Bugün ABD Savunma Bakanı Robert Gates, "Türk askerinin Kuzey Irak'tan bir-iki hafta içinde çekilmesi gerekir" demiş.Bizimkiler "Olur mu öyle şey? İşimizi ne zaman tamamlarsak, o zaman döneriz" cevabını vermişler.Cumhurbaşkanı Talabani, Ankara ziyaretine hazırlanırken, "Türkiye'yi anlıyoruz. Biz de teröre karşıyız" mesajını vermiş.Barzani'den ise, "sessizliğin sesini" dinliyoruz.Kafalar hiç karışmasın.Bu "büyük oyunda" herkes elindeki kartı oynuyor. Masadakilerin hepsi birbirlerinin ellerindeki kartları biliyorlar.Barzani, gerçi arada bir kol manşetinden kâğıt çıkarmayı deniyor ama anında yakalanıyor.Sonuç... İyi çizilmiş ve düzenlenmiş bir siyasi-diplomatik çerçeve içinde TSK ile PKK'nın bir bölümü karşı karşıya bırakılmıştır.Sıkıştırıldıkları, çembere alındıkları yerlerde yardımı gene kendi silahlı güçlerinden almaya çalışıyorlar.Çoğu kez onlar da aynı yazgıyı paylaşıyorlar."Harekâtın süresine limit koyan" söylemler değil de, asıl "Türkiye'deki Kürtler için açılımlar yapılması" yolundaki mesajlar önemli.Türkiye, harekât sonrasında sivil dosyayı açacak/açmalıdır. Şu süreçte, Bülent Ersoy'un kendini sınır ötesi harekât jürisi sanmasının dışında "anormal" bir durum yok. KARTLAR DA SARI-KIRMIZI İlk kez "sarı" ve "kırmızı" renklerden tedirgin oldum.Çarşamba gecesi Ali Sami Yen'de hakem Cüneyt Çakır'ın art arda çıkardığı "sarı" ve "kırmızı" kartlardan söz ediyorum.Böylesine acayip kart savurganlığı inanılır gibi değil.Lugano'nun ilk sarı kartında "gerekçeyi" anlayamadım. Anlayana da rastlamadım.Kırmızı'ya dönüşen ikinci sarı kart için ise Lugano kaşındı.Hakeme parmaklarıyla "gözlük" işareti yaptı."Hakem gözüne gözlük..." diye başlayan slogan, bu hareketin bedelini Türkiye'de katlar.FB'li Gökhan'ın attığı gol, gerçekten muhteşemdi.Onun da taç atışında önündeki topu almak üzere eğilmesi ve dışarıdan atılan topa sırtından yol vermesi, çok çok zorlama yorumla "sarı kart"lık olur.Ama... "Kırmızı"ya dönüşecekse, kesinlikle "hayır." Ya Lincoln'e "sarı kart?"Çocuğa FB kalecisi Volkan saldırıyor, o geriliyor.Araya girenler oluyor. Lincoln, Volkan'ın diz darbesiyle yere çöküyor.Parmağını bile kaldırmış değil.O yerdeyken Volkan'ın bir tekme daha savurması son anda Yasin'in omuz darbesiyle önleniyor. Lincoln zorlukla kaçıyor.Hakem elbette Volkan'a "kırmızı" kartı gösteriyor. Peki... Volkan'a parmağını bile kaldırmayan, sürekli kaçınan ve kaçan Lincoln'e neden "sarı kart?"Volkan'ın "küfretti" iddiası var. Hakem, bunu duyduysa "sarı" değil, "kırmızı" göstermesi gerek.Duymadıysa neden "sarı kart?" Durum 1-1... FB 9 futbolcuyla oynuyor. Turu geçecek.11'e 11 oynansa ve gene 1-1'le turdan düşsek, bu kadar acıtmaz.9 FB'liye karşı 11 GS'li bir galibiyet golü bile atamıyorsa, işte bu utanç vericiydi.Neyse ki... Ümit'in "sağlam" şutu galibiyeti getirdi.GS'li aslanların, Volkan'ın Lincoln'e saldırısı sürerken, GS'li çocukların tribünlere "Madde atmayın" ricaları güzeldi.Birkaç densizin dışında tribünlerde "seyircisiz maç" kararını zorlayacak yanlışlık yapılmadı.Volkan'ın ise, "kırmızı kart"ın yanı sıra Futbol Disiplin Kurulu'ndan da ayrıca "maç oynamamak" cezası alacağı kesin.Ya bu "yanlışlıklar komedyasını" sahneye koyan hakem Cüneyt Çakır'a n'olacak? Zor dakikalar Ve... Bir not daha... Lincoln'ün Volkan karşısında böyle kaçacak delik araması, bizim GS'li topçuların da ona sahip çıkmamaları ve yalnız bırakmaları kanıma dokundu. Hele GS yöneticisi Haldun Üstüner'in "Lincoln çok iyi çocuktur. Soyunma odasında hüngür hüngür ağladı" söylemi, -isteyen beni maçolukla suçlasın- Aslan imajıyla örtüşmüyor.Kafamda bir düğüm hâlâ çözülmüş değil... Lincoln, durup dururken neden küfretmiş olsun?..Peki küfretmediyse, Volkan neden bu kadar çıldırsın?.. gunericivaoglu@milliyet.com.tr Maço yasası değil