Galatasaray'ın
Milan'ı devirdiği maç bağlamında birkaç satır...
Önce
Fatih Terim için...
Herrera, futbolun gurusu, en büyük hoca olarak bilinir.
Çalıştırdığı takımlarla, şampiyonluklar rekorunu elinde tutmaktadır.
Anlatıyor:
"Futbolcularımla oksijen depolamaları için uzun yürüyüşler yapardık.Yolda onlarla tek tek konuşurdum.
Soyunma odalarına, üzerlerinde HIZ
ve TEKNİK
yazılı panolar asardım.
Hızları artardı."
Yazgı birliği ve inanç
Herrera, idmanlarda topu futbolcuların her birine ayrı ayrı atar ve bağırırmış:
"Neden kazanacağız?"Futbolcular bağırarak, şöyle yanıtlar vermek zorundaymış:
"Kazanacağız çünkü kazanmak istiyoruz."Sonunda
Herrera, bir futbol topunu havaya kaldırırmış ve futbolcular kollarını topa doğru uzatıp hep birlikte bağırırlarmış:
"Bu Avrupa Kupası! Bu bizim olmalı! Bizim olacak."Herrera'ya göre maça çıkmadan önce, soyunma odasında futbolcuların topa dokunmaları çok önemli.
Çünkü...
Top onların hayatı.
Sonra
Herrera, futbolcuların birbirlerine sarılmalarını istiyor.
Sımsıkı... Birkaç kez.
Ardından şöyle sesleniyor:
"Ben size güveniyorum.Siz de bana güveniyorsunuz."
Herrera'nın başarı büyüsü; psikoloji, güven, özen ve iletişim.
Fatih Terim'in de öyle.
Yukarıdaki satırları
Simon Kuper'in
"FUTBOL ASLA SADECE FUTBOL DEĞİLDİR" kitabından aldım.
Bu kitabın önsözünü kim yazmış dersiniz?
Fatih Terim.Kitaptan alıntıları sürdürelim...
Solaçık KGB Başkanı
Beria, SSCB döneminde, işkencelerin, sürgünlerin kısacası devlet terörünün merkezi gizli servis
KGB'nin Başkanı'ydı.
Gürcistan kökenliydi.
Orada solaçık oynardı.
Tiflis'teki futbolculuk yıllarında, efsanevi futbolcu
Strostin'e karşı büyük kompleksi vardı.
Strostin, Beria'nın
Dinamo takımına karşı
Spartak'ı kurdu.
Stalin'in gözüne girdi.
1936'da
Sporcular Günü'nde ünlü
Kızıl Meydan tümüyle yeşil halıyla kaplanmıştı.
Spartak A takımı ile tüm yedekleri,
futbol ayakkabısı şeklinde bir otobüsle geldiler.
A Takımı ile yedekleri,
Stalin'in önünde karşılaştı.
Stalin'in hemen yanında duran subayın görevi, elinde tuttuğu beyaz mendili
Stalin'in canının sıkılmaya başladığını hissettiği anda sallayarak maçı bitirmekti.
Ama mendil sallanmadı.
Maç sürdü.
Beria, bu sahneyi çok kıskandı.
Strostin ve üç kardeşine bir kulp bulup,
10'ar yıl
Sibirya'ya sürgün cezası verdirtti.
Futbolla, politika paralel gidiyor.
Söz meclisten dışarı
Türkiye için söz meclisten dışarı.
Bazı ülkelerde hakemle anlaşarak maç satın almak yöneticilik sanatı.
Böyle anlaşmalar için kitaptan şu satırları aynen yansıtayım:
"Kötü hakemler, ofsayt kararı verirler.İyi hakemler ise, bir atağı, daha orta sahadayken nasıl durdurabileceklerini çok iyi bilirler(!).."
Nelson Mandela, hangi takımı tuttuğu sorulduğunda şöyle cevaplarmış:
"Bu soruyu, uzun yıllarımı geçirdiğim cezaevinde kendime defalarca sordum.Ve hepsinde de yanıtım, 'bütün takımları eşit derecede tutuyorum'
oldu."
Ama...
Bunu söylediği basın toplantısında, önce aradaki beyazları tek tek atlayarak, siyah gazetecilerin ellerini sıkmış.
AB'ye yolculuk
Avrupa'da uzun süre
Nazi Almanyası'nın işgali altına giren ülkelerde,
Almanya futbol takımlarını yenmek, apayrı bir ulusal hedefti.
Galibiyet sonrası, bu ülkelerde, nüfusun neredeyse yarısından fazlası sokaklara dökülüyordu.
Galatasaray'ın
Avrupa'daki başarılarından sonra...
Hertha Berlin Kulübü Menajeri Hoeness'in
"Türkiye, bir an önce AB'ye alınmalıdır" mesajı,
Galatasaray'ın,
Türkiye adına etkin bir lobisidir.
Futbolun asla sadece futbol olmadığının da bir göstergesidir.
..............
NOT: Değerli dost İbrahim Sezer'i yitirdik.Mütevazı ve bilge gülümseyişiyle, sorunları, sorun olmadan çözen bir yönetim sanatçısıydı.
İyiliği, genlerinde, hücrelerinde taşırdı.
İnsandı. (GC.)
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr