Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Dünyada satışı 4 milyona doğru uzanan "Yüzbaşı Corelli'nin Mandolini" adlı kitapta, Yunanlı'nın karakteri, şöyle anlatılır.
"Her Yunanlı'nın içinde iki Yunanlı barınır.
Birincisi Helen tarafı.
Mantığa inanır, Platon ile Pythagoras'un ruhsal mirasçısıdır, oran duygusunu geliştirir.
Aşırılıklardan kaçar, sınırlarını bilir, içindeki şiddeti bastırır, uyum arar.
Hukuka uyar.
İkinci yanı olan Rum tarafı Bizans'tan alınmıştır.
Rum her türlü kalleşliğe, her türlü barbarlığa başvurur.
Rumlar fırsatçı, çıkarcı, para ve güç peşinde koşan kişilerdir.
Mantıklı değillerdir.
İçgüdüleriyle davrandıklarından herşeyi ellerine yüzlerine bulaştırırlar."


Siyaset psikolojisi

Bu girişten sonra, Türkiye - Yunanistan ilişkileri bağlamında son bir yılın grafiği için 2 farklı görüşü yansıtalım.
Birincisi: "Yunanistan, Türkiye'ye hiçbir zaman içtenlikle yakınlaşmadı.
Türkiye'nin AB üyesi olmasıyla gölgede kalacağını bilir ve bunu kesinlikle istemez.
Ama... Atina'yı ılımlı olmaya koşullar zorladı."
Örneğin...
Abdullah Öcalan gibi bir teröristin, Kenya'da Yunan Büyükelçiliği'nde ele geçirilmesiyle suçüstü yakalanmıştı.
Büyük bir prestij kaybıydı.
Öte yandan...
Almanya'da, Türkiye'ye karşı tavırları olan Hıristiyan Demokratlar seçimleri kaybetmiş, Avrupa Birliği'ne üyeliğimiz için daha sıcak bakan Sosyal Demokratlar iktidara gelmişti.
Yunanistan, artık Türkiye'ye karşı Almanya'yı kullanamayacaktı.
Deprem de, Türkiye'nin lehine esen bir insani rüzgar yaratmıştı.
Sonunda Yunanistan, bu sinerjiyle Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne adaylığına "HAYIR" diyemedi.
Ama bu balayının uzun sürmeyeceği belliydi.

Somuta HAYIR

Papandreu Ankara'ya geldiğinde, İsmail Cem tarafından kendisine "artık somut adımlar atmalıyız" önerisi yapıldı.
İki öneri sunuldu.
Bunlardan birincisi, Güven Arttırıcı Önlemler Belgesi'ydi.
1) Türk ve Yunan uçakları Ege'de silahsız uçmalıydılar.
2) Open sky agreement denen ve iki tarafın uçaklarının birbirlerinin semaları üzerinde uçuşlarını serbest bırakan, böylece karşılıklı tehdit unsurları olup olmadığını sürekli denetleyen bir uygulama başlatılmalıydı.
(ABD ve Rusya bunu uyguluyor. GC)
3) Birlikte manevralar yapılmalıydı.
4) Savaş gemilerinin karşılıklı liman ziyaretleri olmalıydı.
İkinci belge ise...
"Manevralar nasıl olacak, uçuşlar nasıl düzenlenecek, Balkanlar'da askeri mevcudiyetlerde işbirliği ve NATO'da ortak askeri tavır nasıl konacak, sivil kurumlarla nasıl yaklaşımlar olacak?.." gibi uygulamaları düzenliyordu.
Ne yazık ki...
Yunanistan tarafından uzun süre cevap verilmedi ve nihayet "NATO çevresinde ya da bir yüksek komitede bu konuları ele alalım" denildi.
Yani...
Yunanistan somut adım atmadı.

Kasisli yol

İkinci görüş ise şöyle:
"Bu kasisli bir yoldur.
İnişler çıkışlar, zikzaklar doğaldır.
İki tarafın da iç politika zorlukları vardır.
Ama...
Türkiye - Yunanistan yakınlaşması, aklın yoludur ve sürecektir.
Nitekim...
Ekonomi, kültür ve terörizm konularında 9 anlaşma imzalanmış bulunuyor."
İşte böyle bir ortamda, Yunanistan Parlamentosu'nun başta turizm olmak üzere o anlaşmaları dondurduğu haberleri gelmekte.
Ecevit - Simitis görüşmesi de doğrusu kaygıları - yeterince - gidermiş değil.
İlişkilerimiz, "Helen" ve "Rum" uçları arasında sarkaç hareketleri yapıyor.


Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr