Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “en etkili, muhalefet yapabileceği” asistlerde olmadık söylemlerle fileleri havalandıramıyor.
Örneğin...
“Başkanlık sistemi” için AK Parti karargahında bile umutların kırılganlığını gösteren “partili Cumhurbaşkanı” gibi bir “B” planı hamlesi yapılıyor...
İşte bu “momentumda” Kılıçdaroğlu “kan dökmeden başkanlık getiremeyeceksiniz” çıkış yapabiliyor.
Ve...
AK Parti’nin “A” planı olan “başkanlık sistemini” -bir süre için de olsa- “beklemeye alınarak” geride yedek tutulan “B” planını ileri sürmesi, böylece “partili Cumhurbaşkanına” razı olması “muhalefet başarısı” iken, bunu “görünmez” hale getirmenin izahı yok.
Şimdi...
Konuşulan, tartışılan sadece Kılıçdaroğlu’nun “kan” kelimesi.
Son derece itici, demokrasi mücadelesinde “itibarsız” bir sözcük bu.
.......................
Çok da uzak olmayan geçmişte, AK Parti’nin doğduğu evin “babası” Necmettin Erbakan’da buna benzer “kan pıhtısı” gibi kelimeler kullanmıştı.
“Kanlı mı olacak, kansız mı? Ama fıstık gibi olacak” demişti.
Yer yerinden oynamıştı.
Gök kubbe Erbakan’ın başına yıkılmıştı.
Bunu yapanların başında da CHP vardı.
Böyle bir örnek yaşanmışken ve nasıl da tepki tsunamileri yarattığı görülmüşken, CHP Genel Başkanı’nın “kandan” sözetmesi ne itibar sağlar, ne de bir sonuç üretir.
.........................
Kılıçdaroğlu gene bu tür bir “yanlış” ifadede bulunmuştu.
“Ensar Vakfı” öğretmeninin çok sayıda erkek çocuk öğrenciye “cinsel tacizi” patladığında, AK Parti zora girmişti.
Olayın elbette savunulacak yeri yoktu.
Üstelik Aileden Sorumlu Bakan Sema Ramazanoğlu “bir kereden birşey olmaz” mealinde konuşmuş, şimşekleri üzerine çekmişti.
Toplumda “tepki dalgaları” kabarmıştı.
İşte tam bu süreçte CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu olayı arka plana iten dikkatleri ve tartışmaları kendisine çeken bir laf etti:
Bakan Ramazanoğlu için kullandığı “önüne yatmak” kelimeleri tartışılmaya başlandı.
Bu iki kelime “erkek çocuklara taciz” gibi çok vahim bir skandalın önüne perde gelmişti.
AK Parti de bu “hediye malzemeyi” tepe tepe ve ustaca kullandı.
.........................
Kemal Kılıçdaroğlu dürüst, laik, sosyal hukuk devleti ilkelerinde siyaset yapan bir lider.
Ancak...
İki defadır “belagat şehveti” nöbetlerine kapılmakta.
İktidara -istemeyerek- bir anlamda yardımcı oluyor bazı talihsiz sözcüklerle.
Kılıçdaroğlu sakin tabiatlı, ılıman üsluplu, sesini yükseltmeden de etkili olabilen dosyalı muhalefetle sonuç almayı bilen bir kişilik olarak siyasette dikkatleri çekti.
Bu özellikleriyle yükseldi.
Sanıyorum kendi doğasında olmayan ve “daha sert, daha vurucu, daha bağırarak konuşmalı” türünden eleştiri yüklü telkinlerle siyasette “hitabet kulvarı” değiştirdi.
Alışık olmadığı, içselleştirmediği bu yeni kulvarda böyle “polemik hataları” yapabiliyor.