Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

DARWIN’in 200. yıldönümü... Ve TÜBİTAK dergisinde “Darwin sansürü...”
21. yüzyılda olacak şey mi?
TARAF’ta Ahmet Altan’dan şu satırlar altı çizilerek okunmalı.

Hep o kafa

Eğer inançlı biriyseniz “inandığınızın” yarattığı bu evrenin sırlarını bilim aracılığıyla öğrenmek de bir tür “ibadet” sayılır.
Hıristiyanlık, Ortaçağ boyunca sürdürdüğü dövüşten artık vazgeçti.

Hep o kafa

Vatikan şimdi “Darwin ve evrim” teorisi konusunda konferans düzenleyerek bunu tartışıyor. Müslümanlık ise en son ve “en genç” büyük din.
Şu anda, Hıristiyanlığın “Ortaçağlarına” tekabül eden bir yaşta.
Tam bilemiyorum ama belki de bu yüzden yeryüzünde Müslümanlar arasından daha fazla “bağnaz” dindar çıkıyor.
Ama... Bu bağnazlığı da artık “bilim adamları” vasıtasıyla yürütmemek gerekir. Din, kendi inançlarının gereğini özgürce yerine getirsin. Bilim de kendi araştırmalarını özgürce sürdürsün.
Bir bilim dergisinin başına “bilim adamı” görünümünde “bağnaz bir dindar” koyar, dinin bilime müdahalesine yol açarsanız, öncelikle “müdahale” kavramını meşrulaştırırsınız.
Din adına bilime müdahale meşru olursa, bunun karşılığında bilim adına da dine müdahale meşru olur.
Önemli olan, bu iki alanın birbirine müdahale etmemesi...
Bilim dergisinde Darwin’i sansür ettirmenin yolunu açarsanız, yarın bir gün bir başkasının da Diyanet İşleri’ne girip “Hadis-i Şerif” yayınını durdurmasının yolunu açmış olursunuz.

Galiba sorun, AKP’de...
“İnsanlar laik olamaz, devlet laik olur” zihniyetinin sakatlığında...
Laikliği beyninde çözememiş, içine sindirememiş ve laikliği yabancı bir madde gibi devlete atanların bu ne ilk marifetleridir, ne de son marifetleri olacaktır...
TÜBİTAK’tan bir açıklama yapılarak dergi sorumlusunun “yetkisini aştığı” iddia edildi.
Ya bilim önünde kimilerinin “haddini aşması?” Onlar için açıklama yok.

Haberin Devamı

YAKILDIĞI YERE HEYKELİ DİKİLDİ

Hep o kafa

GIORDANO Bruno İtalyan filozof, rahip ve gökbilimcisidir.
Rönesans’ı biçimlendiren filozoflar arasında en önemli olanlardan biridir.
16 yaşında “Dominiken” tarikatına girdi.
Ancak...
Kopernik’in Güneş Sistemi teorisiyle tanışınca Hıristiyanlığın dünyayı sabit sayan inancıyla bağlarını kopardı.
Bunun üzerine karanlık çağın kilisesi, onun diri diri yakılmasına karar verdi.
Yıl 1600 ... Hüküm gereği, Roma’daki “Campo dei Fiori” Meydanı’nda gerçekten diri diri yakıldı.
Ama...
Bruno’nun yakılması, Güneş’in ve onun etrafındaki Dünya ve diğer gezegenlerin dönmekte olduğu ve evrenin sonsuzluğunda bu dönme ekseninin sürekli kaydığı gerçeğini değiştirmedi.
Bruno’nun, Campo dei Fiori Meydanı’nda yakıldığı yere heykeli dikilmiştir.
Kendisini yargılayan kiliseye Bruno şöyle seslenmişti:
“Aydınlık ve karanlık arasındaki, bilim ve cehalet arasındaki savaşa her yerde katıldım.
Cehaletin babaları olan resmi akademisyenlerin yanı sıra, kalın kafalı çoğunluğun öfkesinde hedef olarak yaşadım. Ne gördüğüm hakikati gizlemekten hoşlanırım, ne de bunu açıkça ifade etmekten korkarım.”