Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Dün Hukuk Fakültesi yıllarından arkadaşım Uğur Mumcu’nun ölüm yıldönümüydü.
Bu değerli insanımızı, otomobiline düzenekli bomba yerleştirerek öldüren tezgah ortaya çıktı mı?
Elbette hayır.
Diyarbakır’ın efsane Emniyet Müdürü Gaffar Okan’ı -hem de korumaların, nöbetçi polislerin önünde- kurşun yağmuruna tutanların arkasındaki karanlık aydınlatılabildi mi?
Hayır...
Sevgili dost Ahmet Taner Kışlalı ve diğer önemli akademisyen aydınlar için “delete” tuşuna basıp yok ettiren gölge oyunları ortaya çıktı mı?
Hayır...
Belki de bu “oyunun bir kuralı...”
1960’lı yıllarda ABD’nin çok sevilen reformist genç başkanı John F. Kennedy suikastinin arkasındaki büyük oyun neydi?
Katil diye yakaladıkları Oswald da öldürüldü.
Oswald’ı öldüren de öldürüldü.
Seri cinayetlerle, suikastin arkasındakilere ulaşılacak halkalar yok edildi.
Türkiye’ye dönelim.
Turgut Özal’a, Anavatan Kongresi’nde 2 kurşun sıkan Kartal Demirağ’ın arkasında kimler vardı?
Kurşunlardan biri, kürsüdeki Özal’ın parmağına isabet etmişti.
Göğsüne girecek diğer kurşun ise mikrofonun ayağına çarpıp yön değiştirmişti.
Kartal Demirağ’ın hastanedeki sorgusunun ilk dakikalarında vardım.
Önce ismini bile yanlış vermiş, sonra suikasti hatırlamazdan gelmişti.
Sonra çözüldüğünde ilk sorusu “öldü mü” olmuştu.
Kartal Demirağ ortalarda dolaşıyor.
Ya ipleri elinde tutanlar?
Kimlerdi?
Bilinmiyor.
Ama...
Özal yakın çevresine “Kartal’ın arkasında kimlerin olduğunu öğrendim. Ama asla açıklamam. Türkiye yerinden oynar” demişti.
Özal’ı bu kadar kaygılandıran kimdi, kimlerdi, hangi güç odaklarıydı?

Haberin Devamı

GENE KARANLIK MI?

TÜRKİYE şimdi “güncel kirli dosyalarla” çalkanıyor.
İçişleri Bakanı Şahin açıkladı:
................
Başbakan Erdoğan’a 7 suikast girişimi olmuş.
Bunlardan çoğu sessizce soruşturulmuş.
1-2’si kıyısından köşesinden medyaya yansımıştı.
İçişleri Bakanı Şahin’e göre, Cumhurbaşkanı Gül’e, Başbakan Yardımcısı Arınç’a suikast planları ele geçmiş.
Bunlar Türkiye’yi “destablize” etmenin pis hesapları.
Hele...
PKK sorununun çözümü umudunu yeşerten son adımlardan sonra bu tür rezilliklerin daha da artacağını tahmin etmek için politika allamesi olmaya gerek yok.
Ekonomisi kriz yılları içinde dahi -göreceli olarak- güçlü kalabilmiş, hatta grafiğini yükselişte tutabilmiş bir Türkiye, içindeki kanayan yarası PKK sorununu da aşarsa gerçekten küresel bir güce dönüşür.
Bundan içerden de dışardan da rahatsızlık duyanların varlığı bilinmiyor değil.
Ülkelerin adları da sıralanıyor.
Örneğin İran, Suriye...
Şii mezhebinin ağırlığını devam ettirmesi ve etki coğrafyasını genişletmesi, bölge dengelerinde Türkiye engeline de bağlı.
Türkiye’nin başı sürekli ağrımalı, yarası kanamalı ki, İran’ın karşısına dengeleri çok bozacak ağırlık koyamasın.
Bu bağlamda İsrail’in de adı geçmekte.
Fakat...
Türkiye ile arası çok serin olmasına karşın İsrail’in stratejik yararı Türkiye’ye karşı İran’ın başını çektiği Şii-Nasuri kuşağını proteinlemek olamaz.
Türkiye’nin bölgesel dengelerde İran’a karşı ağırlığını koruması Tel Aviv’dekilerin strateji hesaplarına daha uygundur.
İsrail’in oynayabileceği Kürt kartı olarak Barzani ve onun Kuzey Irak varken sayısı 4500-5000 civarında dağlara sıkışmış PKK’ya hormon desteği -çok da akılcı- görünmüyor.
Gene de ihtiyatlı olmak gerek.
Ortadoğu’nun kan, petrol ve kumla karılmış çamuru altında gizlenen oyunların tahlili zordur.