Güneri CİVAOĞLU
Kıbrıs'ta, kıvılcımlar uçuşta...
Savaş provaları yapıldı.
Gerçekten böyle bir çılgınlık yaşanabilir mi?
Belirteyim ki,
Yunanistan ve
Kıbrıs'ta yöneticiler
"delirium tremens" haline girmezlerse, bir
savaş mümkün değil.
Yunanistan ve
Güney Kıbrıs'ta fert başına milli gelir
15 bin dolar dolaylarında.
Savaş olursa kaybedecekleri şey büyük.
Rum ve Yunan halklarının psikolojileri de çok değişti.
Savaş olursa erişmiş oldukları bu
yüksek yaşam düzeyini, en az bir nesil için yitirecekleri bilincindeler.
Bundan kısa bir süre önce
Kanal D'deki
DURUM programında
Yunanistan'ın itibarlı başyazarlarından
Nikos Marakis konuğumdu.
Programa katılan bizim diplomatlar ve emekli generaller, onun
hırçın ve
saldırgan olacağı varsayımıyla, yapacakları konuşmayı iyice bilemişlerdi. Kelimelerini bıçak gibi keskinleştirmişlerdi.
Fakat sonra görüldü ki, başyazar hiç o havalarda değildi.
Şu mesajı vermekteydi:
"Siz eski ve alışılmış sert söylemlere bakmayın. Bu politika ve bu tür yazılar devrini doldurmakta.
Çünkü, halk artık savaş istemiyor.
Avrupa Birliği'ne girdiğimizden bu yana ekonomimiz çok gelişti. Fert başına milli gelir birkaç kez katlanarak büyüdü.
Halk, bu refahın keyfini sürmek istiyor. Kıbrıs da bu refah düzeyindedir.
8 - 10 yıl öncesi gibi değiliz.
Biz artık savaşta kaybedecek şeyleri olan bir Avrupa ülkesiyiz.
Sizin de öyle olmanızı temenni ediyoruz."
Bu sözler düşündürücüydü.
Çünkü,
görünüşteki Rum hırçınlığına, saldırgan uslubuna, silahlanmaya hiç de uyumlu değildi... Ama, dış görünüşün arkasındaki asıl gerçeği yansıtmaktaydı.
Dün
Kıbrıs'ta sözümona
Girne'nin
işgali provasını yansıtan
hava ve
deniz gösterileri,
Ege sularında dog - fight denen
Rum uçaklarının, Türk setlerine kanat sürtmeleri, hedefe
elektronik kitlenmeyle diklenmeleri, sokaktaki
Rumun gönlünü yelpazeliyor, manevi doyum veriyor... Fakat bu söylem ve eylemin, sıcak savaşa dönüşme olasılığı korkudan tüylerini diken diken ediyor.
Yunan yönetimi de bunu iyi bilmektedir.
Türkiye ile sıcak çatışma sorumluluğunu asla göze alamazlar.
Türkiye de politikasını buna göre çizmelidir.
Peki,
Türkiye - Yunanistan çatışmasının eşiğinden dönüldüğü hiç olmadı mı?
Oldu elbette...
Bunlardan sonuncusu,
Kardak kayalıklarına
Yunan bayrağı dikildiğinde yaşandı.
Devrin Başbakanı Çiller, komutanlar ve Dışişleri kurmaylarıyla gizli toplantıda
"tiz" bir sesle emir veriyordu:
"Gideceksiniz... O bayrağı indireceksiniz. Oradaki Yunanlıları kulaklarından tutup atacaksınız."
İşte bu, - halklar ne denli istemeseler de - sıcak savaşın şalterini indirmek olacaktı.
Büyükelçi İnal Batu'dan kurtarıcı formül gelmişti:
"Hemen yandaki kayalığa da bizim denizciler çıksın... Bayrak diksinler. Sonra iki taraf da çekilir."
Bunalım böyle aşılır.
Kaybedecek şeyleri olan
Ege'nin iki yanındaki ve
Kıbrıs'taki
uluslar için,
en kritik anlarda dahi sağduyu sahiplerinin çıkacağına ve duruma egemen olacağına inanmalıyız.
Avrupalı olmanın ön koşulu budur.
Darvin'in
"çevreye en uyumluların hayatta kalacakları" kuralı gereği,
Türkiye, Yunanistan ve
Kıbrıs da, çevreye uyumlu olmak zorundadırlar.
Çevre de
Ortadoğunun kum ve petrol çamurunda çırpınan
bölge diktatörlükleri, şeyhlikleri, krallıkları değildir.
Avrupa'da
Avrupalı olma kurallarıdır.
Avrupa, savaşla çözümü çok - önceki
karanlık yıllarda - bıraktı.
Pekala, ya
Kıbrıs'ta uçuşturulan savaş kıvılcımları?...
Sorunun cevabı daha önce de bu sütunda verildi.
Türkiye tahrikedilmek isteniyor. Ayranlar kabarsın... Tehditlerde bulunalım... ki
AB, Türkiye'nin işgalinden korumak için
Kıbrıs'ı kanatları altına alsın.
Kıbrıs'ta tam üyelik müzakerelerini
Ocak'ta başlatsın...
Rauf Denktaş'ı,
Rum tarafıyla masaya oturtmak için
ABD ve
AB baskıları yoğunlaşsın. Bunlar olursa, bir sonraki aşama,
Kuzey Kıbrıs'ta plebisit girişimidir.
Konu:
"Güney Kıbrıs'la birlikte AB üyesi olmak."
Yani...
"AB ülkelerinde serbest dolaşım... AB yardımlarının akması... Yakın geçmişteki Rum kirli yöntemlerine karşı Avrupa insan hakları ve adalet güvenceleri...
Fert başına 15 bin dolarlık refahın paylaşımı..."
Kuzey Kıbrıs'ın bir bakıma satınalınması...
Oyun budur.
Bugünün savaş provası görüntüleri kimseyi aldatmasın.
Bunlar savaş oyunudur.
Jetlerle sirtaki dansıdır.
Sirtaki'de ileri adımlardan sonra mutlaka bir adım geriye çekilir.
Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr