Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Milliyet
Müthiş bir başarı hikâyesine imza
atan Özgür Bolat’la TEV gecesinde.

FOTOĞRAF TEV (Türk

Eğitim Vakfı) gecesinden.

Genç adamın adı Özgür Bolat. TEV’den burslu

olarak okumuş.

Dünyanın en saygın üniversitelerinden Boston’daki MİT ve Harvard’da lisans ve mastır... Cambridge’den doktora... Hepsinden

birincilik derecesi...

48 yıl önce TEV’i kuran

Vehbi Koç yukarıda bir yerlerden bizi görüyor idiyse yüzündeki memnuniyeti hisseder gibiyim.

48 yılda böyle çok sayıda pırıltılar sundu Türkiye’ye TEV...

Yarım yüzyıla yakın sürede 217 bin 500 yurtiçi, 2 bine yakın yurtdışı burs.

Okullar, yurtlar...

Haberin Devamı

Bunların arasında üstün zekâlı öğrenciler için “özel okulu” da ayrıca altını

çizerek belirtiyorum.

Merhum Vehbi Bey kendini emekliye ayırdıktan sonra günde 1-2 saatini gene de holding işlerine bir “üst göz” olarak veriyordu.

Asıl vaktini ise kurucusu ya da kurucularından olduğu 3 kuruma adamıştı.

1 TEV (Türk Eğitim Vakfı),

2 TEMA (Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı) ,

3TAPV (Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı)

Bu sonuncusu “doğum kontrolü bilincini yaygınlaştırmayı” da amaçlıyordu.

.......................

TEV’in başında artık Ömer Koç var. Onun ve Genel Müdür Yıldız Günay’ın yönetiminde TEV ışıklı yolunda yürümesini sürdürmekte. Uzun süredir doğum günlerinde ya da başka nedenlerle hediye almak yerine TEV’e burs

bağışı yapıyorum.

TEV’in özgün sertifikasını alan dostlar inanın ki hediyeden daha çok hoşnut oluyorlar.

Özellikle o dostum mesleğiyle ilgili bir okulun öğrencisine verilen burs yüreklere daha da

bir dokunuyor.

Milliyet

Contemporary İstanbul’un Başkanı Ali Güreli, PR’ı Selin Bozkurt ve Hürriyet yazarı Vahap Munyar’la Frankie’nin terasındayız.

PARİS’TE 3 GENÇ

PARİS...ODTÜ’yü bitiren iki delikanlı ve bir genç kız. Hedefleri “mastır” yapmak. Montparnasse’ta sığıştıkları binada ünlü ressam Komet, diğer birkaç Türk ressamı Nâzım Hikmet’in eski eşlerinden Münevver Andaç ve şiirlerinde adı geçen ressam oğlu Mehmet’le de komşudurlar.
Yani... Sanatın tam içine düşerler. Mastırı falan bir yana bırakıp galeriler, sergiler, sanatçı kafeleri arasında keşfettikleri bu gezegene kapılırlar.
Ve Türkiye’ye dönüş...
Onlardan biri Güllü Aybar, 14 yıl Urart Sanat Galerisi direktörlüğünü yaptı.
Diğeri Faruk Sade...
Ankara’nın “sanat mabedi” denebilecek “siyah-beyaz” galeriyi kurdu. 30 yıldan sonra geçen yıl yönetimi kızı Sera Sade’ye bıraktı.
3’üncüsü Ali Güreli...
O ise uluslararası tanınırlıkta Contemporary İstanbul’un kurucusu.
Contemporary İstanbul’un 10’uncu yılında 24 ülke ve 28 şehirden
102 galeri yer alacak.
Geçen yıl ziyaretçi sayısı
80 bindi. Bu yıl 100 bin
olması bekleniyor.
Yılın konsept konuğu İran.
Küresel ünü olan büyük koleksiyonerler sponsor otellerde ağırlanacak. Contemporary İstanbul’un dünyada 15 elçisi var.
Bunlar sanat gezegeninin itibarlı isimleri. Bütün bir yıl fikir ve ilişki üretiyorlar. Ayrıca...
Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu’nun inisiyatifiyle Türkiye’nin büyükelçilik binaları ve rezidansları Contemporary İstanbul’un tanıtım davetlerine açılmış. 23 şehirde etkinlik düzenlenmiş. Bu yıl 100 milyon dolar dolaylarında satış yapılması bekleniyor.
Kurumsal koleksiyonerlerden daha şimdiden 5 milyon dolarlık alım taahhüdü sağlanmış.
Bu da olayı galeriler açısından daha çekici hale getiriyor.
Ali Güreli’nin ufkundaki başka projeler ve başta “vergi” olmak üzere devletin sanata desteği gibi konularda gene yazacağım.
Milliyet
Deniz ve Liman
Bir dizi ve bir albüm...
İkisi de yeni, ikisi de keyifli.
“Bir Deniz Hikâyesi”nin başarılı
oyuncuları Emre Kızılırmak, Başak Parlak ve “Liman” albümüyle sanatçı Ezo Genç konuklarım.
İstanbul Boğazı’nın en güzel köşesi olan Portaxe’ta Ezo’nun “Liman” şarkısıyla başlıyor program. Onun kristal sesinden “Kalbine Sürgün” ve diğer şarkılarının eşliğinde değerli oyuncular
Başak ve Emre’yle keyifli bir pazar sohbeti.
Milliyet

