İmralı'daki mahkemenin yedek üyesi Mehmet Maraş, dün ilk kez duruşmaları izledi.
Böylece...
DGM'lerin sivilleştirilmesi için Anayasa ve yasa değişikliği gerçekleştiğinde, davanın, askeri üye çekilirken asli üye haline gelecek Mehmet Maraş ile sürdürülmesi amaçlanıyor.
Çünkü...
Yedek üye Maraş, Abdullah Öcalan duruşmasının bütün aşamalarını izlemiş olarak Hakimler Kurulu'nda yer alacak.
Aksi halde...
Davanın ilerleyen bir aşamasında, Anayasa ve DGM Yasası değişikliği sonucu, askeri hakim üyenin yerini, dışarıdan gelen, davayı izlememiş, dosyaları bilmeyen bir sivil hakimin alması, Yargıtay'ın "hükmü bozma nedeni" olabilirdi.
Hatta...
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin de sırf bu nedenle başvuruları kabul edeceği açıktır.
CMUK'un 381. maddesi gereğince, fiili ya da hukuki bir engel olması halinde, yedek üyenin, asli üyenin yerini alması öngörülür.
Davanın kaldığı yerden sürmesi için aynı maddeye göre yedek üye duruşmaları izleyebilir.
Bu bakımdan, uygulama akılcıdır.
Paralel
Peki aynı sağduyunun işaretleri,
Ankara'da veriliyor mu?
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ile bu konuyu söyleştik.
Anlattıkları şöyle:
"Hükümet ortakları olarak, gruplarımızda DGM'lerin sivilleştirilmesi önerisini imzaya açtık.Gruplarımızın fire vereceğini sanmıyorum.
Ancak...
Halk oylamasına gitmeden, doğrudan TBMM oylarıyla, Anayasa değişikliğinin yapılabilmesi için muhalefetin de oylarına ihtiyacımız var.
FP, ilke olarak - evet -
diyor.
Ancak onların bazı koşulları da var.
Örneğin...
CMUK'da bazı değişiklikler, DGM'lerin yetki alanlarının daraltılması gibi...
Fakat gene de bu konuda anlayış göstereceklerine inanıyorum.
O tür değişiklikler daha sonraya da bırakılabilir.
Önemli olan Türkiye'nin imza attığı uluslararası standartlardaki yargı sürecini gerçekleştirecek değişikliği bir an önce yapmasıdır.
Aslında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı bize iletildiği zaman hazırlanmış olan iki tasarıdan birini imzaya açtık.
Daha önce yapılacaktı fakat TBMM'den 9 aydır hiçbir kanun geçmiyor.
Önümüzdeki hafta Anayasa Komisyonu kurulmuş olur.
Öbür hafta da Anayasa değişikliği birinci kez görüşülür.
Aradan 48 saat geçtikten sonra ikinci kez daha görüşülüp oylanır.
DGM Yasası'ndaki askeri hakimle ilgili maddeler de bu süre içinde değişmiş olur.
Böylece, eğer FP de öneriye katılırsa, halk oylamasına gitmeden, öbür hafta DGM'ler sivilleşmiş olur."
Sağduyu
İşte beklenen bu doğrultuda bir sağduyudur.
FP'nin önünde bir olanak açılıyor.
Eğer
Türkiye adaletinin
Avrupa standartlarında bir yargılama süreci sınavı vermesine katkıda bulunursa, son zamanlarda yara alan imajını onarabilir.
Sistemin içine girebileceğinin göstergesi olur.
Ayrıca...
Sağduyunun ve yurtseverliğin gereğidir.
Bütün bunlar,
Avrupa istiyor diye yapılıyor değil.
Sadece
Abdullah Öcalan için bir değişiklik olarak da yorumlanmasın.
Tasarılar
9 ay önce hazırlanmıştı.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kıvrıkoğlu, daha yaz sonlarında
"TSK'nın hukukçuya ihtiyacı olduğunu, DGM'lerdeki askeri üyelerini çekmek istediklerini" söylemişti.
Ancak yasalar, azınlık hükümeti ve seçim ortamında çıkarılamadı.
Hele
Anayasa değişikliği hiç yapılamazdı.
Hadise, iç politika kıskançlıklarının dışında tutulmalıdır.
Ayrıca...
Avrupa kompleksi değil,
"sağduyu neredesin" sorusuna cevaptır.
Eğer öbür haftaya kadar bu çaba sonuç verirse, bu arada iddianame, iddianamenin okunması, savunmanın hazırlanması gibi aralarla da, mehkeme fazla ilerlemeden
DGM'lerin sivilleştirilmesi gerçekleştirilmiş olur.
Yedek üye
Mehmet Maraş'ın zaten duruşmaları izlemesi,
Öcalan hakkında verilecek hükmün yeniden muhakemeyi gerektirmesi önlenmiş olacak.
Kamu vicdanının aradığı gecikmeyen adalettir.
Dün şehit ailelerinin ve özellikle şehit astsubay
Murat Namdar'ın eşi
Yıldız Namdar'ın duygu depremleri gibi konuşmaları,
Türkiye'nin nabzıdır.
Keşke
Ankara'da kimileri bunu hissedebilseler.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr