Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

BUGÜN cumartesi... Tatil sabahında başka ufuklara yelken açalım...
Birlikte yenilen akşam  yemeğinden John Malkovich izlenimleri...
Kırmızı kadife ceketi ile ilk görüşte “vitrin yapmayı seven adam”    gibi algıladım.
Ancak...
İlerleyen dakikalarda konuştukça bu önyargıyı siliyor.
Volümü düşük sesle , sakin, tane tane ve kısa cümlelerle konuşuyor.
Her türlü abartıdan, sanatçı köpüklerinden  arınmış.
Sözgelişi, Obama için görüşü sorulduğunda hiç öyle “müthiş” falan gibi laflar etmiyor.
Henüz ilk lokmalarını aldığı ve ilk defa tattığı bir yemek için fikrini ihtiyatlı bir ifadeyle söyler gibi doğal.
Her konuda  “ süslemeleri” olmayan sade, yalın, olağan bir üslup kullanıyor.
Şakir Eczacıbaşı ve Meltem Cumbul’un arasında oturuyordu.
Bir ara masada yer değiştirdim.
Konuştuk.
İnsan ilişkilerinden , aşka, filmlerine kadar renklerden oluşan bir palet...

Haberin Devamı

John Malkovich  olmak


Malkovich’le tehlikesiz ilişkiler
EN  çok hangi filmini seviyor? 
Cevabı; “Oynadığım mı? Yönettiğim mi? Yazdığım mı?”  oluyor.
Bu ölçütlere göre, filmleri ile gönül  bağlarını anlatıyor.
Dödünde de oyuncu olduğu, Tehlikeli İlişkiler (Dangerous Liaisons), Sahtekâr (Changeling),  John Malkovich Olmak (Being John Malkovich),  Aramızda Casus Var (Burn After Reading)  filmlerine biraz daha yakın olduğunu hissettim.
Avrupa kültürüne yabancı değil.
Güzel Fransızca da konuşuyor.
O bir filozof sinema adamı.
Acaba Dalai Lama’nın hayatını beyaz perdeye yansıtmayı düşünüyor mu?
Gene aynı cevap:
“İsterim ama oynamak mı, yönetmek mi, yazmak mı bilemiyorum.”
Herkese karşı nazik.
Mütevazı.
Diyaloğa açık, yerel kültürü öğrenmeye meraklı.
“John Malkovich Olmak” filmini “hiç bitmese”  diye düşünerek izlemiştim.
Ama asıl John Malkovich  olmanın anlamını bu yemekte  gözlemledim.

Eyfel kırmızı - beyaz
ŞAKİR  Eczacıbaşı,  sanat dünyasının gurusu olduğunu zarafetle hissettiren bir davet sahibiydi.
Kısa  ve güzel bir konuşma yaptı.
2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti ve temmuz ayında Fransa’da hayata geçirilecek Türkiye etkinlikleri konuşuldu.
Eyfel’in aylarca  Türkiye simgesi olarak kırmızı ve beyaz ışıklarla aydınlatılacağı haberi heyecan vericiydi.
Belden aşağı ne kelime, dizden bile aşağıya düşen standartlarda böyle bir gece farklı bir  paranteze alınmıştı.
John Malkovich olmanın tek süsü “kırmızı ceketti.”

John Malkovich  olmak

İSTANBUL EMNİYETTE
POLİS Haftası bağlamında İstanbul Emniyet Müdürlüğü çağdaş ve sanat  gücü olan tanıtım görüntüleri hazırlamış.
Trafiğin yanı sıra kurumsal ilişkilerden de sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Kemal Hanlı’nın verdiği DVD’yi keyifle izledim.
Polis , bu bakış açısına geçebilmişse, geleceğe daha fazla güvenliyim.
Zaten görüntülerin sloganlarından biri de “İstanbul emniyette.”
Çekimlerde polis  müdürlerinin, amirlerinin ve memurlarının yanı sıra profesyonel oyuncular da yer almış.
Örneğin...
Fahriye Evcen, Oktay Kaynarca, Selçuk Yöntem, Zafer Ergin ve daha bir dizi ünlü.
Klibin müziği  ise Kıraç’tan...
Hırsızlara, uyuşturucu satanlara, banka soyguncularına, trafik magandalarına nefes aldırmayan, uzaktan bomba patlatma teknolojisiyle teröristin tezgahını bozan polisin görüntüleri  hayli etkili . Hiç sıkmayan mizah üslubuyla yansıtılmış  olması da güzel.