Avrupa Parlamentosu'nun kararı,
"ihtiyatlı iyimserlikle" karşılanmalı.
Yani...
Bu karardan sonra
Helsinki Zirvesi'nden tam üyeliğe adaylığın çıkması, çantada keklik değil.
Mart 2000 için
Yunanistan'da seçimin ucu göründü.
Atina'da hükümet ikiye bölünmüş durumda.
Bir grup,
Başbakan Simitis, Dışişleri Bakanı Papandreu ve
Milli Ekonomi Bakanı Yannos Papandoniou'dan oluşuyor. Onlar,
Türkiye'nin tam üyeliğe adaylığı için oy kullanma eğilimindeler.
Görüşleri şöyle:
"Yunan halkı, artık Türkiye ile gerginlik ve savaş paranoyası içinde yaşamak istemiyor. Sorunları çözersek, halkı rahatlatırsak, hem tarihi bir görev yapmış oluruz hem seçimlerde oy alırız."Buna karşılık...
Hükümetin diğer kanadı ise karşı görüşte.
"Helsinki'de Türkiye'ye EVET dersek, marttaki seçimleri kaybederiz" diyorlar.
Avrupa Komisyonu Dönem Başkanı Finlandiya Başbakanı Lipponen, Atina'da.
Yunan hükümetinin
Türkiye'ye olumsuz bakan kanadını yumuşatma çabasında.
Ama...
Lipponen ile görüşme sonrası
Simitis'in, bir yandan
"Türkiye'nin AB'ye aday ülke olması Yunanistan'ın çıkarınadır" derken, öte yandan
"Kıbrıs" ve
"Türk - Yunan ilişkileri" için beklentiler dile getirmesi dikkat çekicidir.
Oluşan ılımlı ortamın üzerine,
Yunanistan'da yaklaşan seçimin gölgesi düşmüş izlenimini veriyor.
Lipponen de
"çözüm arıyoruz" dedi.
Ne zamana kadar?
Pazartesi beklentisi
Pazartesi, kritik gün.
Helsinki Zirvesi öncesinde, pazartesi
AB'nin dışişleri bakanları toplanacak.
O güne kadar bakalım çözüm bulunacak mı?
Orada
Yunanistan'ın tavrı görülecek.
Türkiye Dışişleri, 10 Aralık'taki
Helsinki Zirvesi'nden önce,
6 Aralık'taki bu toplantıda
AB eğiliminin netleşmesi için bastırıyor.
Türkiye'nin
Helsinki Zirvesi'nin son dakikasına kadar nefes nefese bekletileceği bir süreci şık bulmuyoruz.
Örneğin...
Ecevit'in liderler yemeğine katılması dahi, böylece son dakikaya kadar askıda olacak.
Hiç de hoş değil.
Ayrıca...
Pazartesi dışişleri bakanları toplantısında,
Türkiye'nin tam üye adaylığı kabul edilmekle beraber, bazı yan istekler de öne sürülecekse, bunların
Helsinki'den önce bilinmesi ve
Helsinki'ye kadar girişimlerde bulunmamız için zaman kazanılması önemlidir.
Kısacası...
6 Aralık Pazartesi toplantısı, Helsinki Zirvesi'nin ayak sesi olacaktır.
Zor 15 gün
2 Aralık dönemecine yani
AB Parlamentosu'nun
"tam üye adaylığına EVET" kararına gelince...
Çok zorlu bir
15 günlük süreç yaşandı.
AB Parlamentosu kararının lokomotifi sosyalist gruptu.
Sonra...
Muhafazakar partilerin ortak grubu olan
Avrupa Halk Partisi ile uzlaşılarak, son ve tek metin yazıldı.
Ama...
Genel Kurul'da gene de muhafazakarlar, bu metni delmeye ve
Türkiye aleyhine maddeler koymaya çalıştılar.
Örneğin...
Fransa'nın eski
Avrupa Bakanı Lamassure öncülüğünde bir grup,
Helsinki'de
Türkiye üyeliği için ayrı bir karar metni oylanmasını istedi.
Liberaller,
Helsinki Zirvesi'nden
- Türkiye'yi dışarıda bırakmak amacıyla - AB'nin coğrafya sınırlarının belirlenmesini önerdiler.
Bir başka grup, karar metnine,
Abdullah Öcalan infazının yapılmaması şartını koymak gibi olumsuz satırlar eklemek çabasında oldular.
Bütün bu girişimlerin reddedilmesi,
Türkiye'nin bir bakıma başarısıdır.
Ancak...
Eksenler
Evet...
Hala her şeye oldubitti gözüyle bakmayalım.
Alman - Fransız ekseni,
Türkiye'nin tam üyeliğe adaylık konusunu pazartesi bitirmek istiyor.
Kaygan bir zeminde politika yapan
İngiltere, Kıbrıs'ta bir ilerleme sağlayarak, tam üyeliğe yeşil ışık yaktırmak çabasında.
Yunanistan belirsiz bölgede.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr