New York'tan 4 günlük kriz izlenimlerine bir "takma ad" ile başlayalım...
ABD'nin Merkez Bankası sayılabilecek Federal Reserve Bank (FED) Başkanı Ben S. Bernanke "Helikopter Ben" diye dalga geçilerek anılıyor.
Ben S. Bernanke önceki yıllarda kriz kaygısı taşıyanları rahatlatmak için şöyle demiş:
"Nedir bu telaşınız?
Rahat olun. Dolar matbaası bizde. İstediğimiz kadar basarız. Gerekirse helikopterlerden aşağıya dolar yağdırırız..."
Gerçekten dolar basmak ve sürmek limiti eskiden Bretton Woods Anlaşması gereğince ABD'nin altın stoğuna bağlanmıştı.
KADER TEBESSÜMÜ
New York'ta para piyasalarının önemli aktörlerinin yüzlerinde bir tebessüm var.
Adeta "dondurulmuş ve yüzlere yapıştırılmış birer çift gülümseyen dudak..."
Kaçınılması, değiştirilmesi mümkün olmayan acı kaderin, Anglo-Amerikan serinkanlı duruşuyla kabullenilişi bu.
Hepsi büyük servetler yitirmekteler. Ama yapabilecekleri bir şey yok.
Krize karşı mücadelenin aktif aktörlerinden biriyle yemek yedim.
Ona göre;
ABD'de yaşananlar henüz başlangıç. Önce sorumsuzca kredi açan bankalar, ardından onların kredi risklerini omuzlayan ve bir yerde takati tükenen sigorta şirketleri gümlemeye başladı.
Şimdi " üreten reel ekonomi" ölümcül darbeyi almak üzere...
Yani fabrikalar, tarım ve hizmet sektörleri, süper/hiper marketlerden mahalle bakkallarına kadar tüm pazarlama ağı, lokantalar, içecek sektörü, seyahat sektörü, hatta sağlık ve üniversite sektörleri...
Reel ekonomideki kriz, ABD'ye ihracatla beslenen Çin'den Avrupa'ya kadar bütün küresel ekonomiyi buzluğa itebilir.
ABD yasamasından geçen "paket", sadece "ilkyardım kiti" gibidir.
Hastalığı tedavi edemez.
Tıpkı büyük bir deprem sonrası tabakaların yeniden oturması gibi uzun süre ABD kaynaklı sarsıntılar dünyayı zorlayacak.
BİLE BOŞ
New York'ta Robert de Niro'nun sahiplerinden olduğu "NOBU - fifty seven" adlı bar-restoran her zaman, her mevsim metro vagonları gibi tıklım tıklımdır.
"Görmek" ve "görünmek" için gidilecek havalı mekânlardan biridir.
Üst kattaki yemek salonunda yer bulmak -eğer iyi bir otelden rezervasyon yaptırılmamışsa- piyangodan kazanılan ikramiye kadar şans işidir.
Mankenler, reklamcılar, Wall Street'in portföyü dolu genç bankerleri, yuppiler, basketbol, futbol, beyzbol şöhretleri, televizyoncular, omuz omuza, göğüs göğüse ellerinde kadehler sürtüne sürtüne hareket halindedirler.
İşte bu NOBU'yu neredeyse boş gördüm.
Kriz orayı da fena vurmuştu.
5. Cadde ve Madison Caddesi'ndeki ünlü markaların dükkânları da tenhaydı.
Trump'ın satın aldığı Plaza Oteli'nin nerede o 24 saat yaşanan eski hareketliliği?..
Madison Caddesi güzel havalarda öğle yemeği için akıllıca tercihtir.
Nello's'un, Goulu'nun kaldırıma taşan masalarında sonbahar güneşiyle tatlı tatlı ısınırken kendinizi film setinde hissedersiniz.
Gelen geçenlerin güzellik, şıklık, kahkahaları...
Önlerine park eden lüks spor arabalara dayanmış şampanya içen hoş çiftler...
Bu görüntüler de krizin silgisiyle yok edilmiş.
Goulu'nun masasında otururken önümde yarım şişe şarap vardı. Geçenlerden biri, garsona seslendi:
"Bu adama benden de bir şişe ver. Nasıl olsa içtiğinin parasını da alamayacaksın."
Krizin bu kara mizahı insanların ruh halini yansıtıyor.