Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Uşak hapishane dramı sonrası dünyaya bir bakış...
Savcı Scarpinato anlatıyor:
"En büyük mafya babası Riva, hapishanede.
İhbar aldık.
Hapishanenin duvarları dinamitle patlatılacak ve 8 helikopter aynı anda inerek onu kaçıracaklardı.
Bunun üzerine hapishanenin tam ortasında çelik bir hücre yaptık."
Peru'dan da bir örnek...
"Peru'da çok kan dökmüş olan bölücü örgüt lideri Abemael Guzman ve özel korumaları, bir hapishanenin yer altındaki çelik odasında yaşıyor.
Cezası, idam karşılığı olarak kullanılan ağırlaştırılmış müebbet hapis."
Böyle başka örnekler de var.
Korunması, disiplini mümkün olmayan çok özel mahkumlara bu tür uygulamalarda bulunuluyor.

ALCATRAZ

ABD, 1930'lu yıllarda bu tür mahkumlar için özel hapishaneler yapmıştı.
Dün İçişleri Bakanı Saadettin Tantan'ın da işaret ettiği Alcatraz Hapishanesi, onlardan biridir.
Bir adanın üzerine kurulmuş bulunan ve "kaçışı mümkün olmayan hapishane" diye ün yapmıştı.
Türkiye'nin de, bir adada böyle özel hapishane kurma projesi olduğunu öğreniyoruz.
Ulaşımın, iletişimin, dışarıyla bağlantıların hemen hemen olanak dışı bulunduğu, disiplin standardının yükseltildiği bir mekan, kısa süreli uygulama olarak düşünülebilir. Öcalan'ın İmralı'da tutulması da bir deneyim oluşturmuştur.

1930'lardan 2000'lere

Çok özel mahkumlar için çok özel hapishaneler, infaz mekanları ayrı bir konu...
Ama, ya 70 bin dolaylarında kader mahkumu?
Hapishaneye ilk kez düşmüş olanlar...
Orayı ikinci adres tutmayan ve yeniden toplum yaşamına dönmek isteyenler?
Onlar için bir cezaevleri reformu yapmak gerekiyor.
Batı demokrasilerinde, artık hapishaneler çok daha insani yaklaşımlarla yeniden yapılandı.
Uygun mimari ve mekan anlayışına kavuşturuldu.
ABD'de hapishaneler uzmanı Melda Türker anlatıyor:
"Genellikle uygulanan podüler sistem, üçgen şeklinde bağımsız bölümlerden oluşuyor.
Üçgenin birbiriyle kesişen iki kenarı boyunca, iki katlı olarak tuvaleti, duşu bulunan tek kişilik odalar yer alıyor (3 kişi de yatabilir).
Tabanın tam ortasında, içerisi görünmeyen, renkli ve kurşun geçirmez camla kaplı bir güvenlik bölmesi bulunuyor.
Bunun arkası, güvenlik koridoru.
Güvenlik elemanları, üçgenin ortasında kalan mahkumların sosyal ilişki kurdukları ortak kullanım alanlarını, odalarını, 24 saat çıplak gözle denetliyorlar.
Az personelle maksimum güvenliği sağlayan ekonomik sistem bu.
Yemekleri hapishane idaresi veriyor.
Hergün duş, havalanma, spor ve kütüphane hakkı var.
Ayrıca...
Federal Mahkemede kazandıkları bir dava sonucu, mahkumlara dışarıdakilerle eşit sağlık hizmeti de verilmekte.
Çocuklar ve kadınlar için de sistemler var."

Yeniden kazanmak

Hapishanelere ait binlerce dönümlük geniş alanlarda çalışma ortamları düzenlenmiş.
Hapishanelerin buğdayı, sebzesi, meyvesi burada üretiliyor.
Buralardaki atelyelerde devletin ihtiyacı olan masa, sandalye, dolap vs gibi büro eşyaları ile hapishanenin ihtiyacı olan karyola, dolap, masa ve diğer araç - gereçler de üretilmekte.
Bu kompleks içinde 100 kişilik ayrı bir bina da var.
Düzene uymayanlar, disipline aykırı davrananlar, bir süre o özel hapishaneye gönderiliyorlar.
Sürekli tek kişilik hücrelerde kalıyorlar.
Orada hayat cehennemden farksız.
İşte bir ufuk turu.
Çağdaş demokrasilerde infaz, tek tip giysi değil.
Bu açıdan bakılırsa, Türkiye de insalcıl bir çeşitlemeye geçmeli.
İlk aşama, herhalde, en az 50 bin mahkumu bayrama kadar affetmek ve sorunu, sorunlu sayısını azaltmaktır.
Olanakların çıtasını göreceli olarak yükseltmektir.



Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr