Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Bütün liderler aynı şeyi söylüyor.

“Erken seçim olmasın...”

İyi hoş da erken seçim olmaması için “bir hükümet kurulması lazım.”

Hepsi...

Lafa “kırmızı çizgilerle, şununla ya da bununla olmaz şartlarıyla” başlıyor.

Seçimlerin üzerinden 10 gün geçti, havada sadece “olmazlar” uçuşmakta.

Hükümeti kurması gereken 4 siyaset aktörü böyle giderse “tekrar seçime” uzanan yolun zemin taşlarını döşemiş olurlar.

MASAYI DEVİREN OLMAMAK

BU “olumsuzda duruşun” arkasındaki nedenlerden biri de “masayı deviren olmamak...”

Haberin Devamı

Yani...

Seçmene şu mesajı göndermek:

“Bakın, bir ortak hükümet kurulması için elimizden gelen her şeyi yaptık. Bütün iyi niyetimizi ortaya koyduk. Memleket hükümetsiz kalmasın dedik ama işte görüyorsunuz olmadı, olamıyor.”

Yüzde 60’ı oluşturan partilerin liderleri “Cumhurbaşkanı ile görüşmenin önünü, daha Beştepe’den çağrı gelmeden” kestiler.

“Neden onunla görüşelim? Hükümeti Cumhurbaşkanı kurmayacak ki... Hükümeti kurma görevi kime verilirse onunla konuşuruz.”

........................

Oysa...

Devletin işlerliği için zaman zaman Cumhurbaşkanı’nın devreye girmesi, onun görevidir.

Hükümet kurma görevini vermeden önce, siyasi parti liderlerinin görüşlerini almak, siyasetin nabzını tutmak bir yöntemdir.

Böylece çekeceği “kardiyografi” hükümet kurma görevini kime vereceğinin yol haritası olabilir.

Bu bakımdan “Cumhurbaşkanı ile görüşmeyiz” tavrı bir “ön yargıdır.”

Ancak...

O tavrın 7 Haziran seçimlerinden sonra hiç nedensiz, siyaset refleksiyle ortaya çıkmadığına da işaret etmekte fayda var.

Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim kampanyası boyunca kürsülerden 400 ile başlayan, 367’ye ve sonrasında 330’a da inen oy için çağrıları “anayasal tarafsızlığı” konusunu tartışmaya açmıştır.

“Karşı rüzgârlar” üretmiştir.

Cumhur-başkanı Erdoğan yapacağı konuşmalarla, hükümet sorununa bu rüzgârları hafifletecek güvenceleri inandırıcı biçimde vermelidir.

NAFİLE TURLAR

SON nesiller “nafile turlar” deyimini bilmezler.

Türkiye’de bu turlar hemen hemen her seçim sonrası yapılırdı.

Yani...

Bir ortak hükümetin kurulması için Cumhurbaşkanı’nın görev verdiği liderin “avare kasnak” misali diğer partilerin kapılarını çalması, görüşme maratonları, sonuç alınamayacağı görülünce, ardından bir başka siyasi liderine görev verilmesi ve gene “nafile turlar...”

Haberin Devamı

Bir tur daha...

Ve bir tur daha...

Uzar da uzar.

2015 Türkiye’sinde kaygı duyulan şey işte “nafile turlarla” hükümet kurma işinin sürekli patinaj yapma beklentisidir.

Hükümet kurulamaz ve ekim ya da kasımda seçimlerin tekrarlanması zorunlu hale gelirse, halk önünde ve kendi seçmeni nezdinde bunun faturasını ödemek hiçbir partinin ve parti liderinin isteyeceği şey değil.

Hiçbiri ateşteki kestanelere uzanıp elini yakmayı göze alamıyor ama kestaneleri ateşte kömürleşmesinden sorumlu tutUlmak da işine gelmiyor.

OLGUN AMA ÇÜRÜK DEĞİL

BÖYLE sürerse kamuoyuna da bıkkınlık gelir.

“Bir hükümet bile kuramıyorlar” memnuniyetsizlik homurtuları ülkeye dağılır.

Artık “Seçim şart oldu” söylemleri yaygınlaşır.

Eğer “tekrar seçim” isteyenler varsa işte onların istediği olmuş demektir.

Meyve çürümeden bu olgunlaşmış haliyle dalından çekip alınır.

Haberin Devamı

“Tekrar seçim tek çare” çağrısı kamu vicdanında yerini bulur.

Ne var ki...

Bu geleneksel klasik siyasetin de “sürprizleri” daima olabilir.

Önümüzdeki günlerde bunlara işaret edeceğim.