Güneri CIVAOĞLU
Yaşar Topçu için
gensoru, Hükümet krizine dönüşür mü?
Cumhurbaşkanı Demirel'e göre
"hayır..." Topçu "ağızdaki 32 dişten biri gibidir. Çekilirse, düşerse, yenisi takılır" diyor.
Demirel, "gensoru'da - HAYIR -
oylarının daha fazla olması halinde bile Anayasa'nın aradığı 276'yı bulmadıkça Topçu'nun göreve de devamedeceği" mesajını veriyor.
Meclis'te
milletvekili sayısı şimdiki gibi
550 değil,
450 idi...
Ve o zaman
gensoru ile
Hükümet ya da
bakan düşünmek için
salt çoğunluk da 226 idi.
Demirel'in Başbakanlık yıllarında
"bulun 226'yı düşünün" sözü ünlüydü.
Yani...
Zihniyeti o zaman da aynıydı...
1980'de
Demirel, Adalet Partisi azınlık Hükümetinin Başbakanı'ydı. O hükümeti,
Erbakan'ın
MSP'si ve merhum
Türkeş'in
MHP'si dışardan destekliyordu.
Ama...
MSP, devrin
Dışişleri Bakanı Hayrettin Erkmen'i düşürmek için
gensoru önergesi vermişti.
226 HAYIR oyu ile
Erkmen düşürülmüştü.
Erkmen olayında
Demirel, yutkundu. Hükümeti sürdürdü.
Hemen ardından 12 Eylül 1980 ihtilali gelmeseydi,
Dışişleri Bakanı'nı,
patlayan lastiği stepneyle değiştirir gibi değiştirecek ve yoluna devam edecekti.
Demirel, Descartes'in yaşamın izahı
matematikseldir sözünü siyasete uygular.
Demirel'in mühendis cetveli ölçmüştür:
"Madem gensorularda 226 bulunmadıkça Hükümet düşmüyor, bakan da düşmez...
Eğer 226, sadece bir bakan için verilmişse, o bakan düşer. Hükümet devam eder."
Şimdi de mantığı budur.
Üstelik,
CHP gensoruda
EVET ya da
HAYIR oyu kullanmayıp, sadece salondan çıktığı için
muhalefetin salt çoğunluk olan 276'yı bulması mümkün değil. HAYIR'lar fazla çıksa da
Demirel'e göre;
Topçu, Bakanlık görevini sürdürmelidir.
Baykal'ın siyaset matematiği ise şöyle:
"Bu hükümetin ortağı değiliz. Desteğimiz süresiz de toptan da değildir. Her önemli ve temel konuda bizi tatmin etmelerine endekslidir.
Niyetim, bu Hükümeti düşürmek sanılmasın. Öyle olsa, muhalefetle birlikte oy kullanırdık.
Sadece...
Oylamaya katılmıyoruz.
Ve...
Bunu HAYIR oylarının 276'ya ulaşmayacağını bilerek yapıyoruz."
Yani...
Baykal'ın amacı
ipleri koparmak değil,
iplerin kendi elinde olduğunu hem
Yılmaz'a, hem de
kamuoyuna göstermek.
Baykal, kamuoyuna mesajlar veriyor.
1- Biz, bu hükümetin kaderini ve sorumluluğunu paylaşmıyoruz.
2- Ülkenin hükümetsiz kalmasını ya da Refahyol'un eline düşmesini istemediğimiz için bu hükümeti - sadece bizi inandırdıkları konularda -
destekliyoruz.
3- Bu hükümetin alternatifi Refahyol değildir.
Fransa, İtalya, Yunanistan gibi Akdeniz Sosyal Demokrat İktidarlar zincirinde son halka olarak CHP yönetiminde Türkiye de yer almalıdır.
O nedenle CHP'yi onlardan ayırın.
Baykal'ın söyleminin tutması için ardarda vurgulaması gerek. Bunun için zamana ihtiyacı var. Kısa sürede erken seçim
CHP'ye yaramaz.
Daha
Refahyol yıkılmamıştı.
Çankaya köşkünde bir
TV programı sonrası, çaylar içilirken
Cumhurbaşkanı Demirel'in siyaset tahminlerini dinliyordum.
"Refahyol çökecek gibi görünüyor. Ortalığı ise Hüsamettin Cindoruk toparlar" diyordu.
Ne demek istemişti? Göreceğiz.
Ama...
4- Cindoruk'un toparlama formülü şöyle...
"Önce bu hükümetin kurulmasıydı; kuruldu.
Şimdi sıra yasa değişikliği ve sandık birliği ile seçim ittifakını sağlamak. Sonra DTP - DYP - ANAVATAN'ın bütünleşmesi...
5- Deneyimli ve güvenilir Cindoruk sanki bir misyonun temellerini atıyor.
Ve
Mesut Yılmaz...
O da, bütün bunları görüyor.
Bir başka felsefe ortaya koyuyor:
"Tabula rasa..."
Yani, gerekirse, masanın üstünü temizlemek. Sonra yeni siyaset haritasını, düzenini, manzarasını bu temiz zemin üzerinde yeniden oluşturmak.
Boynunda, ucu
Baykal'ın elinde olan bir ip...
Masanın üzerinde, önüne ne konursa yemek zorunluğu...
Bunu kabul edemiyor.
"O zaman çekiliriz. Seçime gideriz" diyor.
Hele
10 gün içinde
RP kapatılırsa...
Çiller'in başına çorap örülürse bunların da
ANAVATAN'a yarayacağını düşünüyor olabilir.
Peki ne olur.
Bütün bu farklı hesaplar çarpışadursun...
Bir yıla yakın süredir
Türkiye'nin önünü aydınlatan İşbankası reklamındaki gibi - görünmeyen ama sezilen -
sağduyu gene egemen olur.
Bu hükümet sürer. Kesintisiz eğitim gibi vergi ve diğer ekonomik reformlar da yapılır, yasalaşır.
CHP de bunlara destek verir.
Türkiye laik, demokrat, liberal mevzilerini terketmez.
Bir de...
Sağduyunun sesi, dışardan
sufle edilmeden, Türkiye'yi yönetmek iddiasında olan bazılarının da içinden gelse...
Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr