Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

"Bir kapının kapalı olduğunu anlamak için, o kapıyı itmek gerekir."
Ecevit, bunu yaptı.
Bütün kapıları denedi, hepsi kapalıydı.
En geç hafta başında, görevi Demirel'e iade etmesi büyük olasılık.
Sıradaki formüllere gelince...
Önce, Sümer Oral...
Yıl 1980.
12 Eylül İhtilali henüz yapılmış.
Sümer Oral, Adalet Partisi milletvekilidir.
Manisa kökenli olan dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ile iyi dostturlar.
Evren, Milli Güvenlik Konseyi Başkanı ve Devlet Başkanı sıfatıyla, Sümer Oral'a bakanlık önerir.
Sümer Oral, açık sözlülükle şöyle der:
"Efendim, gösterdiğiniz güven için çok teşekkür ederim.
Ancak...
Bu konuda Genel Başkanım Süleyman Demirel'den izin almam, nezaket ve vefa gereğidir.
Müsaade eder misiniz?"
Evren duygulanır. Onay verir.
Oral, öneriyi Demirel'e açar.
Fakat...
Demirel, devrilen bir iktidarın partisinden, ihtilal hükümetine bakan verilmesini doğru bulmaz.
Oral, durumu Evren'e anlatır, affını rica eder.
Daha sonraki yıllarda da, Demirel ile Oral arasındaki ilişkiler, hep aynı güven çizgisinde sürmüştür.
Peki...
DYP'den ayrılarak Anavatan'dan milletvekili seçilmiş olması nedeniyle, Sümer Oral'ın adı, Çiller'de ve arkadaşlarında bir tepki yaratır mı?
DYP kurmaylarından, buna "Hayır" cevabını aldım.
Çünkü...
Sümer Oral, DYP'yi zor günlerinde terk edenlerden değil.
1995 Seçimleri'nde, DYP'ye dışarıdan gelen ve genel sekreterliğe getirilen Tevfik Diker - ki o da şimdi Anavatan'dadır - liste başına oturtulmuştu.
Genel Merkez müdahalesi nedeniyle, Sümer Oral'ın listede ikinci olması bile olası görünmüyordu.
Kırılmıştı.
Adaylığını koymadı.
Başvuru evrakını da tamamlamadı.
Kenara çekildi.
Ama...
Parti yönetiminden kimse de, "ne yapıyorsun, neden adaylığını koymuyorsun" diye sormadı bile.
Sonra...
Manisa'da iyi bir seçmen tabanı olan Sümer Oral'a, Anavatan öneride bulundu.
Oral seçildi.
Fakat...
Bir gün bile, DYP Genel Başkanı ve DYP için tek bir kötü kelime etmedi.
Kısacası...
Oral'a, Çankaya ve Anavatan, sıcak bakıyor. DYP ise, soğuk değil.
Diğer partilerden de bir tepki olmaz.
Duyarlı çevrelere ise, Kenan Evren, Oral için iyi şeyler fısıldamış olmalı.
Eğer, Oral, hükümeti kurmakla görevlendirilirse... Parti liderlerini dolaşarak onlardan koşulsuz destek ister.
Hükümetine bakan almak için söz vermez.
Böylece...
Zaten, bu konuda iddiası ve dayatması olmayan FP'den bakan almayarak, geniş tabanlı ve çoğunluğa dayalı bir hükümet kurması olasılığı büyüktür.



Bütün bu olumlu rüzgarlara karşın, Oral, gene de güvenoyu alacak çoğunluğu sağlayamazsa, yedekteki formül - üst düzey siyaset kulislerine göre - İsmet Abi başbakanlığında seçim hükümetidir.
İsmet Sezgin, Cumhurbaşkanı Demirel'in görevlendirilmesi üzerine, 10 Ocak'ta dolacak 45 günlük süreden sonra, bir seçim hükümeti kurabilir.
Güvenoyu alma zorunluğu olmayan bu hükümetin başbakan adayı, Demirel'e yakınlığı bilinen İsmet Sezgin'dir.
Ayrıca...
Milli Savunma Bakanlığı döneminde, Silahlı Kuvvetler'le iyi ilişkiler kurmuştur.
Bu, onun avantajı.
Ama, zorlanacağı bir boyut da var.
Duyarlı çevrelerde, pek de olumlu karşılanmayan bir Anayasa maddesi gereği, seçim hükümetinde, FP'nin 10 bakanla temsil edilmesi gerekiyor.
Demirel'in, böyle bir hassasiyeti aşabilmek için, başka formüller uygulaması sürpriz olmasın.
İşte, Ecevit'in bir kez daha görevlendirilmesi... Yahut, Oral ya da İsmet Sezgin'in güvenoyu almadan 45 günlük süre içinde hükümeti kurmaları ve seçimlere o hükümetle gidilmesi, bu tür formüller olarak dile getirilmekte.




Bülent Ecevit'i, hiçbir zaman koltuk tutkunu olmamak özelliğiyle anımsıyalım.
Örneğin...
12 Mart 1971 Muhtırası'ndan sonra, CHP Genel Sekreterliği'ni bırakmıştı.
1974'te, Erbakan'Milli Selamet Partisi'yle ortaklığını götüremeyeceğini gördüğü anda, başbakanlıktan istifa etti.
1979'da, ara seçimleri 5 - 0 kaybedince, başbakanlığı bıraktı.
Yerine, dıştan destekli Demirel azınlık hükümeti kuruldu.
12 Eylül 1980 İhtilali'nden sonra, diğer partilerde genel başkan sıfatları sürdürüldü ama sadece Ecevit, CHP Genel Başkanlığı'ndan istifa etti.
1987 Genel Seçimleri'nde, DSP, barajı aşamadı.
Ecevit, daha o gece, Genel Başkanlık'tan istifa etti.
Böyle bir karakter, şimdi her türlü hükümet formülünü tekrar tekrar deniyorsa, bütün kapıları tekrar tekrar açmak için zorluyorsa, bunda "acaba neden?" diye iyi düşünülmesi gereken bir gizem, bir kaygı, bir sorumluluk duygusu olmalı.
Ecevit, Çankaya'ya görevi iade için giderken, geride hoş seda bırakacaktır.



Yazara E-Posta: g.civaoglu@milliyet.com.tr