Muazzez Abacı’nın “Kar Yangınları”nı anımsatan bir anlatım. Sanatçı Hazım Körmükçü, “Milli Marş televizyonda çalınırken bile ailece saygı duruşuna geçtiklerini” söyledi.
Atatürk’ün çok sevdiği, zaman zaman sofrasına konuk ettiği dedesinin adını (Hazım Körmükçü) taşıyan sanatçı, sağlam bir Atatürkçü...
Gene sanatçı olan babasının “Okay” olan adını da Atatürk koymuş.
Vizyondaki SICAK filminin başrol oyuncularından Hazım Körmükçü, yapımcı ve yönetmen Abdullah Oğuz, diğer başrol oyuncusu Ebru Akel ve filmin müziğini beraber yaptığı Cem Adrian bugün Şeffaf Oda’nın konuğu...
Hazım Körmükçü 5 kuşak sanatçı bir aileden...
Dedesinin dedesi sarayda müzik hocasıymış.
Dedesinin babası Karagöz ve Hacivat oynatıyormuş. Soyadlarının “Körmükçü” oluşu oradan geliyor.
Böyle bir aileden gelen Hazım Körmükçü, 19 enstrüman çalıyor.
İkinci Meryem
Abdullah Oğuz’un “Meryem” karakteri olan filmlerinden bu ikincisi...
Birinci Meryem “MUTLULUK” filminde Özgü Namal’dı. Kırsal kökenliydi.
Ebru Akel, “SICAK”ta kentli, ikinci Meryem.
Sırada üçüncü Meryem’in olacağı film var.
Abdullah Oğuz, Meryem üçlemesi yapacak.
Bir dizi oyuncuya deneme çekimleri yaptırırken, Ebru Akel’e de senaryoyu okutmuş ama kafasında çoktan seçimini yaptığı oyuncuymuş o.
14 yıl bale ve modern dans yapan, TV sunuculuğu, dizi oyunculuğu ve bir de sinema deneyiminden sonra ilk kez başrolde...
Ve gerçekten başarılı.
Ebru’yu ağlattı
Filmde bir ara cami imamı olarak görünen Cem Adrian “SICAK”ın müziklerine -Hazım Körmükçü ile birlikte- imza atan sanatçı.
Sopranodan baritona 4.5 oktavlık (hatta buna 7 oktav diyenler de var) yelpaze gibi açılan ses zenginliğine sahip.
Ancak... Sadece bu farklı seslerle gösteri yapsaydı, sirklerde iş bulurdu.
Oysa çok iyi bir sanatçı.
Fazıl Say’a göre bir mucize...
Soprano sesiyle “Ayrılık” şarkısını söylerken, Ebru Akel’i ağlattı.
SICAK’taki diğer Cem de (Özer), sıcak ve büyük yüreği simgeleyen “mangal gibi” tanımını beyaz perdeye başarıyla yansıtıyor.
Her filminde çıtayı yükseltmekte.
Zengine ödül yok
Abdullah Oğuz önce “MUTLULUK”ta sonra da SICAK’ta iyi bir kıvam tutturdu.
“Sanat filmi” ile “gişe filmi” kavramlarını bir araya getirdi.
“Mutluluk” hemen hemen her dalda ödüller aldı.
İyi gişe yaptı.
“Sıcak”ın da yol haritası öyle görünüyor.
Her dalda ödül alan filmin nedendir bilinmez yönetmeninden ödül esirgendi.
Sıcak’ta da aynı şey olur mu bilemem?
Çünkü... “Abdullah Oğuz zaten varlıklı. Ödül çekine ihtiyacı yok. İhtiyacı olana verelim” gibi bir tavır hissediliyor.
Oysa Apo da bu ödül çekini aldığında gene film yapımında kullanacak.
80 TON SUSICAK filmi daha ilk başta tokat gibi çarpıyor.
Bardaktan boşanırcasına yağan yağmurda, ışık ve ses efektiyle iliklerinize kadar ıslandığınızı ve buz kestiğinizi hissediyorsunuz.
Abdullah Oğuz, orman yolunda su istasyonları kurdurmuş, 80 ton deniz suyu püskürtmüş. 4 günde çekilen bu sahne, filmde birkaç dakika...
