nitelenen arsa becayişi...
- Ankara Belediyesi’nin halktan aldığı paraları -Kemal Kılıçdaroğlu’nun ekranlardan yansıttığı belgelerden sonra- iadesi...”
Bunlar AKP’yi silkeleyen sert rüzgârlardı.
Ancak...
Düğmeye basıldı.
“Ergenekon operasyonu” başladı.
İki orgeneral ve bir tümgeneralin ve YÖK eski Başkanı Kemal Gürüz’ün gözaltına alınmaları, Yargıtay eski Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun evine baskın gibi “dev aynası” ile büyütülmüş görüntüler... Buna paralel olarak bazı muvazzaf subayların ve eski özel harekât başkanı İbrahim Şahin’in de gözaltına alınmasıyla süren “şok” gündem.
Ardından genelkurmayın ışıklarını geç saate kadar açık tutan toplantı. Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ’un Başbakan ile olağandışı görüşmesi, toprak altından çıkarılan cephanelikler...
Bir süredir gazete manşetlerinde ve televizyon ekranlarında sadece bu konu var.
Ve....
Gazze’deki İsrail saldırılarına Başbakan Erdoğan’ın çok sert tepkileri, Gazze’den getirtilen yaralılara Erdoğan’ın ziyaretleri...
İsrail’de ve Amerika’da Ankara’ya karşı tepkiler...
Böylece Türkiye’nin siyaset gündemi makas değiştirdi. Artık gazete manşetlerinde ve TV ekranlarında AKP’yi silkeleyen sert rüzgârlar anılmıyor bile...
Talih kuşu
BÜTÜN bunlar rastlantı mı? Eğer öyleyse talih kuşu Başbakan Erdoğan’ın omzuna konmuş.
Rastlantı değilse...
“AKP’nin siyaset stratejisini çizen beyinlerin istedikleri sonuca ulaştıkları” söylenebilir.
Bir “zamanlama ustalığı” ortaya koydular.
SEÇİM YATIRIMI
GÜNDEMİ böylesine siyaset sanatı ile değiştirmek başarıdır...
Ama... Hadise sadece gündem değiştirmek değil. Önümüzdeki yerel seçimler için de AKP siyaset satrancında iyi oynuyor.
Ergenekon ekseninde, askere dokunmakla bir süredir AKP’ye sırt dönmekte olan Kemalizm karşıtı “eski solcular” lobisini yeniden yanına çekti...
Bunun ötesinde gene aynı nedenlerle güneydoğu oyları için AKP odaklı bir manyetik alan oluşturdu.
Önümüzdeki yerel seçimlerde bunun “dönüşü” olabilir.
Güneydoğu’daki Kürt kökenli yurttaşların oylarını etkileyebilir.
Ergenekon davasını, havai fişek patlamaları gibi tutuklamalar, gözaltına alınmalar, gömüler arasına sıkıştırmamak ve “büyük resmi” görebilmek gerek.
O “büyük resimde” yerel seçimleri geniş çaplı hesaplarla yorumlamak gerçeğe yaklaşmaktır.
CHP NEREDE?
TÜRKİYE “Ergenekon dosyası” ile sarsılırken “CHP nerede?”
Ne yazık ki sesi yeterince etkili olmuyor. Baykal’ın grupta ya da başka vesilelerle konuşması ile “fren” işlevi yapmıyor.
AKP, geride kalan altı yıl içinde kurumları etkisi altına aldı.
İç sesler kaale alınacak kadar güçlü olamıyor. Kurumları ne yazık ki etkileyemiyor.
Ama... CHP Avrupa sosyalist partiler grubunda üye. Oradan hukuk dışı oluşumlara ses getirtebilir.
CHP’nin Avrupa Birliği nezdinde Brüksel bürosu var. O bürodakiler de AB’de sağlam ilişkiler kurmuş durumda.
AB’nin hukuk devleti çağrıları vurgulanabilir.
Ergenekon’da hâlâ önemli kişiler için iddianamenin hazır olmaması nedeniyle AB raporlarında zaten dikkat çekilmekte.
Sadece Amerika’daki, İngiltere’deki gazete manşetleriyle değil, AB, insan hakları kuruluşları, Uluslararası Af örgütü gibi itibarlı kurumlarla da tepki volümünü yükseltebilir.
Başbakan Erdoğan’ın söylemiyle “ana muhalefet, yavru muhalefet” gibi hafife alınan coğrafyadan çıkmalıdır. İnsan hakları ve hukuk değerlerinin evrensel platformlarında ses getiren bir CHP, önümüzdeki yerel seçimler için kamuoyu desteği alan profili çizmelidir.