Güneri CIVAOĞLU
Bugünkü
Radikal'in manşeti, çok merak edilen bir sorunun yanıtına ışık tutuyor.
Strateji MORİ, FP'nin kuruluşunun dumanı üzerindeyken, halkın nabzını tuttu.
"Yarın seçim olsa oylar nasıl dağılacak?"
İşte bu araştırmanın sonuçları:
Anavatan: Yüzde 20.
Fazilet Partisi : Yüzde 20.
DYP: Yüzde 13.
CHP: Yüzde 13.
DSP: Yüzde 13.
MHP: Yüzde 12.
HADEP: Yüzde 4.
DİĞERLERİ: Yüzde 5.
"Diğerleri" diye adlandırılan
DTP, BBP ile parlamento dışındaki
ÖDP, İP ve
Barış Partisi'nin oy oranları da
yüzde 1'in altında.
Diğer ayrıntılara gelince...
Yukarıda verdiğim oranlar
"hayli yüksek olan" "kararsızlar" dağıtıldıktan sonrasıdır.
Kararsızlar dağıtılmadan ise,
kıl payıyla farklılıklar var.
Örneğin...
Anavatan yüzde 13... FP ise
yüzde 12.5.
Öte yandan...
Yukarıdaki sıralamada
yüzde 13'er ile aynı düzeyde görünmelerine karşın
kararsızlar hesaba katılmadan
DYP yüzde 8.6... DSP yüzde 8.5... CHP ise yüzde 8.1.
Onların hemen arkasında yer alan
MHP ise yüzde 7.9.
Her iki sonucun yorumlarına gelince...
CHP'de 3 puanlık bir tırmanış var.
DSP'nin hemen ensesinde, adeta yakalamış.
Bu
yükseliş vitesiyle geçebilir de...
DYP ise daha önceki araştırmada
yüzde 11 idi.
2 puan almış görünüyor.
MHP de öyle...
Buna karşın...
Anavatan ve
FP (RP'nin oyları) hemen hemen aynı kalmış.
Ortaya çıkan tablo
yarın seçim yapılsa, Türkiye'de hiçbir şeyin değişmeyeceğini gösteriyor.
Diğer bir saptama...
Parti kapatmayla ilgili beklentilerin iki taraf için de yanıltıcı olduğudur.
Yani...
Kapatmanın ardından
"bu partiyle hiçbir yere varılmaz" deyip kopanlar olacağı ve
FP'nin yüzde 13'e düşeceği sanılıyordu.
RP'nin
çekirdeğinin yüzde 13'te kaldığı varsayılıyordu.
Geri kalanının büyük kentleri çevreleyen
"yüzer - gezer, ekonomik sorunlu, kültür düzeyleri düşük, henüz bir düzen kuramamışların" oylarından oluştuğu ve kopacakları düşünülüyordu.
Öyle olmadığı ve
RP'nin
FP'ye dönüşünce de oylarını koruduğu görülüyor.
Refah Partililer de
"Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılırsak, oylarımız şaha kalkar" beklentisi içindeydiler.
Bu umudun geçersizliği ortada.
Strateji MORİ, şu ilginç soruyu yöneltmiş:
"FP ideolojisi nasıl olacak?
- Daha ılımlı
- Daha sert
- Aynı"
Ağırlıklı cevaplar
"aynı"...
Bir diğer soru:
"Seçim istiyor musunuz?"
Hükümetin ilk kurulduğu sıralarda
yüzde 56 oranında
"EVET" cevabı verilmişti.
Şimdi ise,
yüzde 51...
FP'liler
daha zaman kazanmak ve henüz
seçime gitmemek eğilimindeler.
Ayrıca...
Şu aşamada
toplum, seçim arayışında olmadığı gibi seçime umut olarak da bakmıyor.
Strateji MORİ, iki konuda daha nabız tutuyor.
- Soru:
Genel ekonomik durumdan umutlumusunuz? İşleriniz daha mı iyi gidecek? Beklentileriniz olumlu mu?
- Soru:
İşsizlik sorununda umutlumusunuz?
Her iki konuda da, bu hükümetin kuruluşu sırasında
beklentiler olumluydu.
Ne var ki...
Bu son kamuoyu araştırmasında
beklentiler olumsuza dönüşmüş.
Yani...
Bu nispeten karamsar ortam, bir çizgiyi belirliyor.
İktidar partisinin aleyhine doğru bir eğilimi...
Yapılacak ilk
genel seçime kadar bu eğilim sürerse,
FP'nin,
CHP'nin hatta
DYP'nin oyları yükselebilir.
Strateji MORİ'nin bu araştırması aslında, bir
uyarıdır.
Geride kalan
8 ayın iyi icraata dayandırılmış olmadığının göstergesidir.
İyi bazı icraatların da yeterince halka anlatılamadığının...
Akla gelen herşeyin, herkes tarafından söylendiği, kafaların karıştırıldığı bir görüntüyle
iletişim özürlü bir iktidar profili çizilmiştir.
Söylemlerde sadece
dağınıklık değil,
çelişki ve bir gün önce söylenenin ertesi gün geriye alınması gibi
kararsız görüntüler olağan hale gelmiştir.
"Kurum imajı"nın ne çalışması yapılmış, ne de böyle bir şey düşünülmüş...
Oysa...
Bırakınız bir
hükümeti...
Bir şirket dahi, toplum önünde profilini tam çizecek ve kendisini görünmek istediği gibi yansıtacak "kurum imajı" çalışması yaptırır.
Bunu özenle uygular.
Bu hükümet, şu sıralar artık
altın değerinde sınırlı bir zamanı kullanmaktadır.
Önümüzdeki
4 ayı değerlendirme başarısı, sadece kendisinin değil,
Türkiye'nin de
umut, istikrar ve
güvence beklentisidir.
Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr