Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Balkanlar'ın "büyük ağabeyi" gerçekten Türkiye mi?
Kosova'dan manzaralar, hiç de öyle bir iddiayı doğrulamıyor.
Rusya, Priştine Havaalanı'nı ele geçirdi ve kontrol altına aldı.
İkinci Dünya Savaşı'nı izleyen haftalarda da, Rusya (o zamanki adıyla S.S.C.B.) Berlin'e gene müttefiklerden önce girmiş ve havaalanına el koymuştu.
Kosova'da pastanın en iri ve ballı dilimini İngiltere kaptı.
Başkent Priştine, İngilizler'in bölgesi.
Ülkenin Priştine merkezinin tüm iletişimine İngiltere el koydu.
Ülkenin yeniden yapılanmasında, bu sektörün yapılanması, İngiliz işadamlarına verilecek.
AB, üye devletler olan Almanya, Fransa, İtalya ve Yunanistan'ı da Kosova'ya soktu.
Bu kevvetlerin egemenlik bölgeleri ayrıldı.
Yunanistan'ın 1000 kişilik gücü var.
Kosova yeniden onarılırken, bölgelere egemen olan güçler, kendi işadamları için dayatacaklar.

Büyük ağabeyin avucu

Türkiye ise hala Bulgaristan'dan geçiş onayı bekliyor.
Eğer böyle bir onay alınırsa, ABD'ye ait bir bölgeye yerleştirilecek.
Bunun anlamı, Kosova'nın yeniden yapılanmasında, Türk işadamlarının doğrudan iş alamayacakları ve ABD firmalarının taşeronluğuyla yetinecekleridir.
Çünkü...
ABD'li işadamlarına da, ABD mali kaynaklı fonlardan işler verilecek.
Buna karşın...
AB'nin fonları ile yapılacak insani yardımlar ve bölgesel gelişme yatırımlarında, "üstlenici firmaların, AB üyesi ya da üyeliği yakın ülkelerden olmaları koşulu" var.
Bunlara FAR projeleri deniliyor.
Yani...
Büyük ağabeye, neredeyse avucunu yalamak işlevi bırakılmakta.
Oysa...
Önce Yunanistan sonra da Bulgaristan'dan onay beklenecek yerde, Türkiye daha Miloşeviç'in dize geldiği günlerde, havadan bir komando taburunu Arnavutluğa indirebilir, oradan Kosova'ya geçirtebilirdi.
Önemli olan...
Türk askerlerinin bir bölgeyi tutması ve bayrak göstermesiydi.
Rusya'nın Kosova'daki bütün silahlı kuvvetler mevcudu sadece 200 asker ve birkaç subaydır.
Gönül, İngiliz askerlerini ve diğerlerini çiçeklerle karşılayan Kosovalılar'ın, Türk askerlerine de bu sevgi gösterilerini yapmalarını isterdi.
Kosovalılar'a en fazla kucak açan karşılayan ülke Türkiye'dir.
Türkiye, Kosova'nın çevre yollarında beklettirilecek ülke olmamalıdır.

Siyasette de yokuz

Görülüyor ki, Kosova'nın silah egemenliği ile bölgelere ayrılmasında - neredeyse - yokuz.
Kosova'nın yeniden imarı senaryosunda ise, Türkiye'nin firmalarına, sadece ABD firmalarının taşeronluğu ayrılmış.
Ya siyaset?
Kosova, siyasi olarak ta yeniden yapılanıyor.
Hükümeti, ABD Dışişleri Bakanı Albright'ın şimdiden kurduğu iddiaları pek de boş değil.
Prof. Kiosya'ın Cumhurbaşkanı, UÇK Örgütü Lideri Haşim Taci'nin Başbakan olarak belirlendiği diplomatik kulislerin yoğun söylentisi.
Ayrıca...
Yeni Anayasa'nın hazırlanması için Avrupa Konseyi'nden üç kişilik bir grup, İnsan Hakları Komisyonu'ndan bir uzman, Priştine'ye hareket etti bile...
Zaten yörede Türkiye'ye çok yakın olmamak politikası benimsenmiş.
Türkiye'ye çok yaklaşmanın AB'den uzaklaşmak anlamına gelebileceği yolunda bir kanı var.
Makedonya, Arnavutluk, Kosova ve Montenegro, şimdiden altyapının hazırlanacağı ve en geç 10 yıl içinde AB'ye tam üye olacakları kanısındalar.
İşte bütün bunlardan sonra, Ecevit'in "Kosova'nın yeniden inşası ve siyasi yapısının belirlenmesinde Türkiye'nin dışlanamayacağı" yolundaki sözleri, pratik bir anlam taşımaktan çok, iyi niyetli bir çağrı.
Hele Demirel'in dünya liderlerine mektuplar göndererek "Türkiye'nin aktif sürece katılma isteğini" bildirmesi galiba rötarlı.
Kosova'dakilerin - Ecevit'in deyimiyle - köşe kapmaca oyunu bitti bile.



Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr