Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun -gazeteye yansımasında kaza olmamışsa- söyledikleri düşündürücüdür.
Kanadoğlu “İktidar, anayasa değişikliklerini Meclis’ten geçirir ve referanduma götürmek zorunda kalırsa, Anayasa Mahkemesi’ne takılır” görüşünde.
Bu süreci de açıklıyor:
“Daha referanduma gidilmeden Anayasa Mahkemesi iptal kararı alır.”
Gerçi Anayasa Mahkemesi’nin “sadece şekil açısından inceleme yapabileceği” öne sürülebilir ama Anayasa’nın değişmez hükümleri ve ruhu ekseninde yüce mahkeme “esas” üzerinden de karar almıştır.
Hatta “yürütmeyi durdurma” kararı olasılığından bile söz edilebilir.
Yani “referandum sürecinin askıya alınması...”
Sabih Kanadoğlu yorumlarıyla ve öngörüleriyle siyasetin yol haritasını değiştirebilen bir hukuk adamı.
Cumhuriyet gazetesine yazdığı “367” oy referansı hatırlanmalı. Hukuk kerameti kendinden menkul değil, kehaneti tutar...
Anayasa Mahkemesi’nden “iptal” kararı için öngörüsü altı çizilerek okunmalı.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun ve Anayasa Mahkemesi’nin yapısını -Anayasa’daki kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı olarak- değiştirebilecek anayasa değişiklikleri için Kanadoğlu’nun “öngörüsü” aslında “uyarı” gibi de algılanmalı.
Kanadoğlu “Anayasa değişikliği çıkmazı” yorumunu getirmekte.
Ve bir de soru:
“İktidarın referandum süresini kısaltmak için yasa değişikliği girişimi” yoksa bu nedenle olabilir mi?
Yani...
Anayasa Mahkemesi’ne referandum sürecini kesecek bir karar için zaman bırakmamak...
SİS BOMBALARI
Anayasa Mahkemesi’nin, askerlere sivil yargıyı kapatması diye algılanan son “iptal” kararı zihinleri bulandırmıştı.
Poyrazköy sanığı muvazzaf subayların sivil mahkemede yargılanacağı yolundaki 12. Ağır Ceza Mahkemesi kararı kafaları daha da karıştırdı.
Bundan önceki bir yazımda şu paragrafı tekrarlayayım:
Öte yandan, “Zir Vadisi’nde” veya “Ümraniye’de” silah gömülerinin bulunmasının askeri mahal ile ilgisi yok. Durum oldukça net. Buna karşılık “Poyrazköy” askeri mahal değil. Fakat sanıklar ya da zanlılar muvazzaf asker. Durum biraz sisli.
Bu “sis” öngörüsü gerçekleşti.
İstanbul Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Başsavcısı dava dosyasındaki iddianameyi 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nden istedi.
Böylece sivil ve askeri mahkeme arasında yetki çatışması olabileceği kuşkuları var.
Çözümün Ankara’da oluşacak “uyuşmazlık mahkemesine” uzanacağı görüşleri dile getirilmekte.
Şemdinli-Poyrazköy hattı
Öncelikle belirtmeliyim ki “uyuşmazlık mahkemesi” için “aynı muhtevada bir başka dava da askeri mahkemede açılması” gerekir.
Askeri mahkeme savcısı olsa olsa “mühimmat gizlemek” iddiasıyla dava açabilir.
Oysa 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava konusu “hükümete karşı isyan, Anayasa’ya karşı suç ve suikast” iddiasına dayalıdır.
Bu takdirde davanın “muhtevası (içeriği)” aynı olmayacaktır.
Uyuşmazlık mahkemesine gitmeye gerek kalmaz.
Şemdinli Davası örneğini vereyim.
Şemdinli Davası önce Van Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmüş ve karar bağlanmıştı.
Dosya Yargıtay’a gitti.
Yargıtay şekil yönünden kararı bozdu.
“Davaya askeri yargının bakması gerektiğine” hükmetti.
Davanın muhtevası “devletin bütünlüğünü bozmak ve örgüt kurmak” iddiasına dayalıydı.
Askeri mahkeme ise bu muhtevayı değil sadece “adam öldürmek ve öldürmeye teşebbüs” suçlamasıyla yargılama yaptı.
.................................
Elbette, bunlar “şu aşamadaki” gözlemlerdir.
Ve...
Her dava için ayrı ayrı “yetki” kararları gerekiyor.
Hukuk üzerinde başka “sis bombaları” da patlayabilir.
UÇAN SÜPER ÇOCUKLAR
Çocukların tatile girdikleri şu kısa sürede harika bir gösteri şansı...
FLYING SUPERKIDS (UÇAN SÜPER ÇOCUKLAR) İstanbul’da.
Dans ediyor, şarkı söylüyorlar, komedi yapıyorlar...
Ve inanılmaz estetik hareketlerle sahnede uçuyorlar.
1967’de kurulan SÜPER ÇOCUKLAR GRUBU 33 ülkede milyonlarca seyirci önünde sahne aldılar.
Gösterinin temeli “jimnastik...”
Onlar “jimnastik çiftliği” olarak bilinen jimnastik kulübünün üyesi 400 üstün yetenekli çocuk arasından tek tek seçiliyorlar.
Turneye 50 çocuk götürülüyor.
7-17 yaş arasındaki bu 50 çocuk haftada 7 buçuk saat çalıştırılıyor.
Danimarka’daki eğitim sistemi, çocukların uzun süreli seyahatler yapmasına engel olmadığı için “UÇAN SÜPER ÇOCUKLAR” turnedeyken bile öğretmenler eşliğinde eğitimlerini sürdürüyorlar.
Onları izleyecek çocuklar güzel örnekler de bulacaklar.
Keşke Türkiye’nin diğer illerinde de izlenseler.
En azından gösteriler bittikten sonra devlet kurumu olarak TRT bu gösterinin tamamını yayınlamalı...
TİM’de bugünden başlayarak 6 gösteri var.