İ İnsanlığa en kalıcı ve akılcı çözümün “karşılıklı iki tarafın da kazanması” olduğunu Prof. John Nash öğretti.
John Nash ve eşi Alicia Nash bir trafik kazasında öldüler.
Dünya için önemli kayıptır.
Onlarınki “büyük aşktı...”
Nash, şizofren dâhiydi.
“Kendisini kaçırmak ya da öldürmek isteyen Sovyet ajanları olduğuna” dair halüsinasyonlar görürdü.
Sevgilisi onu “bunların gerçek olmadığına” ikna etti.
“Böyle adamları hep göreceksin ama aslında yoklar. Bunu bilerek yaşamalısın, birlikte yaşamalıyız” dedi.
Evlendiler.
Gerçekten Prof. Nash ölümüne kadar “bu halüsinasyonlarla fakat gördüklerinin doğru olmadığına” inanarak yaşadı.
Örneğin...
Beni “Mr. Cıvaoğlu” diye tanıştırmışlardı.
5-6 kişilik bir grup halinde yemek yiyorduk.
Yemeğin ortalarında ortak dostumuz Ali Rıza Bozkurt “Güneri” diye hitap edince “Hani ismi Cıvaoğlu’ydu?” diye tepki verdi.
Rahatsız olduğu, ses tonu ve beden dilinden anlaşılıyordu.
Durumu izah ettiler.
Rahatlar gibi oldu.
........................
Gerçi “Nobel Ödülü”nü aldığı “Kazan-Kazan” teorisiyle bilim dünyasında John Nash’ın zaten saygın bir yeri vardı ama Russell Crow’un onu canlandırdığı “Akıl Oyunları” adlı filmle popüler oldu.
Benim için çok değerli bir gazetecilik anısı olan o yemeği yazmıştım.
2003 tarihli yazımı kısaltarak yansıtıyorum.
.........................
“Zeyrekhane Lokantası”na götürmüştük.
Zeyrekhane, manastır - kilise olarak 1100’lü yıllarda yapılmış, Ayasofya ve 12 Havariler Manastırı’ndan sonra en önemli yapıtlardan biri.
Fatih döneminde, Zeyrek Kilise Camii ya da Molla Zeyrek Camii adıyla camiye çevrilmiş.
Öndeki bölüm, Rahmi Koç tarafından onarıldı. Osmanlı döneminden otantik kavukluklar, yazılar, resimler ile Haliç manzarasının yaşandığı bir mekân oluştu.
Geniş terasından camileri, köprüleri seyre doyum olmuyor.
Tasavvuf müziği eşliğinde Türk yemekleri nefis.
Nash, broşürleri, Osmanlı parçalarını, resimleri tek tek inceliyordu.
Kiliseden camiyi soruyor... Çoğu kez cevaplarını da gene kendi veriyordu.
Örneğin...
Sordu: “Önce kilise.. Sonra cami... Neden?”
Ve cevabı: “Olabilir... Yahudi, Hıristiyan, Müslüman... Üçü de tek tanrılı dinler. Belki aynı tanrılı.”
Biraz durdu ve devam etti: “Bahai dini de tek tanrılı bu üç dinin birleşmesi değil mi? Evet... Denebilir.”
Peki “Allah’a” inanıyor mu?
Nobel ödüllü matematik dehasının cevabını ne yazık ki buraya yansıtamıyorum. Eşi yazılmasını istemedi.
Dinler konusuna, matematik üzerinden döndü ve şöyle dedi:
“9 rakamının İslam için önemli...”
“Kutsal Kitap Kuran’da ortak bölendir” diye ekledi.
Havadan sudan konuşmalar yaptı ama hep matematik vardı söylemlerinde.
Bir ara, eşi Alicia Nash’ın yanına gidip “ünlü Kazan Kazan Teorisi’nin doğumuna neden olan bu güzel kadınla fotoğraf çektirelim” dedim.
Yurttaş Tümer fotoğraf alırken, “Her kadın bir dâhi eşi olmaktan çok, Nobel ödülü kazandıran teorinin ilham perisi olmak ister” söylemime Alicia, “kendisinde ikisinin birden olduğu” cevabını verdi...
..........................
Böyle beyinler Tanrı’nın insanlığa hediyeleridir...
Öyle bir sevgiydi ki onlarınki ölümde bile ayrılmadılar.