Hukuk gün gelir “Hepimize lazım olur.” Adaleti dağıtacak olanlar şu ya da bu siyasi inanca sahip olabilirler ama kararlarını sadece hukukun objektif ve tarafsızlık ilkeleriyle almalıdırlar.
Türkiye özellikle son yıllarda “hukuk devleti” inancının yaralar aldığı bir süreçte yalpalıyor.
Kişisel olarak ne o taraf ne diğer taraf.
Vicdanı ve kanunlar doğrultusunda adalet dağıtacak bir yargının yanındayım.
“Hukukun dokunulmazlığı” vardır/olmalıdır.
....................
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş TV’de muhabirlere şu mesajı verdi.
“Demokrasinin temeli yasama, yürütme ve bağımsız yargıdır.
Ancak bunların hepsinin üstünde milli irade vardır.
Her biri milli iradeyle uyumlu olmalıdır.”
Bunu AK Parti Grup Başkan Vekili’nin, “HSYK seçimleri için kazanırlarsa gayrimeşru sayarız” söylemiyle birlikte okuduğumuzda kaygı duymamak mümkün değil.
Taha Akyol’un analiziyle -ve bazı bölümleriyle- durumun fotoğrafını çekmekte fayda var.
GAYRİMEŞRU SAYARIZ!
Anayasa’ya göre bağımsız bir kuruluş olan HSYK için yine Anayasa’ya göre yapılacak olan seçimleri iktidar partisi nasıl gayrimeşru sayabilir?!!
Evvela, “Milli irade”, iktidar partisinden ibaret değildir. Yürütme, muhalefet dahil yasama ve bağımsız yargı, üçü birden milli iradedir.
İnsanlığın son iki yüz yılda belki binlerce eser yazarak geliştirdiği kuvvetler ayrılığı ve demokrasi fikrinin temeli budur.
Karalama kampanyasının HSYK’daki baş hedefleri 1. Daire Başkanı İbrahim Okur, 2. Daire Başkanı Nesibe Özer, 3. Daire Başkanı Ahmet Hamsici... Nice zamandır “paralel, kripto, haşhaşi” diye saldırıya uğruyorlar. Bunların hiçbirinin cemaatçi olması mümkün değildir. Ne hayat tarzları ne kişilikleri buna müsaittir.
ÇEKİLMEZSEN YIPRATILIRSIN!
İbrahim Okur da “kripto(!)” imiş. Yargıtay’daki seçimleri Okur organize etmiş, istediklerini kazandırmış!
Bir de “Solcu fakat kripto paralel” diye bir kategori varmış! Yargıtay Üyesi Mustafa Ateş böyle “Solcu fakat kripto paralel” biriymiş! Yargıtay’daki seçimlerde İbrahim Okur onu da desteklemiş. Fakat Okur, diğer üç adayı 200 civarında oyla kazandırırken solcu Mustafa Ateş 32 oyda kalmış!
İzah hazır: “Okur, son anda Ateş’i çizmişti!”
Demek ki hepsi birinci sınıf hâkim olan Yargıtay üyeleri, Okur’un “son anda” verdiği emre uymuş!
İbrahim Okur, yüksek güç sahiplerinin “Adaylıktan çekil, çok memnun olursun; çekilmezsen yıpratılırsın” şeklindeki sözlerine boyun eğmeyen bir hukuk adamı olduğu için hedef tahtası yapıldı.
YÜRÜTMEYLE UYUMLU
Damgalanan bu insanların basın toplantısı yapmaları da mümkün değil, gazetelerde manşet atmaları da...
13 bin hâkim ve savcının iradesini “gayrimeşru” sayabilecek böyle bir gücün HSYK’yı “yürütmeyle uyumlu” hale getirmesi ihtimali, yargıda ciddi endişe yaratıyor; sağcı, solcu fark etmiyor bu endişede. Bu tabloyu görmek yerine, ona buna “kripto” denilmesi endişeleri büsbütün artırıyor.
‘LİSTE’ SORUNU
Yargıdaki cemaat sorununu çözmek başkadır, yargıyı “yürütmeyle uyumlu” hale getirmek başka.
Anayasa Mahkemesi HSYK ile ilgili son kararında, iktidara “tek adaya tek oy” diye kanun çıkarma imkânı vermişti.
Bu yapılsaydı, hiçbir hizbin listesi HSYK’ya hâkim olamaz, oylar dağılır, çoğulcu yani bağımsız bir HSYK ortaya çıkardı. Fakat iktidar böyle yapmadı, “listeye oy” diye kanun çıkardı.
Belli ki seçimleri dizayn edebileceklerini düşündüler. İşte böyle dizayn ediyorlar!
Ne Cemaat’in ne iktidarın ne de siyasi muhaliflerin listesi... HSYK, dünya görüşleri ne olursa olsun, özgür irade sahibi hukukçulardan oluşmalıdır.
.................
Bu final cümlesini de aynen paylaşıyorum.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın ise, “HSYK seçimlerinde sandıktan çıkacak sonuçlara saygılıyız” açıklaması alaca karanlıkta yanan bir ‘ışık’tır.