Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Neden şimdi? Tunus’ta başladı. Sonra...
Mısır, Yemen, Bahreyn, Suriye’de devam etti.
Lübnan’ın eli kulağında...
Tamam, hepsinin başında diktatörler, şeyhler, krallar olan İslam coğrafyasının ülkeleri bunlar.
Halkların başındaki demir yumruklu despotlar.
Gitmeleri gerekiyor.
Ama...
Neden şimdi?
Domino taşları gibi etkileşim ile art arda yıkılıyorlar.
Buna “domino teorisi” diye izah getiriliyor.
Ona da tamam.
Peki neden İran, Suudi Arabistan ve bazı körfez şeyhliklerini ıskalıyor “domino rüzgârı?”
Tüm bu yaşananların arkasında bir hayaletin eli geziniyormuş ve “domino etkisinin” yol haritasını çiziyormuş gibi bir his yaygın.
Onlarca yıl her birinin başında Amerika’yı ve İsrail’i rahatsız etmeyen despotlara ilişilmedi.
Birden o köksüz adamlar birer fiskeyle yok edilme prosesine neden alındılar?
Mitoz bölünmeyle yeni devletler yavrulayan bir süreç İsrail’in HAARETZ gazetesine göre Musevilerin işine geliyor.
Çok sayıda küçük devlet İsrail’in dişine göre olacak.
Bunların bir kısmıyla iyi ilişkiler kurmak şansı da olabilir.
İsrail’e karşı tavrı 10 yıllardır taşlaşmış büyük devletler yerine bazıları daha esnek olabilecek çok sayıda yavru devlet mi?
Öte yandan Obama’nın, başkan seçilmesinde “Irak’ta savaşa tepki oylarının” katkısı büyüktü.
Şimdi, Libya’da muhaliflere destek veren askeri harekâtın ön planında görünmekten kaçınıyor.
Avrupa’nın arkasında saklanarak vuruyor Libya’yı.
İsrail ve ABD parmak izlerini aramak belki de komplo teorisi üretimi.
Fakat...
Domino taşları art arda yıkılırken yol haritasının bazı coğrafyaları ıskalamasının bir nedeni olmalı.
Evet...
2 sorunun cevabı boşlukta:
“Neden şimdi” ve “neden bazıları muskalı?”
Hayaletin eli yol haritasına bizim toprakları da işaretledi mi?

