Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan ikinci kez “idamı” gündeme getiriyor.
Bu kez de “AB ülkelerinde idam yok ama Amerika’da, Japonya’da, Çin’de var” dedi.
Acaba neyin işaretini veriyor?
Türk Ceza Kanunu’na idamı yeniden getirmeyi mi?
Türkiye’de hiçbir şey için “yok artık, bu da olmaz” denilemeyeceğini öğreniyoruz.
Fakat...
Gene de “olmaz deme olmaz olmaz” Türkiye klasiğini kafamızın bir köşesinde saklı tutarak “imkansızdan, bir çıt aşağı” ihtimal kapısını aralık tutmalıyız.
Meclis çoğunluğuna dayalı “oy hesaplarına” girmiyorum.
Erdoğan kafasına koyarsa MHP oylarını da alarak idam cezasını geri getirecek Meclis aritmetiğini cebinde hissediyor olabilir.
MHP lideri Bahçeli seçim kampanyasında elinde “ilmikli idam ipi” ile kürsü konuşmaları yapmadı mı?
Ancak...
Olay, sadece “Meclis aritmetiği” mi?
Türkiye’nin Avrupa yolculuğunda zaten ağır aksak giden AB katarı rayından çıkar.
Avrupa’dan esecek kasırgaların şiddeti ve yaratacağı hasar tahminlerin çok ötesindedir.
Hele...
Türkiye’nin içinde dönecek hortumların neleri koparacağı ve havalandıracağı tahmin edilmeyecek şey değil.
Ya...
Bir de “yeniden yargılama” yolu açılarak Abdullah Öcalan’ı mahkemeye çıkarmak, idam cezası...
İnfaz!..
Türkiye devleti elbette egemendir, güçlüdür ama ulusal enerjinin böylesine savrulmasına değer mi?
Hukuk devleti temel ilkelerinde böyle bir “makable şumul (geriye doğru kanun işletmek)” olur mu?
Abdullah Öcalan devlet adına “idam edilmeyecek” sözü alınarak teslim edilmişti.
Bu sözün çiğnenmesi devletler hukukundaki “ahde vefa” temel hukuk kuralına da aykırıdır.
Bütün bunları Başbakan Erdoğan’ın bilmediğini sanmak mümkün mü?
Elbette biliyordur.
Peki...
Öyleyse neden bu aba altından gösterilen “sopa...”
Niyet okumayayım.
Sadece düşüncemi yansıtmakla yetiniyorum.
Başbakan Erdoğan, sanıyorum “vasıflı sopa” gösteriyor; “terbiye sopası...”
Demokrasi ve insan hakları çerçevesinde mesafeler alınıyor.
İşte...
Son olarak “anadilde savunma hakkında” sonuca varılmak üzere yapılan düzenleme AİHM isteklerinin de ötesinde.
Anadilde eğitim için “seçimlik dersten” Kürtçe enstitülerine, üniversite kürsülerine kadar geniş bir yelpaze açıldı.
Televizyonda 24 saat Kürtçe yayın var.
Kürtçe yer isimleri yolu açıldı.
Demokrasi yolunda bütün boyutlarda eşitlik için kazanımlar sürecek.
..........................
Bunlara rağmen hala şiddet ve kanla, açlık grevi dayatmalarıyla “Abdullah Öcalan’ı İmralı’dan çıkartmak, kanırtması olacaksa, başka gündemlere davetiye çıkarılmış olur” mesajını veriyor diye algılıyorum.
Buna karşın...
Her şeye rağmen bu denli uçta ait olduğumuz ya da olmak istediğimiz Avrupa kültürünün dışında, tedirginlik üreten söylemlerin orantısız olduğunu düşünüyorum.
Neyse ki...
Başbakan Erdoğan’ın söylemi “isim olarak Öcalan, coğrafya olarak Türkiye” gibi somut adresler göstermiyor.
Genelleme yapıyor.
İsveç’teki caniden hareketle konuşuyor.
Sonuç...
“Anlayana...”
Geçelim...

Haberin Devamı

9’U 5 GEÇE
BUGÜN büyük Atatürk’ü kaybedişimizin 74’üncü yıldönümü.
Aramızdan ayrılış yıllarını gösteren rakam büyüdükçe, ona sevgi, saygı, şükran hislerimiz daha derinleşiyor.
Değerlerine tutkumuz kökleşiyor.
Onun yolunda direncimiz büyüyor.
Bizim mahallede durum budur.