ECEVİT ve Kılıçdaroğlu “paraleli” kuruluyor. Ecevit’in yükselişe geçtiği yıllarda partinin Genel Sekreteri “lord” diye anılan İsmail Rüştü Aksal’dı.
Zarif, saygın, dürüst, düzgün bir kişilikti...
Genellikle “prince de Galle” diye anılan kareli, kruaze kostümler giyerdi.
Krem rengi ipek gömlek, sulka ipek kravat... Macar vidala deriden pırıl pırıl pabuçlar...
Kır bıyıkları ile İngiltere’nin Başbakanı Eden’i andıran “aristokrat” görüntüsüyle CHP’nin “oturaklı” yönetim kadrosunun simgesiydi.
Bülent Ecevit ise İsmet Paşa’nın damadı gazeteci Metin Toker’e önerilen ama onun kabul etmediği kontenjandan milletvekili seçilmişti.
Sade, nazik, yalın, edebiyat tutkunu, Robert Kolej kökenli genç bir milletvekiliydi.
Halka ve özellikle de çalışanlar kesimine yakındı.
Yani...
Yerleşik CHP yönetimiyle tarzları çok farklıydı.
Bugünün CHP’sine dönelim...
Partinin “değişmez” Genel Sekreteri Önder Sav ile Aksal dönemi yönetiminin “örtüştüğü” tam söylenemez. Ama...
Ankara ve parti genel merkez binası odaklı siyaset yapmaları, Anadolu’ya/Trakya’ya çıkmamaları, halktan uzak kalmaları her ikisinin ortak paydalarıdır.
Dizinin ilk bölümüne burada nokta.
ECEVİT VE 3 DEHA
Sonra... CHP’de “üç dâhi” diye anılan Prof. Turhan Feyzioğlu, Emin Paksüt ve Coşkun Kırca yönetimi egemendi.
TEMEL ÇİVİLER
Turhan Feyzioğlu, Emin Paksüt, Coşkun Kırca, Kemal Satır, Ali İhsan Göğüş gibi partinin “temel çivilerini” söke söke genel başkanlığa gelen Ecevit, 1977 seçimlerinde CHP’yi yüzde 42 oy ile birinci parti yaptı.
Hem de CHP’den kopan iki partinin birleşerek Meclis’e girecek kadar oy toplamalarına rağmen...
Kılıçdaroğlu’nun konumuna gelince.
CHP’nin yeni genel başkanı büyük ya da küçük hiçbir karşıt isimle veya grupla mücadele etmeden 15 gün içinde genel başkan seçildi.
Son CHP operasyonunda Kılıçdaroğlu’na sert yapan Önder Sav, gerçi örgütte güçlüdür ama partinin eski “temel çivileri” gibi zorlu değil.
15 günlük bir süreçte genel başkanlığa gelmiş olan Kılıçdaroğlu karşısında fazla direnemedi.
Peki o temel çivileri ile Önder Sav arasında hiç mi örtüşme yok?
Elbette var.
Ecevit’in devirdiği o büyük isimler de, Önder Sav da “zamanın ruhuyla” örtüşemediler.
“Radikal değişim” rüzgârlarını algılayamadılar.
Buna karşılık Ecevit radikal değişimin gerekli olduğunu görmüştü.
Ecevit gibi Kılıçdaroğlu’nun da bu değişim rüzgârları önüne katmış bulunuyor.
İlerleme şansı var.
Kılıçdaroğlu bu rüzgârla partinin yelkenlerini dolduramazsa yerine CHP’nin statükocu takımından biri değil “zamanın ruhu” ile uyumlu olan başkası gelir.
KURULTAY HESAPLARI
Önder Sav ve arkadaşları “kurultay” için yeterli imza toplasalardı bile sonuçta kendi ayaklarına kurşun sıkmış olurlardı.
Kılıçdaroğlu ve -seçime kadar- onu destekleyen Deniz Baykal “birleşik güçleri” bu kurultayı alırlardı.
Şimdi kurultay için “hareketlenme” durmuş gibi görünüyor.
Ama...
Parti Meclisi’nde ve CHP grubunda, Kılıçdaroğlu ile arkadaşlarına koyarak kök söktürülürse kurultay yeniden gündeme gelir.
Hem de Kılıçdaroğlu ve ekibinin isteğiyle...
Önder Sav ve arkadaşları toplanacak bir kurultayda, son kalan mevzilerini de yitirirler.
Yazık olur...
İçlerinde gerçekten değerli isimler var.
CHP onları yitirmemeli...
Kılıçdaroğlu da onları “kazanacak” ve “kucaklayacak” bir politika dili ve tavrı geliştirmeli.