Haberin Devamı

Hayaletin eli

WIKILEAKS BELGELERİNDE ASKER

Wikileaks belgeleri TARAF’ta yayımlanıyor ve yankılar yapıyor.
Sızıntının izlerini sürmek de ilginç oluyor.
Dünkü Wikileaks belgeleri ABD Ankara Büyükelçiliği’nin Genelkurmay Başkanı Özkök ve dönemin komutanlarıyla ilgiliydi.
Özetle...
“XXX” diye gösterilen ve açık isimleri verilmeyen “duyarlı” kaynaklardan ABD diplomatla-rına, asker için oluk oluk bilgi akıtılmış.
Komutanların 3 bloka ayrıldığı...
Katı kemalistlerin Org. Özkök üzerine ağırlık koymaları, Özkök’ün tereddütlü olduğu...
O komutanların büyük kısmının Amerika karşıtı oldukları ve Türk halkının ABD karşıtı psikolojiye zemin hazırladıkları...
Dünyaya daha açık, daha iyi yetişmiş, daha esnek zihniyette subayların gelmesi gerektiği...
Daha önceki Wikileaks belgelerinde 1 Mart tezkeresinin TBMM’den geçmemiş olmasında komutanlar sorunlu gösteriliyordu.
“Dost bildiklerimiz, ABD’nin geleneksel müttefiki asker” gibi söylemlerle yapılıyordu bu sorumluluk göndermeleri.
ABD’nin Kuzey Irak’a Türkiye üzerinden girmesini öngören tezkerenin geçmemesi askerle olan makası açmıştı.
TARAF’ın yayımladığı Wikileaks belgesindeki bu satırlar kafalardaki bazı sorulara cevap eskizleri çiziyor. Ama...
“ABD faktörü” tek başına cevap değil.
Sadece bir yerlere “yalnız değilsiniz” mesajı olabilir.
Ama ya askerin içinden kimilerinin “Allah’ım aklım sana emanet” dedirten “kendi küpüne zarar keskin sirke üreticileri!”
Wikileaks belgeleri TARAF’ta yayımlanıyor ve yankılar yapıyor.
Sızıntının izlerini sürmek de ilginç oluyor.
Dünkü Wikileaks belgeleri ABD Ankara Büyükelçiliği’nin Genelkurmay Başkanı Özkök ve dönemin komutanlarıyla ilgiliydi.
Özetle...
“XXX” diye gösterilen ve açık isimleri verilmeyen “duyarlı” kaynaklardan ABD diplomatla-rına, asker için oluk oluk bilgi akıtılmış.
Komutanların 3 bloka ayrıldığı...
Katı kemalistlerin Org. Özkök üzerine ağırlık koymaları, Özkök’ün tereddütlü olduğu...
O komutanların büyük kısmının Amerika karşıtı oldukları ve Türk halkının ABD karşıtı psikolojiye zemin hazırladıkları...
Dünyaya daha açık, daha iyi yetişmiş, daha esnek zihniyette subayların gelmesi gerektiği...
Daha önceki Wikileaks belgelerinde 1 Mart tezkeresinin TBMM’den geçmemiş olmasında komutanlar sorunlu gösteriliyordu.
“Dost bildiklerimiz, ABD’nin geleneksel müttefiki asker” gibi söylemlerle yapılıyordu bu sorumluluk göndermeleri.
ABD’nin Kuzey Irak’a Türkiye üzerinden girmesini öngören tezkerenin geçmemesi askerle olan makası açmıştı.
TARAF’ın yayımladığı Wikileaks belgesindeki bu satırlar kafalardaki bazı sorulara cevap eskizleri çiziyor. Ama...
“ABD faktörü” tek başına cevap değil.
Sadece bir yerlere “yalnız değilsiniz” mesajı olabilir.
Ama ya askerin içinden kimilerinin “Allah’ım aklım sana emanet” dedirten “kendi küpüne zarar keskin sirke üreticileri!Wikileaks belgeleri TARAF’ta yayımlanıyor ve yankılar yapıyor.
Sızıntının izlerini sürmek de ilginç oluyor.
Dünkü Wikileaks belgeleri ABD Ankara Büyükelçiliği’nin Genelkurmay Başkanı Özkök ve dönemin komutanlarıyla ilgiliydi.
Özetle...
“XXX” diye gösterilen ve açık isimleri verilmeyen “duyarlı” kaynaklardan ABD diplomatla-rına, asker için oluk oluk bilgi akıtılmış.
Komutanların 3 bloka ayrıldığı...
Katı kemalistlerin Org. Özkök üzerine ağırlık koymaları, Özkök’ün tereddütlü olduğu...
O komutanların büyük kısmının Amerika karşıtı oldukları ve Türk halkının ABD karşıtı psikolojiye zemin hazırladıkları...
Dünyaya daha açık, daha iyi yetişmiş, daha esnek zihniyette subayların gelmesi gerektiği...
Daha önceki Wikileaks belgelerinde 1 Mart tezkeresinin TBMM’den geçmemiş olmasında komutanlar sorunlu gösteriliyordu.
“Dost bildiklerimiz, ABD’nin geleneksel müttefiki asker” gibi söylemlerle yapılıyordu bu sorumluluk göndermeleri.
ABD’nin Kuzey Irak’a Türkiye üzerinden girmesini öngören tezkerenin geçmemesi askerle olan makası açmıştı.
TARAF’ın yayımladığı Wikileaks belgesindeki bu satırlar kafalardaki bazı sorulara cevap eskizleri çiziyor. Ama...
“ABD faktörü” tek başına cevap değil.
Sadece bir yerlere “yalnız değilsiniz” mesajı olabilir.
