Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çünkü... "Yeni AB Anayasası ile Türkiye'ye kapıların kapanabileceği" öne sürülüyor.Örneğin...Yeni Anayasa, Türkiye'nin üyeliği için "çifte çoğunluk" öngörmekte:"1- Üye ülkelerin yüzde 55'inin EVET demesi.2- Avrupa Birliği toplumlarının yüzde 65'inin EVET demesi."Yani, her üye ülkede referandum ya da ayrı ayrı ülke parlamentolarından EVET oylarının yanı sıra, AB'de yapılacak son oylamayla da ayrıca bu "çifte çoğunluk" aranacak.O nedenle Fransa'da "Avrupa Birliği'ne Türkiye'nin tam üye olması istenmiyorsa, 29 Mayıs'taki AB Anayasası'na EVET oyu kullanılması" çağrısı yapılmakta.Yukarıdaki satırlar Libèration gazetesinde yayımlanan bir makaleden alındı.Teması "HAYIR için EVET..."Tercümesi şöyle:"Türkiye'ye HAYIR diyebilmek için yeni AB Anayasası'na EVET.".....................Böylece... Yeni Anayasa'nın referandumda kabulüne karşı olan "HAYIR"cıların "Türkiye'ye HAYIR diyebilmek için Anayasa'ya da HAYIR" sloganından sonra, aynı gerekçeyi "EVET"çiler de kullanıyor:"Türkiye'ye HAYIR diyebilmek için yeni AB Anayasası'na EVET..."Ne hazin... EVET'çilerin de, HAYIR'cıların da işaretparmaklarıyla umacı gibi gösterdikleri tehlike, "Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği..."........................Türkiye bu düşmanlık için Fransa'ya ne yaptı?Hiç...Peki bu karşı rüzgârları değiştirmek için ne yaptı?Hiç...........................Bir ek daha... Fransa'nın saygın gazetesi Le Figaro'da 25 Fransız parlamenter bir bildiri yayımladı. Mesajı "HAYIR için EVET..."Bildiride şu satırlar dikkat çekici:"AB'nin bugün Türkiye'nin katılımıyla bağdaşmayan siyasi bir projesi var....... Başbakanı 'Minareler süngümüz, kubbeler miğferimiz, camiler kışlamız, müminler askerimiz' diyen bir ülkeyi nasıl entegre edebiliriz?"Bildiride "Türkiye'ye İMTİYAZLI ORTAKLIK STATÜSÜ tanınması" gerektiği mesajı verildi.Laik değerlerin yükselişte olduğu, "hilal, haç, altı köşeli yıldız, kippa ve başörtüsünün" orta dereceli okullarda yasaklandığı Fransa'da "din-siyaset" ilişkisi duyarlı konu.Başbakan Erdoğan, Fransa'ya odaklanmalı, daha yoğun çaba göstermeliydi."Laik Türkiye" imajını vurgulayan çabaları olmalıydı.Ne yazık ki Paris, AKP iktidarının dış gezi programlarında hep "çevre yolu" gibi kaldı.Gerçi...Görünüş o ki, Fransa referandumunda anayasa az oy farkıyla da olsa kabul edilecek. Türkiye için oylamalar ise en erken 10 yıl sonra...O zamana kadar Türkiye, fert başına milli geliri büyük olasılıkla 10 bin doların üzerine çıkarmış olacak. Kayıt dışı ekonomi ya da fert başına satın alma gücüyle bu rakam 15 bin dolar olarak öngörülebilir.10 yılda Türkiye'de demokrasi, insan hakları, kültürel yapı, uyum yasaları ve uygulamaları kültürel reformlarla, sermaye transferleri, karşılıklı yatırımlar ve nüfus hareketleri öyle bir harman oluşturacaktır ki, referandum çoğunluğu toplumsal düzeyde gerçekleşebilir.Yeter ki Türkiye, yol haritasından sapmasın.......................Sözgelişi....Bir başbakan, AİHM kararı üzerine, "Mahkemelerimiz gene aynı kararı verirler" derse, daha başında yargılama erkinin bağımsızlık ve tarafsızlığı üzerine gölge düşebilir. Yeniden yargılanması olasılığı bulunan Abdullah Öcalan adlı, 30 bin kişinin ölümünden sorumlu teröristten söz ederken bile Başbakan, "yargıya müdahale" anlamına gelecek sözcüklerden uzak durmalıdır. Bunu ben gazetemde yazabilirim, televizyonda söyleyebilirim... Nitekim yazdım ve söyledim de... Ama Başbakan, bakanları, milletvekilleri o sözcükleri kullanamaz. Aksi halde yürütmenin ve yasamanın yargıya müdahale kuşkusu oluşabilir.İçimiz yansa da bu böyle.Örnekleri çoğaltmak mümkün."Şiir okuduğum için hapse girdim" diyen bir başbakanın hükümeti, fikir söyledikleri, fikir yazdıkları için gazetecileri demir parmaklıklar ardına yollayacak yasa çıkarmamalı.AB'li olmak zor zanaat. İnce zanaat. g.civaoglu@milliyet.com.tr Türkiye'nin AB üyeliği Fransa'daki referandumun gündemine gene taşındı. Ancak... Bu kez Avrupa Anayasası'na "HAYIR"cılar değil, "EVET"çiler tarafından.