Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Erol Aksoy, Star'dan sonra Türkiye'nin ikinci özel televizyonu olan Show TV'nin sahibiydi. Ben de genel müdürü. Hüsnü Özyeğin, ikimizin de arkadaşı...Bir gün karşılaştık.Hüsnü Özyeğin, zarif bir konuşma yaptı: "Televizyonu yeni kurdunuz. Bir televizyon 50 milyon dolar kaynak gerektirir. Hepimiz biliyoruz ki, o para, ne Erol'da var, ne bende... Senin, yönetici olarak sıkışmanı istemem. Ne zaman istersen kredi vermeye hazırım" dedi.Teşekkür ettim. Akşam "mutat" toplantımızda "Sana iyi bir haberim var" diye başlayarak konuyu Erol Aksoy'a açtım.Öneriye dört elle sarıldı.Fakat... Ertesi sabah saat 6'da karga kakasını yemeden Erol Aksoy'un telefonuyla uyandım."Günericiğim, bana kalırsa kredi için başvurma. Hüsnü çok akıllıdır. Benden akıllıdır. Babam iyi tüccardı. 'Kendinden akıllıyla iş yapma' diye nasihat etmişti. Hüsnü'nün bir hesabı olmalı. Ben onun rakibiyim, neden yardım etsin?"Kuşkusunu şöyle dile getirdi:"Hüsnü, ben ne yaptıysam arkamdan gelerek aynı şeyi yaptı. Banka kurdum, benden sonra o da banka kurdu. Ama o benim hatalarımı inceledi ve o hataları tekrarlamadan daha iyisini yaptı. Şimdi kredi vermek için bizim Show TV'nin bilançosunu isteyecek. Hesaplarımızı, maliyetlerimizi, borç durumumuzu, nakit girişlerimizi, her şeyimizi görecek. Sonra da o bir televizyon kuracak. Elinde de Show TV'nin deneyimleriyle bir yol haritası bulunacak."Bilançoyu vermedim. Krediyi almadım.Gerçekten... Birkaç ay sonra Hüsnü Özyeğin, Çukurova Grubu'nun patronu Mehmet Emin Karamehmet ve Sabah Grubu'nun o zamanki patronu Dinç Bilgin'le birlikte ATV'yi kurdu. Ben de Show TV'den istifa etmiş, ATV'ye geçmiştim.Hüsnü Özyeğin'le laflıyorduk...Yukarıda yansıttığım "kredi önerisi için Erol Aksoy'un yorumunu" anlattım. "Bak, tahmini doğru çıktı. ATV'nin kurucu ortağısın" dedim ve sordum:"Peki gerçekten bana kredi önerirken amacın Show TV bilançosunu incelemek, hesaplarını görmek ve ATV kuruluşunda aynı hataları yapmamak mıydı?"Bir kahkaha attı:"Aynen öyleydi" dedi. ................................İkisi de Harvard'lı. İş idaresinde mastır yapmışlar.İkisi de mühendis kökenli.Birbirlerinin satır aralarını gözü kapalı okuyorlardı.................................İkisi de eski arkadaşlarım.Hüsnü Özyeğin'i Çukurova Grubu'nda bir bölümün -sanıyorum kimya bölümüydü- başındaki genç yönetici olduğunda tanımıştım.Mehmet Emin Karamehmet'in Robert Kolej'den sınıf arkadaşıydı.Ona kapılar açılıyordu ama açılan kapıdan girdiğinde başarı kendi yeteneklerinin sonucuydu.Eşi Ayşen'le o zamanlar daha yeni çıkmaya başlamışlardı.Hüsnü Özyeğin, önünde "Harvard" yazılı sweetshirt'ler giyerdi. Sükseli bir gençti.Güler yüzlü, mütevazı, zeki ve cesurdu.Tavlada "iyi hesaplanmış riskler alarak" kazanırdı. Şansı da iyiydi.Sonra Pamukbank, Yapı ve Kredi Bankası Genel Müdürlüğü görevlerinde müthiş başarılı oldu.Sağlam bir yuva kurdu. İyi bir eş ve babadır.Finansbank'ı kurarken sadece ona güvendikleri için para koyan pek çok hissedarla birlikte sermaye oluşturdu. Evlerini de sattı, sermayeye koydu. Banka sahibiydi ama birkaç yıl kirada oturdu....................................Gerisini herkes biliyor.Sıfırdan yarattığı Finansbank'ı Yunan sermayesine satışıyla Türkiye'nin en varlıklı ilk 3'ü arasına girdi.Hadi az bilineni söyleyeyim...Harvard'da okurken okul taksitini karşılamak için fakültenin kantinini işletmeye başladı. Yerleri süpürüyor, çöpleri taşıyor, servis yapıyordu. Okul bittiğinde 100 bin doları aşkın birikimi olmuştu. ...................................Pırlanta yürekli Ayşen ile birlikte çocuklar ve gençler için yaptıkları yazıldı, çizildi ama çok yakın gelecekte asıl büyük sürpriz var. g.civaoglu@milliyet.com.tr Bir başarı filminden kareler... Hüsnü Özyeğin Finansbank'ın sahibi, Erol Aksoy da İktisat Bankası'nın...