Burhan Doğançay’ın “Mavi Güzel” tablosu 1 milyon,
“Mavi Senfoni” tablosu ise 2 milyon 200 bin liraya satılmıştı.
EKSTREM 3 ÖĞÜT
CONTEMPORARY İstanbul’un Başkanı Ali Güreli’den büyük sanatçımız merhum Burhan Doğançay anısıyla başlayayım yazıya. Doğançay’ın henüz tanınmadığı yıllarda New York.
Her sabah gazete satış noktalarına gidiyor, sanat sayfalarından nerede yeni sergi açılışları var bakıyor.
Mutlaka gidiyor.
Ali Güreli’ye “Gidiyordum çünkü açtım. Konuklara yapılan ikramlarla karnımı doyuruyordum” demiş.
Nihayet bu zor şartlar canına tak etmiş, Türkiye’ye dönmeye karar vermiş.
Kararını yakın arkadaşı Thomas’a açmış. Thomas ona öğüt vermiş: “Burada Rum ressamlar da ilk yıllarında parasızlık çekerler. New York’taki Rum bakkallar, kasaplar, manavlar, lokanta sahipleri o zordaki sanatçılarını doyururlar. Sizin de Türk esnafı aynı şeyi sana yapsınlar.”
Burhan Doğançay “olumsuz” diye yanıt verir. Çünkü o yılların New York’unda henüz Türkler işyeri sahibi değillermiş. Bunun üzerine Thomas
“O halde şu üçünden birini yap” demiş.
1- Bu uzun isminle tutunamazsın. -Dodo- falan gibi akılda kalan bir isim seç.
2- Yahudi olduğunu söyle. Önünde bütün kapılar açılır.
3- Cinsel tercihinin böyle olmadığını biliyorum ama -gey- gibi hareket et. Seni -gey- sansınlar.
Şansın artar.
Doğançay elbette hiçbirini yapmamış ama imdadına ABD’nin bir kararı yetişmiş.
Washington büyük ressamların eserlerinin yeniden basımlarının yurtdışından ithal edildiğini görerek, bu baskı işini içeride yapacak sanatçılara 7 dolar devlet yardımı yapılmasına karar vermiş. Her bir sayfa için 7 dolar iyi para.
Doğançay günde 1-2 saatini bu işe verip düzenli bir hayata geçmiş, geri kalan zamanını ise sanata adamış. Resimleri en yüksek bedelle satılan Türk ressamının işte böyle bir başlangıcı var.