Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       Başbakan Mesut Yılmaz'ın, dün, "imzamın arkasında duruyorum. Baykal'a söz verdim. Bu yılın sonunda hükümetten istifa edeceğim" sözleri öyle görünüyor ki... Yeni bir kriz yaratmayacak.
       Ecevit'in ve Cindoruk'un "Yılmaz'ın, Baykal'la yeni bir hükümet kurma protokolü bizi bağlamaz" tepkilerine karşın, "ince ayarlı formüller" var.
       Dün, Başbakan Yardımcısı ve DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'le "bu ince ayarı" konuştuk.
       Verdiği mesaj şöyle:
       "Sayın Yılmaz, bir söz vermiş.
       Bundan dönemez.
       Anlayışla karşılıyoruz.
       1998 sonunda Başbakanlık'tan istifa edecek.
       Fakat, 1999 başında Deniz Bey'in kullandığı deyimle - düşük profilli bir hükümetin - kurulmasına karşıyız.
       Bunu açıkladık.
       Karşı olmamızın ötesinde...
       Böyle bir hükümetin kurulması, Sayın Yılmaz ve Sayın Baykal'ın iradeleri içinde değil.
       Çünkü...
       Bu konuda karar yetkisi doğrudan Cumhurbaşkanı'na aittir.
      
- İki parti lideri karar verdi - diye Cumhurbaşkanı onların istekleri doğrultusunda bir hükümet kurmak zorunda değil.
       Anayasa'nın, geleneklerin ve Cumhurbaşkanı olarak kendi iradesinin doğrultusunda yeni hükümeti kurdurma yetkisi doğrudan ve sadece kendisine aittir.
       Başbakan'ın kim olacağını ve şeklini Sayın Demirel saptayacaktır."


       İşte "püf noktası" budur.
       Ecevit ve Cindoruk büyük olasılıkla Demirel'in kabul etmeyeceği bir "düşük profilli hükümet formülünü" şimdiden mesele yapıp, kriz çıkartmıyorlar.
       Buna gerek de yok.
       Ecevit, bir de örnek veriyor:
       "Geçen yıl Başbakan ve Başbakan Yardımcısı olarak RP ve DYP liderleri anlaştılar.
       Sayın Erbakan'ın, Başbakanlık'tan istifasına karar verdiler.
       Yerine, Sayın Çiller'in Başbakanlığında RP - DYP ortak hükümetiyle devam kararı aldılar.
       Bunu, Cumhurbaşkanı Sayın Demirel'e bildirdiler.
       Üstelik...
       Bu iki partinin milletvekilleri toplamı, Meclis'te çoğunluğu oluşturuyordu.
       Sayın Demirel, buna rağmen Başbakanlığı Sayın Çiller'e vermedi.
       Çünkü DYP, o sırada üçüncü parti konumundaydı.
       Demirel, bilindiği gibi, yeni hükümeti kurma görevini, ikinci partinin Başkanı Sayın Yılmaz'a verdi.
       Dayatmayı kabul etmedi.
       1999'da, üstelik Meclis çoğunluğuna sahip de olmayan 2 partinin dayatmasını hiç kabul etmeyebilir.
       Nasıl bir hükümet kurulması gerektiğine Anayasa'dan aldığı yetkilerle ve kendi özgür iradesiyle karar verecektir."
       Ecevit,
geçen yıl RP - DYP arasındaki - başarısız - "havadan ikmal" girişimine gönderme yapıyor... Tekrarına Çankaya'dan gene yeşil ışık yakılmayacağına inanıyor.

       Bir sorun da dün Mesut Yılmaz'ın grupta açıkladığı "Mahalli İdareler Reformu Yasa Tasarısı'nda" yer alacak, "belediye başkanlarının çift turlu seçim sistemiyle seçilmeleri" için, bir hüküm konulması nedeniyle oluşabilir.
       Çünkü...
       Belediye başkanlarının çift turla seçilmelerine DYP, DTP, CHP ve DSP karşılar.
       DYP dışında diğer üçünün oylarıyla, bu hükümetin ayakta durduğu dikkate alınırsa, hükmün geçmeyeceği görülüyor.
       Geçse dahi...
       Bülent Ecevit'e göre, "1999 baharındaki Yerel Seçimler'de uygulanmayacak."
       Ecevit, - iki turlu seçim yapılmasa bile - önce Yerel Seçimler ve sonuçları görüldükten bir süre sonra, Genel Seçimler formülüne karşı.
       Böyle bir uygulama ile Türkiye'nin çok zaman yitireceğini düşünüyor.
       1999'un bir bakıma kayıp yıl haline gelmesi olasılığından kuşku duyuyor.
       Önce... "iki turlu Belediye Başkan Seçimleri ve İl Genel Meclisleri Seçimleri..."
      
Sonra... sonbaharda Genel Seçimler, gerçekten milli iradeyi çok uzun bir sürece yaymış olur.
       1999, Ecevit'in korktuğu bir kayıp yıl haline gelebilir.
       Ama...
       Nisan'da iki turlu Başkan Seçimleri ve İl Genel Meclisi Seçimleri... Mayıs'ta ise, Genel Seçimler yapılırsa, bu takvim, sakıncalı olmaz.
       1999'u kayıp yıl haline getirmez.

       DTP'nin de "düşük profilli seçim hükümeti" konusundaki görüşleri, Ecevit'in DSP'si ile aynı.
       Buna karşın...
       "Belediye başkanlarının iki turlu oylamayla seçilmesini" benimsiyorlar.
       Hatta...
       "Önümüzdeki günlerde, her iki seçimin aynı tarihte yapılması yolundaki TBMM kararı alındıktan sonra... Sonbaharda ya da daha sonra yeni bir kararla Yerel ve Genel Seçimler'in birbirinden ayrılması olasılığına" da işaret ediyorlar.
       Şimdi...
       Gündemdeki alevli konu Anayasa gereği değişecek olan Ulaştırma, Adalet ve İçişleri Bakanları'nın kimler olacağı...




Yazara E-Posta: G.Civaoglu@milliyet.com.tr