İşte belge

Ermeni soykırımı iddiaları için bir belge. Yıl 1923...
Bükreş’te yapılan Ermeni Taşnak Partisi kongresine bir rapor sunulmuştu. Raporun altındaki imza Ermenistan’ın ilk başbakanı Ovanes Kaçaznuni’niye aitti:
ABD Temsilciler Meclisi alt komitesinde kabul edilen “soykırım” tasarısının daha önceki tasarılardan farkı bu kez soykırım iddiasının 1915’ten cumhuriyetin kurulduğu 1923 yılına kadar uzatılması.
Ama bakın 1923 yılında Ermenistan’ın ilk cumhurbaşkanı neler yazmış.

Türklere savaşı biz açtık

1914 sonbaharında, Türkiye henüz savaşan taraflardan birine katılmadığı dönemde, Güney Kafkasya’da büyük gürültü içinde ve enerjik biçimde Ermeni gönüllü birlikleri oluşturulmaya başlandı.
........Türklere karşı ayaklandık. Barışı sabote etmek için savaştık bile. Artık hepimiz Türklerin düşmanı olan İtilaf devletlerinin kampındaydık. “Türkiye’den denizden denize Ermenistan” talep etmekteydik. İtilaf devletlerinin ordularını Türkiye’ye göndermeleri ve hâkimiyetimizi temin etmeleri için Avrupa ve Amerika’ya resmi çağrılar yaptık. Nihayet şu da var ki, var olduğumuz sürece aralıksız olarak Türklerle savaştık. Öldük ve öldürdük. Artık, Türklere ne gibi bir güven telkin edebiliriz ki?
.......Askeri operasyonlara katıldık. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık. Tehcir doğruydu ve gerekliydi. Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz. Türklerin Milli Mücadele’si haklıydı. Barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı. Türklere karşı ayaklandık ve savaştık. Sevr Antlaşması gözümüzü kör etmişti. İsyanımızın temelinde İtilaf devletlerinin bize vaat ettiği büyük Ermenistan hayali vardı. Ama biz hiçbir zaman devlet olamadık. Türkiye Ermenistan’ı diye bir devletin hayalden öte olmadığı gerçeğini göremedik.
Aklımız dumanlanmıştı. Biz kendi isteklerimizi başkalarına mal ederek, sorumsuz kişilerin sözlerine büyük önem vererek, kendimize yaptığımız hipnozun etkisiyle, gerçekleri anlayamadık ve hayallere kapıldık.
.......1915 yaz ve sonbahar döneminde Türkiye Ermenileri zorunlu bir tehcire tabi tutuldu. Türkler ne yaptıklarını biliyorlardı ve bugün pişmanlık duymalarını gerektirecek bir husus bulunmamaktadır. Siyasal açıdan olgunlaşmamış ve dengesiz insanlara özgü bir şaşkınlık içinde, bir uçtan diğerine savrulmaktaydık. Rus hükümetine karşı dünkü inancımız ne denli körü körüne ve temelsizse, bugünkü suçlamalarımız da o denli körü körüne ve temelsizdi.
........Kaderden şikâyet etmek ve felaketlerimizin sebeplerini kendi dışımızda aramak acıklı bir durumdur. Bu bizim (hastalıklı) milli psikolojimizin karakteristik bir özelliğidir ve Taşnaksutyun Partisi de bundan kaçamamıştır.

ERMENİ AÇILIMI VE DOĞALGAZ FATURASI
Ermeni soykırımı tasarısı İsveç parlamentosunda kabul edildi.
Sırada İngiltere ve İspanya var...
ABD Temsilciler Meclisi alt komitede kabul edildi, genel kurula gelmek üzere...
Fransa, Almanya, Rusya, Kanada, Arjantin, Şili, Kıbrıs Rum Kesimi, Litvanya, Lübnan, Hollanda, Polonya, Slovakya, İsviçre, Vatikan ve Venezuela parlamentolarında da daha önceden “soykırım” kararları alınmıştı.
Son hafta kararları sonrası, Washington ve Stockholm büyükelçilerini iktidar Ankara’ya çağırdı.
Peki... Yukarıda sıraladığım 15 ülkedeki Türkiye büyükelçileri görevlerini sürdürürken, Washington ve Stockholm büyükelçilerinin Ankara’ya çağırılmaları “oksimoron” bir görüntü değil mi?
Etkinliği “buğulu cama parmakla yazmak” kadar uçucu olur.

Azerbaycan’ın gazı
Bu arada bir de Ermenistan’la imzalanan protokoller var.
Artık yürümeyeceği anlaşılan bu protokoller İsviçre’de -sözde- “gizli” görüşmelerle başlatılmıştı ama her şeyden günü gününe haberdar olan Rusya tarafından bu “yaklaşım” Aliyev’e uçurulmuştu bile...
Bakü’de olay “hançer” gibi algılanmıştı.
O günden sonra Ankara’nın tüm güvence verme çabalarına karşın Bakü’deki buzlar çözülemedi.
Soğukluk, Azerbaycan’dan gelen doğalgaz fiyatlarına yansıdı.
Azarbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, “yıllardır Türkiye’ye dünyadaki fiyatların üçte birine doğalgaz sattıklarını” belirterek ülkesindeki yetkililere “Türkiye’ye verilen doğalgazın fiyatını artırmaları” talimatını verdi.
Sonuç...
Protokoller kâğıt parçalarına dönüştü.
“Soykırım” kararlarıyla, Ermenistan’la ilişkiler yeniden eski çıkmaz sokaklara girdi.
Üstelik ABD ve İsveç ile ilişkilerde de tansiyon yükseldi.
Bize ise daha yüksek fiyatla doğalgaz kullanmak düştü.

PATRİK BARTHOLOMEOS’UN YAŞI
2 Mart’ta bu köşede “Patrik 7 yaşında” başlıklı yazım yayımlandı.
Çünkü Patrik Bartholomeos 29 Şubat’ta doğduğu için doğum günlerini 4 yılda bir kutluyor.
Okuyucumuz Erol Pelister “Patrik’in yaşam boyunca doğum gününün 17 defa gerçekleştirdiğini” hesaplamış.
Mesleği “Yeminli Mali Müşavirlik...”
Elbette bizden iyi bilecek. Bana da “matematik dersinden kırık not verdiğini” yazmış.
Haklı... Ben 17 diye düşünüp 7 yazmışım. Ama o da yanlışmış. 18 olması gerekiyormuş...
Sayın Pelister’e teşekkürler.