Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Dönemlerinin deyimiyle, "nabız tuttum". AKP'nin düşüremediği mevzilerde direnişin anatomisini yansıtayım. Yüzde 60'ın üzerinde yükselen AKP oylarının "tsunami dalgaları" ile erişemediği "kent efsanelerinden" biri, Bakırköy...
CHP adayı Ateş Ünal Erzen, en yakınındaki AKP adayına yüzde 10 fark yaparak önde gidiyor.
E - 5 Karayolu ile deniz arasında kalan Bakırköy, Türkiye'nin kültür düzeyi en yüksek ilçelerinden biri.
200'ü aşkın demokratik sivil toplum örgütü var.
Fert başına - resmi- milli geliri 9 bin doların üzerinde.
Görünmeyen girdilerle asıl gelir, bunun en az bir katı.
Birkaç nesil sanatçıların, diğer aydın kesimlerden insanlarımızın "mahallesi (!)" denebilir.
Böyle bir demografik yapıda, CHP'nin kemikleşmiş 55 bin oyu var.
Ancak, birkaç hafta öncesine kadar, AKP, 3 Kasım seçimlerinden sonra silinen partilerin yüzer gezer merkez - sağ oylarından derlemelerle, - neredeyse - başa başa yaklaşmış.
Ancak Erzen, dikkat çekici bir performans ortaya koymuş.
198O'li yıllarda, kampanyalarıyla, Özal'ın Anavatan'a kök söktüren bir siyaset danışmanı ve iyi iletişim uzmanları var.
İlginç çıkışlar da yapmışlar.
Örneğin... Bakırköy'de, Ermeni ve Süryanilerin 25 bin dolaylarında oyunu çekmesi gibi...
Erzen'in, Ermeni gazetesi "AGOS"ta bir röportajı yayımlanmış... Ermeni kökenli yurttaşımız Jaklin Köse'yi, başkan yardımcısı yapacağını açıklamış.
Bunun gibi, başka gruplarla da akılcı ve insani ilişkiler kuruluyor. CHP oyları sıçrama yapıyor.
Dün de yerinde tanık oldum... Bir haftada çok şey değişmezse, "Bakırköy'ü CHP'nin rahat alacağını" söyleyebilirim.

İzlenimlerime göre, Tarhan Erdem'in NTV'de açıkladığı ve dünkü gazetelerin manşetlerinde yer alan seçim öngörüleri, toplumu etkilemiş bulunuyor.
AKP'nin yükselen oy dalgası karşısında "tavır" oluşmakta.
AKP'ye oy vermeyecek ama CHP'yi ve de Baykal'ı içine sindiremeyen, tedavülden kalkmış eski merkez partilerin seçmenleri, oylarını "ziyan etmemek" ve "AKP'nin silip süpürme alanını mümkün olduğunca daraltmak için, - kerhen de olsa - CHP'ye" yönelebilirler.
Onlara, merkezden solun açıklarına yelpazeye yayılmış olanlar da katılma sürecindeler.
"Açıklamanın üzerinden daha 24 saat bile geçmeden, AKP karşısındaki dağınıklıkta bu toparlanma, seçimler için meteorolojik bir ön gösterge" olabilir.
Erdem, pek de sempatiyle bakmadığı Baykal'a bir "hayat öpücüğü" mü verdi yoksa?
Açıklamasının, CHP oylarını en az yüzde 5 yukarı çekmesi olasıdır.
Türkiye'de demokrasi, 3 Kasım seçimleriyle bitkisel hayata geçmiş olanlardan sonra artık bırakın "çok partililiği," ama hiç değilse "iki partili" olabilmelidir.
Demokrasi, tek ayakla yürüyebilir mi?

İstanbul'da yükselmesi beklenen "AKP tsunamisi" herhalde, Kadıköy'e de giremeyecek.
İki dönemdir başkan olan Selami Öztürk'ün gene kazanma şansı yüksek.
Şişli'de Mustafa Sarıgül, hiç kuşku payı bırakmadan açık farkla önde.
Acaba Sarıgül, İstanbul adayı olsaydı, AKP'nin, CHP'ye böylesine fark atacağı hiç söylenebilir miydi?
Onlara, çok çalışan, adı ve deneyimi olan Naci Ekşi'nin Küçükçekmece'de AKP ile aradaki büyük farkı kapatmaya çalıştığını eklemeliyim. Beşiktaş'ta durum, birkaç parmak CHP'den yana. Adalar'da, İşçi Partisi'nin gösterdiği Musevi aday, oyları bölmezse CHP'nin şansı yüksek.
....
Ve Başbakan Erdoğan'ın "Orayı almazsak, AKP'yi seçimi kazanmış saymayacağım" dediği İzmir'de, Piriştina fırtınası esiyor.
.....
Bütün bunlar, "iktidar faktörü... Medya, CHP'ye yer vermiyor" söylemlerine rağmen nasıl oluyor?
Bu saydıklarımıza neden ampul takılamıyor?