Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

MESLEK büyüğümüz Altemur Kılıç’ın bir “kişisel geleneği” vardı.
Yabancı basında ve özellikle ABD basınında Türkiye karşıtı bir makale çıktığında, hemen cevap yazısı gönderirdi.
Aleyhte iddiaları tek tek çürütmeye yoğunlaşan bu yazılarının yayınlanmasını da o ülkelerdeki gezeteci dostları ile iletişim kurarak mutlaka sağlardı.
Çok iyi İngilizcesi ve gazeteci üslubu nedeniyle yazıları ilgi çekerdi, ses getirirdi.
Altemur Ağabey, Atatürk’ün yakın çevresinden Kılıç Ali’nin oğludur.
Yaman milliyetçi olduğu için o yazıları kaleme alırdı.

Haberin Devamı
Kılıçdaroğlu’nun WP yazısı

Ankara’daki iktidarlardan da başkalarından da hiçbir beklentisi olmadan yazardı.
Bu çizgisi hangi parti iktidarda olursa olsun hiç değişmedi.

ATATÜRK KÖŞE YAZARI
TÜRKİYE‘de yabancı gazetelere değil, ama başka isimle kendi gazetelerimizde yazarak “dış politika” yapıldığı da olmuştur.
Hatay’ın Suriye’den ilhakına uzanan süreçte Atatürk takma isimle başyazılar ve köşe yazıları yazardı.
O yazılarda Hatay sorununda yeteri kadar aktif ve kararlı olmadığı için hükümeti eleştirirdi.
Elbette hedefi kendi hükümeti değildi.
Suriye’ye, Fransa’ya, genelde dünya komuoyuna Ankara’nın ağır toplum baskısı altında olduğu izlenimi verirdi.
Bu psikolojik baskı nedeniyle hükümetin önünde Hatay’ı ilhaktan başka seçenek kalmadığı inancını yaratmaktı hedefi.
Tabii...
Burada kara mizah da var.
Acaba o yıllarda “muhalif yazı yazmak gerekiyorsa onu da biz yaparız” gibi Vali Nevzat Tandoğan sendromu mu?
Belki...
Ama...
Çankaya’da yazılanlar “ince diplomasinin” yol haritası için “gerekli” makalelerdi.
.......................
Bir de CHP’nin kronik Genel Başkan adayı merhum Kasım Gülek’in (Tanin’deki patronum) bir Amerikalı albaya gönderdiği mektup öyküsü vardır.
Orhan Birgit’in kitabında anlatılıyor.
Ayrıntıya girmeyeyim, sadece “iç politikada çok fırtınalar estirdiğine” işaret edeyim.

BRİFİNG VE KILIÇDAROĞLU
CHP, muhalefeti sınırların ötesine de taşıyan yeni bir atağa geçti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Washington Post’ta “Türkiye iç politikasını anlatan ve iktidarı suçlayan” yazısı yayımlandı.
AK Parti iktidarının “ileri demokrasi” söylemi altında farklı görüntüler olduğu yolunda satırları var; “basın özgürlüğünü kısıtladığı, cezaya dönüşen uzun tutukluluk süreleri, hapiste olan milletvekilleri, telefon dinlemeleri, video izlemeleri, muhaliflere ağır vergi cezaları...”
Bildiğim kadarıyla bu bir ilk...
Türkiye siyasetçileri arasında başka ülkeler üzerinden iç politika yapmamak gibi bir gelenek vardı.
Uzun süre özenle korundu.
Son yıllarda o geleneğin izleri silinmekte.
Gene de yadırganmadı değil.
Bir başka yadırganan olaya da işaret edeyim.
“ABD Büyükelçiliğine, Türkiye iç politikası üzerinden, istihbarat yetkilileri bilgi verdiği” yolundaki haberler de -doğruysa- bir “ilk.”
En azından açığa çıkmış bir “ilk.”
Hele Deniz Baykal için orada dile getirilenler!..
Çamaşırları muhalefet Washington Post’un sayfalarına seriyorsa, iktidar da ABD büyükelçiliğinin masalarına...
Kimse kimseyi “dışarıya jurnalle” suçlamasın.