Ama ya askerin içinden kimilerinin “Allah’ım aklım sana emanet” dedirten “kendi küpüne zarar keskin sirke üreticileri!”Wikileaks belgeleri TARAF’ta yayımlanıyor ve yankılar yapıyor.
Sızıntının izlerini sürmek de ilginç oluyor.
Dünkü Wikileaks belgeleri ABD Ankara Büyükelçiliği’nin Genelkurmay Başkanı Özkök ve dönemin komutanlarıyla ilgiliydi.
Özetle...
“XXX” diye gösterilen ve açık isimleri verilmeyen “duyarlı” kaynaklardan ABD diplomatla-rına, asker için oluk oluk bilgi akıtılmış.
Komutanların 3 bloka ayrıldığı...
Katı kemalistlerin Org. Özkök üzerine ağırlık koymaları, Özkök’ün tereddütlü olduğu...
O komutanların büyük kısmının Amerika karşıtı oldukları ve Türk halkının ABD karşıtı psikolojiye zemin hazırladıkları...
Dünyaya daha açık, daha iyi yetişmiş, daha esnek zihniyette subayların gelmesi gerektiği...
Daha önceki Wikileaks belgelerinde 1 Mart tezkeresinin TBMM’den geçmemiş olmasında komutanlar sorunlu gösteriliyordu.
“Dost bildiklerimiz, ABD’nin geleneksel müttefiki asker” gibi söylemlerle yapılıyordu bu sorumluluk göndermeleri.
ABD’nin Kuzey Irak’a Türkiye üzerinden girmesini öngören tezkerenin geçmemesi askerle olan makası açmıştı.
TARAF’ın yayımladığı Wikileaks belgesindeki bu satırlar kafalardaki bazı sorulara cevap eskizleri çiziyor. Ama...
“ABD faktörü” tek başına cevap değil.
Sadece bir yerlere “yalnız değilsiniz” mesajı olabilir.
Ama ya askerin içinden kimilerinin “Allah’ım aklım sana emanet” dedirten “kendi küpüne zarar keskin sirke üreticileri!”Wikileaks belgeleri TARAF’ta yayımlanıyor ve yankılar yapıyor.
Sızıntının izlerini sürmek de ilginç oluyor.
Dünkü Wikileaks belgeleri ABD Ankara Büyükelçiliği’nin Genelkurmay Başkanı Özkök ve dönemin komutanlarıyla ilgiliydi.
Özetle...
“XXX” diye gösterilen ve açık isimleri verilmeyen “duyarlı” kaynaklardan ABD diplomatla-rına, asker için oluk oluk bilgi akıtılmış.
Komutanların 3 bloka ayrıldığı...
Katı kemalistlerin Org. Özkök üzerine ağırlık koymaları, Özkök’ün tereddütlü olduğu...
O komutanların büyük kısmının Amerika karşıtı oldukları ve Türk halkının ABD karşıtı psikolojiye zemin hazırladıkları...
Dünyaya daha açık, daha iyi yetişmiş, daha esnek zihniyette subayların gelmesi gerektiği...
Daha önceki Wikileaks belgelerinde 1 Mart tezkeresinin TBMM’den geçmemiş olmasında komutanlar sorunlu gösteriliyordu.
“Dost bildiklerimiz, ABD’nin geleneksel müttefiki asker” gibi söylemlerle yapılıyordu bu sorumluluk göndermeleri.
ABD’nin Kuzey Irak’a Türkiye üzerinden girmesini öngören tezkerenin geçmemesi askerle olan makası açmıştı.
TARAF’ın yayımladığı Wikileaks belgesindeki bu satırlar kafalardaki bazı sorulara cevap eskizleri çiziyor. Ama...
“ABD faktörü” tek başına cevap değil.
Sadece bir yerlere “yalnız değilsiniz” mesajı olabilir.
Ama ya askerin içinden kimilerinin “Allah’ım aklım sana emanet” dedirten “kendi küpüne zarar keskin sirke üreticileri!”Wikileaks belgeleri TARAF’ta yayımlanıyor ve yankılar yapıyor.
Sızıntının izlerini sürmek de ilginç oluyor.
Dünkü Wikileaks belgeleri ABD Ankara Büyükelçiliği’nin Genelkurmay Başkanı Özkök ve dönemin komutanlarıyla ilgiliydi.
Özetle...
“XXX” diye gösterilen ve açık isimleri verilmeyen “duyarlı” kaynaklardan ABD diplomatla-rına, asker için oluk oluk bilgi akıtılmış.
Komutanların 3 bloka ayrıldığı...
Katı kemalistlerin Org. Özkök üzerine ağırlık koymaları, Özkök’ün tereddütlü olduğu...
O komutanların büyük kısmının Amerika karşıtı oldukları ve Türk halkının ABD karşıtı psikolojiye zemin hazırladıkları...
Dünyaya daha açık, daha iyi yetişmiş, daha esnek zihniyette subayların gelmesi gerektiği...
Daha önceki Wikileaks belgelerinde 1 Mart tezkeresinin TBMM’den geçmemiş olmasında komutanlar sorunlu gösteriliyordu.
“Dost bildiklerimiz, ABD’nin geleneksel müttefiki asker” gibi söylemlerle yapılıyordu bu sorumluluk göndermeleri.
ABD’nin Kuzey Irak’a Türkiye üzerinden girmesini öngören tezkerenin geçmemesi askerle olan makası açmıştı.
TARAF’ın yayımladığı Wikileaks belgesindeki bu satırlar kafalardaki bazı sorulara cevap eskizleri çiziyor. Ama...
“ABD faktörü” tek başına cevap değil.
Sadece bir yerlere “yalnız değilsiniz” mesajı olabilir.
Ama ya askerin içinden kimilerinin “Allah’ım aklım sana emanet” dedirten “kendi küpüne zarar keskin sirke üreticileri!”

