Hukukun kum saatiŞu günlerden itibaren artık
Af Tasarısı'na
"kanunlaşmış" gözüyle bakılabilir.
Çünkü... Bu tasarı, bir
siyasi afet olmadıkça
Meclis'te aynen kabul edilecek gibi görünüyor.
Cumhurbaşkanı'nın
"aynı metin olarak önüne gelmiş bir yasayı ikinci kez veto etme yetkisi" yok.
İmzalamak zorunda.
O gün, resmi gazete mükerrer baskı yapar.
Zaten...
Adalet Bakanlığı, bir genelgeyle
"hangi durumda olanların bu yasadan yararlanacaklarını" cezaevlerine bildirmiş bulunacak.
Cezaevlerinde valizleri çoktan hazırlanmış olanlar, birkaç saat içinde tahliye edilirler.
Ya yürütmeyi durdurma kararı Daha önce veto ettiği bir yasayı, ikinci kez aynen önüne geldiğinde zorunlu olarak imzalamayı,
Cumhurbaşkanı içine sindirecek mi?
Anayasa Mahkemesi'ne, yürütmeyi durdurma kararı istemi ile birlikte iptal davası da açar mı?
Olabilir...
Fakat... Pratikte affın fiili uygulamasını
"durdurma" olasılığı
"yok" gibi.
Çünkü...
Anayasa Mahkemesi, "yürütmeyi durdurma kararı" verse dahi hapishaneler çoktan boşalmış olacak.
İptal kararı verirse de zaten geriye yürümez.
Türk Ceza Kanunu'nun
2. maddesi "lehte olan kanun, tatbik ve infaz olunur" der.
O nedenle... Tahliye olanlar için artık dönüş yolu kapanacaktır.
Ya affedeni affetmek! Ama... Haklarında henüz dava sürenler... Yahut
Af Yasası'na girdiği halde fiili henüz saptanmamış, haklarında dava açılmamış kişiler, ilerde yargılandıkları taktirde bu yasadan yararlanamayacaklardır.
Açık
"eşitsizlik..."
İptal edilmiş... Artık
"olmayan bir Af Yasası" nedeniyle, aynı suçları işlemiş olanlardan bir kısmı dışarda
"özgür", diğer bir kısmı
"içerde" olacaklar.
Öte yandan...
Anayasa Mahkemesi, iptal kararı verirken yasadaki başka eşitsizlikleri de dikkate alabilir.
Affın kapsamı böylece genişleyebilir.
Af Kanunu'nun kapsamadığı öyle suçlular tahliye olurlar ki...
Affeden siyasetçiler affedilmez!
Boşluk Hapishane kapıları
"Af Kanunu"nun resmi gazetenin mükerrer sayısında yayınlanmasıyla birlikte açılacaksa, o zaman
"Anayasa Mahkemesi'nin denetim fonksiyonu, sadece kağıt üzerinde kalıyor" demektir.
İşte
Anayasa'daki önemli bir boşluk.
Yasanın resmi gazetede yayınlanır yayınlanmaz uygulanmasını önlemek ve
Anayasa Mahkemesi'nin gereğinde yürütmeyi durdurmasına olanak sağlamak üzere
Cumhurbaşkanı'nın imzasıyla başlayacak bir yasal süre öngörülmeli.
Öte yandan...
Türkiye için yaşamsal önemde olan konuların referanduma sunulması ve buna göre karar alınması da demokratik süreçte çok yararlı olabilir.
Ne yazık ki...
Anayasa değişikliği hazırlıklarında, zaman zaman
"halkoyuna gitmek" önerileri yer almıyor.
Oysa... Batı demokrasilerinde
referandum, ülkenin yazgısını ilgilendiren konularda başvurulan ve tartışmaları ortadan kaldıran bir uygulamadır.
Örneğin;
AB'ye girmek sorunu, bazı ülkelerde halkoyuna başvurularak yani referandum yoluyla sonuca bağlanmıştır.
Bunları affa
"yandaş" ya da
"karşı" olmak amacıyla yansıtmıyorum.
Çünkü... O aşama çoktan geride kaldı.
Fakat... Hukuk devleti, kum saati gibidir. İnce ayrıntıların zaman içinden ve deneyimlerden süzülmesiyle dolar.