Oyuncular için aynı giysilerden dörder takım yaptırılmış, ıslanan giysiler çıkarılıyor ve kurutulurken yenileri giyilerek çekimlere devam ediliyormuş.
En zoru da o yağmur altında saatlerce toprağın üstünde yatarak ölü rolünü oynayan Gürgen Öz’ün durumu... Film kadar filmin kamera arkaları da ilginç.
Golshifteh FarahaniPASAPORT YAKAN ROLGösterimdeki “YALANLAR ÜSTÜNE (Body of Lies)” filminde başı açık görünen İranlı oyuncu Gülşifte Farahani’ye (Golshifteh Farahani) Tahran yönetimi yurtdışına çıkma yasağı koydu.
Gülşifte Farahani bu filmde CIA ajanları rolündeki Russell Crowe ve Leonardo Di Caprio ile birlikte oynuyor.
Russell Crowe Leonardo Di CaprioÜrdün’e yerleşmiş İranlı bir ailenin hemşirelik yapan kızı, CIA ajanı Di Caprio ile aşk yaşıyor.
25 yaşındaki Gülşifte Farahani, İranlı yönetmen Bahman Gubadi’nin “Half Moon (Yarımay)” adlı filminde oynamış ve 2006 Uluslararası San Sebastian Film Festivali’nde Altın İstridye ödülünü kazanmıştı.
Ayrıca...
Uyuşturucu bağımlısı bir müzisyenin hayatını anlatan İran filmi “Santuri”deki rolü de epey tartışılmıştı.
Farahani, ağustos sonlarında bir film önerisini görüşmek için Hollywood’a gitmek istemiş. Havaalanında geri çevrilmiş, pasaportunun iptal edildiğini öğrenmişti.
“YALANLAR ÜSTÜNE” görülmesi gereken bir film.
CIA’in yöntemlerini “kamera arkası” gibi anlatıyor.
El-Kaide içindeki fraksiyonları birbirine düşürmek için sahte eylemler ilginç.
Örneğin...
Adana/İncirlik’te bir büyük patlama ve onlarca Amerikalı’nın öldüğü yolundaki kurmaca görüntü ve haberleri “olta” gibi kullanmak.
MEŞGUL / YOĞUN ARI TÜLİNTülin Şahin, Türkiye turizminin batı dünyası için 2009 yüzü seçildi.
Avrupa ajanslarına göre Tülin’in yüzü hem Avrupai hem de egzotik.
Bu özelliğiyle, Avrupa’da en büyük 20 ajansa bağlı.
Bazı firmalar Tülin’le çalışmak için 1 yıl sıra bekliyor. Ona genelde “busy bee (yoğun arı, hep meşgul arı)” diyorlar.
Tülin, Danimarka’da yetişmiş. 6 yabancı dil biliyor.
Polo Ralph Lauren, Daniel Hechter, Esprit, Saks Fifth Avenue, Bloomingdales gibi firmaların, dünyanın en büyük moda dergilerinin modeli. Güleryüzlü, dinamik, sevecek.
dDf Grubu, 2009 Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma konkuru için kampanya projesinde Tülin Şahin’in yüzünü önermiş.
dDf Grup Başkanı Arhan Kayar’ın bana yazdığı mektuptan bir cümle:
Hatırlarsın Tülin Şahin’i neden tanıtım kampanyasında kullanmadığımızı ve Tülin’in çok yönlü, dinamik ve uluslararası kişiliğinin bu iş için çok uygun olduğunu söylemiştin.
....... Tülin Şahin’in bu iş için ideal olduğunu düşünüp, kendisine teklifte bulunduk ve ön çalışmaları yaptık. Jüri tarafından bu kampanya uygulamaya değer görüldü.......... Tülin, kişilik olarak İstanbul ile çok özdeşleşiyor.
..............İstanbul, kendi içinde çok özgün bir çeşitliliğe sahip bir şehir. Kampanya, İstanbul’a has temaları kapsayan “So much to live. So much to love (Yaşanacak ve sevilecek çok şey var..)” ana kampanyasının tamamlayıcısı olarak tasarlanmıştır.