Köprü kredisi Paranın ucu göründü mü?
IMF'den
Washington kaynaklı haberler, umut verici.
Ancak...
Ateşi yükselen ekonomiye verilecek ilaç gecikmemeli.
Türkiye'nin
IMF'den istediği, bir
"geçiş dönemi formülü".
Öncelikle
IMF'nin vermesi gereken
600 milyon dolarlık iki dilimin, Aralık'ın üçüncü haftasından öne alınması...
Ama, bu dozajı düşük bir ilaç.
Daha etkin tedavi için
"köprü kredisi" istedik.
Köprü kredisi,
Ek Kaynak Kolaylığı adlı (SRF) acil yardım gerçekleşinceye kadar, önümüzdeki günleri kurtaracak bir
"ara kredinin" oluşmasıdır.
Uluslararası finans kaynaklarından bu
köprü kredi kulübünün oluşmasına
IMF güvence vererek öncülük yapabilir.
24 Ocak kararlarından sonra
IMF'den köprü kredisi sağlanmıştı.
Tabii,
Türkiye de böyle bir formülün hayata geçirilmesi için kendisinden beklenen köklü bazı tavırları gerçekleştirmek durumundadır.
Dün geceki liderler toplantısının gündeminde
"AB'nin Türkiye için Katılım Ortaklığı Belgesi'ndeki ifadeler ve Ecevit'in Nis'teki zirveye katılımını" öngören tartışmaların yanı sıra,
"ekonomi" ve
"IMF" vardı.
Bir gecelik aşkİki tarafın da artık çok fazla zaman olmadığını görerek hızlanmaları aklın yoludur.
Gerçekten...
Dün de repo faizleri, bankalar arasında
yüzde 2000'i bulmuştu.
Müşteriye ise gecelik
yüzde 700 - 800 - 900 oranında müthiş faizler öneriliyordu.
Bu gidiş, bir yerde frenlenmelidir.
Vatandaş,
bir gecelik aşk gibi gördüğü gecelik repolarla sevişiyor... Ama, daha ne kadar gider?
Köprü kredisi geldiği taktirde bu para, hazine tarafından
TL'ye çevrilir ve para piyasaları rahatlayabilir.
Zaten... Ekonominin diğer normalleri hiç de kötü değil. Örneğin döviz rezervlerimiz hala güven verici düzeyde...
Üstelik...
IMF'nin de
Türkiye gibi parmağı taşın altında.
IMF programını uygulayan ekonomilerin tek tek krize düşmeleri, bir süredir
IMF'nin sorgulanmasını başlatmıştı.
Rusya, Güney Kore ve
Arjantin örneklerinden sonra,
Türkiye'nin de
IMF'nin kötü sınavında yer alması,
Washington'da istenmiyor.
Zehirli fısıltılar"Devalüasyon fısıltı"larına da değinmekte fayda var.
Türkiye, bir kur politikası açıkladı.
TL değerini, her ay en fazla binde 95 oranında düşürüyor.
Döviz fiyatları da artmadığına göre, neden devalüasyon yapılsın?
Ayrıca...
Türkiye ve
IMF'nin üzerinde anlaştıkları istikrar programındaki
yüzde 25 hedef gerçekleşmediyse de
yüzde 30'lar bandına geriledi.
Geçen yıla göre yarı yarıya düştü.
Sönmekte olan ateşin üzerine benzin dökülür mü?
Görülüyor ki,
devalüasyonun mantığı yok.
Ama...
Anlaşılıyor ki...
Kimilerinin, devalüasyon yaptırarak vurgun vurmak üzere iştahları kabarmış.
Vicdanları mühürlenmiş.