Türkiye’nin Ortadoğu’daki yeni konumu için son yumurtlanan cevher şöyle:
“Neo Osmanlı değil, neo hilafet...”
Anayasa’da sayılan 3 şekil şartı yerine getirilmişse bir iktidar istediği her anayasa değişikliğini yapabilir mi?
Örneğin...
1950’li “geç yıllarda” Demokrat Parti iktidardaydı.
ANAYASA İÇTİHATTIR
İktidar anayasa değişikliği yaparken Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına bakmalıydı.
1975’ten bu yana Anayasa Mahkemesi verdiği kararlarda “değiştirilemez” maddeleri ihlal incelemesi yapmış ve önerilmesi mümkün olmayan değişiklikleri şekil açısında iptal etmiştir.
Bu anlamda mahkemenin verdiği kararlarla oluşan içtihatlar anayasa sayılır.
Örneğin başı örtülü olarak üniversiteye girişi düzenleyen anayasa değişikliği böyle iptal edilmişti. Önemli bir içtihattır.
Buna karşılık Anayasa Mahkemesi’nde hiçbir madde iptal edilmeyebilir de...
Buna da saygı göstermek gerekir.
SINIR NEDİR?
Anayasa Mahkemesi kararlarını “tartışmak” ile “etkilemek” sınırları nedir?
Prof. Erdoğan Teziç bu soruyu “fikir söylemekle, hezeyanda bulunmak... İşte sınır” diyerek cevapladı. Her ikisinin de pek çok örneğini yaşıyoruz.
“Hezeyanların” kıymet-i harbiyesi pek yok.
Ciddiye alınmıyorlar.
Ama... Prof Teziç bu ölçütün dışında bir başka sınır daha çizdi ki işte bu düşündürücü.
“Doğrudan ve tartışmasız etkilemek...”
Örnek verdi.
Görüşünü özetleyeyim:
“Başbakan Erdoğan’ın CHP’nin Anayasa Mahkemesi söylemi açıkça Anayasa Mahkemesi’ne iktidarın yaptığı anayasa değişikliğine dokunmayın, iptal ederseniz muhalefetin mahkemesi olursunuz mesajını veriyor. Sadece tek karar vermesini yani muhalefetin iptal başvurusunu reddetmesi için ağırlık koyuyor.”
Bu açıdan bakınca “yargıyı etkilemek” durumunun altı çizilmeli.
Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can’ın “Anayasa Mahkemesi iptal kararı alamaz, alırsa -yok- hükmündedir. Hükümet Resmi Gazete’de yayınlamaz. İptal kararı verilmemiş gibi referanduma götürülür” söylemine gelince.
Anayasa’ya göre “Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı erkleri için bağlayıcıdır” hükmü “emredici” yasa maddesidir.
Hükümetin bir Anayasa Mahkemesi kararını “yok” farz etmesi mümkün değildir.
“Resmi Gazete’de yayınlamamak da hükümetin yetkisinde olamaz. Çünkü Anayasa Mahkemesi’nin kararı bağlayıcı olmanın ötesinde bir emredici hükmü daha vardır. Anayasa Mahkemesi’nin kararları Resmi Gazete’de yayınlanır hükmü kesindir.”
1924 Anayasası’nda “Resmi Gazete’de yayınlanır ve ilan edilir” ifadesi vardı.
O dönemin koşullarına göre Resmi Gazete’nin ulaşmadığı uzak yörelerde ayrıca sesli ve duvarlara yazı asarak da ilan hükmü vardı.
Özellikle vergi yasaları için köylere kadar duyuru yapmak üzere bu yöntemlere başvurulurdu.
Yani...
Fotoğraf çok net.