Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Çırağan'da ilginç konuşmalardan birini dün Libya Dışişleri Bakanı Shalgam yaptı:
"Siz eşcinseller arasında nikah kıyıyorsunuz. O evliliklere ses çıkmıyor... Ama İslamdaki çok eşliliği eleştiriyorsunuz.
Bu mu uygarlık çatışması?"
Salonda gülüşmeler...
Aslında söylem iki kültür arasındaki zihniyet farkını vurgulamakta.
Eşcinsel evliliğinin savunulma yeri bu sütun değil... Ama biresel özgürlüklere saygının uzandığı bir "uç" nokta olarak görülebilir. Buna karşılık kadın - erkek cinsel ilişkisine ve insan nesillerini sürdürmek işlevine dayalı da olsa çok eşli evlilik kadının insanlık haklarını tutsak almaktır.
Konuyu daha fazla uzatmayacağım.
Yansıttığım söylem simgedir.
İstanbul'da bu iki farklı zihniyetten 74 İslam ve AB ülkesini "uygarlıklar arası uyum" gündemiyle bir araya getirmenin, ortak "hoşgörü iradesi yansıtmanın" zorluğunu göstermek içindir.

İsmail Cem bu fikrin sahibi ve uygulayıcısıdır.
Birkaç ilginç özelliği işaret edeyim:
1- Toplantının düzenlendiği Çırağan Sarayı Doğu'da demokrasinin rahmidir. İlk Osmanlı Meclisi 1909'da o binada toplanmştı. İstanbul, Batı'nın bütün uluslararası kurumlarına üye olan ve İslamın ise yüzyıllar boyu koruyuculuğunu yapan devletin iki kıta arasında köprü kentidir. Türkiye bu uzlaşma kültürünün referans modelidir.
2- İlk kez AB ve İKÖ ülkeleri bu çapta ve böyle bir gündemle bir araya geliyorlar.
3- 11 Eylül'den sonra Batı ile İslam arasında kırılma işaretleri verecek kadar gerginleşen fay hattı yerine bu toplantıyla bir "yeşil" hat çekilmekte.
4- Küresel siyasette bazı milatlar vardır. 2. Dünya Savaşı sonrasında Batı bloku ülkelerini kalkındırmak için "Marshall Planı" adıyla uygulamaya konan ekonomik yardım doktrini... AB'nin demokrasi ve insan hakları standartlarını tanımlayan "Kopenhag kriterleri" gibi... Çırağan'daki toplantı da Huntington'un "uygarlıklar çatışması" iddiasının devamında ve özellikle 11 Eylül sonrası çözüm arayışlarında ihtiyaç duyulan "uygarlıklar arası diyalog ve uyum" formülüdür.
5- O nedenle dün "İstanbul ruhu" adını almıştır. Bu söylemin isim babası Fransa Dışişleri Bakanı Vedrine olmuştur. Ürdün Prensi Hasan, Almanya, Avusturya Dışişleri bakanları Fischer ve Ferrero - Waldner tarafından da vurgulandıktan sonra, tüm konuşmacılar tarafından dile getirilmiş, benimsenmiştir.
Bundan sonra, uygarlıklar arası sorunlara diyalogla çözüm arayışları bağlamında referans "İstanbul ruhu" olabilir.
6- Türkiye AB'nin İKÖ ile diyaloğu işlevini alabilir.
Bu toplantının belirli aralıklarla İstanbul'da toplanması, bir sekretaryasının oluşması, kurumsallaşma önemlidir.
Aslında bazı kıskançlık izlenimleri de yansıdı.
7- AB'liler "canım bu çapta ve düzeyde değilse bile zaten İslam ülkeleriyle toplantılarımız oluyor diyorlardı. "EUROMED" diye anılan Akdeniz Araplarıyla toplantıları, bazı İslam diplomatları ise Türkiye'yi kendilerinden görmediklerini söylüyorlardı.
Ancak o söylemler oluşumun büyüklüğü altında kaldı.

Birkaç satır daha...
Protokol Genel Müdürü Doğan Akdur ve ekibiye bu denli büyük bir organizasyon saat düzeninde işlemiştir. Hiç kolay değil.
Bu toplantıda devletin tasarruf kararları uygulanmış, 250 bin doları Katar'dan olmak üzere 700 bin dolarlık sponsorluk geliri sağlanmıştır. Ayrıca... Gelen bütün bakanlar ve beraberindekiler, yol, otel, tüm giderlerini kendileri karşılamışlardır.
Bu büyüklüğü hiç olaysız güvence altında sürdürtmek, Emniyet Müdürü İbrahim Özdemir ve polisin, istihbarat örgütlerinin etkinliğidir.
Ve nihayet...Çırağan'dan manzaralar Atatürk'ün bugünlere uzanan soluğuydu.