Haberin Devamı

BAYKAL VE ANTALYA

1970’li ilk yıllar...
Türkiye, 12 Mart muhtırasını geride bırakarak genel seçimlere gidiyor.
Deniz Baykal CHP’nin genç başkanı Bülent Ecevit’in çekirdek kadrosunu oluşturan “Mülkiyeliler cuntasında.”
Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyelerinden oluşan bu “Mülkiyeliler cuntasının” en genç mensubu...
Deniz asteğmen olarak askerliğini henüz bitirmiş bir genç doçent...
İstese o da cuntanın bazı üyeleri gibi genel başkan kontenjanından seçileceği kesin bir ilde liste başı olabilir.
Fakat o doğduğu, liseyi bitirdiği Antalya’ya gidiyor.
Oradan örgütte ön seçimi kazanarak aday listesindeki yerini alıyor.
Genel seçim sandıklarından bileğinin hakkıyla çıkıyor.
“Örnek” oluşturuyor.
Aradan 40 yıl geçti.
Baykal artık CHP’de genel başkan değil.
Sadece milletvekili.
Üstelik “Sayın Baykal Antalya’dan mı başka yerden mi aday olur” gibi yadırganan söylemler de havayı zehirlemiş.
Baykal’ı TV ekranlarında Antalya esnafıyla söyleşirken izledim.
40 yıl önce olduğu gibi gene tek başına, demokratik çizgide, bileğinin hakkıyla seçilmenin deparını almış.
Politikanın dönme dolabında en alta iniş de vardır yeniden en üste çıkış da...
Hiçbiri sonsuza kadar değildir.