Gazetelerde, dergilerde, yazarlık, editörlük yapmıştı. İŞSİZ'di. Ekonomik kriz nedeniyle İŞSİZ açıklaması için hissedilenlerin ortak paydası "utanç" olmalı.Yerine oturduğunda, kutladım. Ne yaptığını sordum."Yüksek lisans" cevabını verirken "buruk" gülüyordu.Kaç yüksek lisans sahibi bu ödülü alabilir ki!Ayça herhalde Milliyet'e katılması için Genel Yayın Yönetmenimiz Yılmaz'dan bir öneri alacak.Ama...Kim bilir kaç Ayça, böyle kaç meslektaşımız, ekonomik kriz kıyımında. Ayça Demet Atay, tam önümdeki sırada oturuyordu. Adı, gazetecilik dalında Abdi İpekçi Dostluk ve Barış Ödülü'nü almak üzere anons edildi. Ödülü, yazdığı röportajın fotoğraflarını çeken Faruk Akbaş'la paylaşıyordu. Başını dik tutmak Milliyet'in geleneksel ödülleri verildi.Abdi İpekçi, Haldun Taner, Örsan Öymen ödülleri... Sosyal ve Ekonomik bilimler dalı ödülleri.Milliyet'te, 30, 20, 10 yıllarını tamamlayanların ödülleri...Mehmet Y. Yılmaz ve İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hanzade Doğan, Milliyet'in temel ilkesinin, "tüm siyasal ve ekonomik güç odaklarına karşı omurgasını dik tutmak için ekonomik bağımsızlık olduğunu" vurguladılar."Etik kurallar içinde, kazançlı kurum olmak... Hiçbir güç odağına bağlantılı bulunmamak."Milliyet'in kriz yıllarında, pazar payını korumanın yanı sıra kâr etmiş olması ve bunu etik düzlemde gerçekleştirmesi önemli.Hanzade Doğan'ın, "Babamdan biz şerefin, sağlıktan bile önde geldiğini dinleyerek yetiştik" mesajından sonra, Aydın Doğan kürsüde "Mehmet ve Hanzade'yi dinledikten sonra 'Milliyet'le artık daha az ilgilenebilirim' diye düşündüm" diyordu.Bu söylemler üzerine gene yapılacak polemiklerin satırlarını şimdiden okur gibiyim, ama acaba kaç gazete toplantısında böyle moral değerler gündeme taşınıyor ki!Moral değerleri konuşanlara kızmak neden? Dün Milliyet'in 53. yaşını kutladık. Kökler Bunlar arasında yerküre kamuoyunun saygı duyduğu bazı gazeteler yoktur.Örneğin İspanya'nın El Pais'i.Oysa El Pais, cunta lideri bir albayın, İspanya parlamentosunu, subayları ve askerleri ile basıp tüm milletvekillerini tutsak aldığı ve ülke yönetimini ele geçirmek üzere olduğu saatte, yıldırım baskı yapmıştı. Halkı ihtilalcilere karşı direnmeye, demokrasiyi kurtarmaya çağırmıştı.Bu yıldırım baskıyla halk yığınlarını ve hatta orduyu da harekete geçirerek, darbecileri yalnız bırakmıştı.İspanya'yı yeniden faşizm pençesine düşmekten kurtarmakta tarihi bir görev yapmıştı.Ama...Gene de, Martin Walker'ın kitabında yer almamıştı.Çünkü... El Pais nispeten yeni bir gazete.Walker'a göre gazete tarihe uzanmış kökleriyle büyür.Tıpkı çınar gibi...Belki bu görüş tartışılabilir, fakat en azından yanlış değildir.Milliyet de işte böyle kökleri çok onurlu bir tarihe uzanan gazetedir.Karacan'lar, Abdi İpekçi, Metin Toker ve diğer unutulmaz isimlerle Milliyet meşalesi kuşaktan kuşağa, elden ele önde...Bir not... Gazetecinin kendi gazetesi, kendi gazete sahip ve yöneticileri için yazarken eli tutuktur. Marifet iltifata tabidir, sözünde hasisleşiriz.Kompleks...Ancak, dünkü 53 yaş kutlamamız, protokollü, kravatlı, resmi havada değildi.Yakalar açıktı.Yemeğimiz, gazetenin bahçesinde açık havadaydı.Bu satırlar da nispeten o rahatlık içinde oldu.Sözcükleri sıkan kravatsız. g.civaoglu@milliyet.com.tr Basının Gücü (Powers of the Press) kitabında Martin Walker dünyanın büyük gazetelerinin öykülerini anlatır.