Bugün Avrupa'nın topluiğne başı kadar bile olmayan bir coğrafyasında sıkışmış hayali ülke Grand Fenwick'in tek gelir kaynağı ihraç ettiği şaraptır.Ancak süper güç Amerika, Kaliforniya şaraplarıyla piyasayı ele geçirir.Bu duruma çok bozulan Grand Fenwick kârlı çıkmak için bir plan yapar.Amerika'yla savaşa girecek, kaybedecek ve yüklü bir savaş tazminatı kazanacaktır.Zar zor toplanan 30 kişilik Fenwick ordusu, ABD'ye savaş ilan edip gemiyle okyanusu geçer... Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir'in "İktidar savaş istiyorsa, kaçmayız, hodri meydan" söylemi bana Peter Sellers'ın "KÜKREYEN FARE" filmini anımsattı. Filmi ve sonunu uzun uzun yazmayayım ama Grand Fenwick'in "savaş" ilan edip "30 kişilik ordusuyla ABD'ye meydan okuması" için adının "KÜKREYEN FARE" olması, olaya "cuk" oturmuş.Osman Baydemir de anlaşılan, Türkiye'ye gelen AB ve Avrupa Konseyi'nden isimlerin, Ankara'daki büyükelçilerin, Diyarbakır Belediyesi'ne ziyareti programlarına mutlaka almaları nedeniyle egosunu iyice şişirmiş olmalı. Elbette bu benzetmeyi hakaret amacıyla yapmıyorum. Sadece olayın nispetsizliğini karikatürize ederek daha açık hale getirmek istedim. "Savaş açmaktan" söz ediyor, "hodri meydan" diye kükrüyor.Oysa... Hadise sadece bir yerel yönetim bütçesi sorunu... Osman Baydemir'in şikâyeti "iktidarın Diyarbakır Belediyesi projelerine yeterince katkıda bulunmayışı..." Doğrudur ya da değildir. Bu iddiasını, rakamlarıyla ve başka illere katkılarla karşılaştırmalı olarak ortaya koysaydı, çok daha etkili olabilirdi. "Savaşsa savaş, hodri meydan" diye kükremesi itici olmuştur.Tahrik gibi algılanma riski vardır.Ayrıca...Bir belediye başkanının "Ankara'ya savaş ilanı" gülümsetiyor.Neyse ki, Baydemir, 3 kez "Açık ve net söylüyorum" diyerek savaşı vurguladıktan sonra konuyu gerçek boyutuna indirgiyor."Hangi adayları varsa, en kuvvetlisini getirsinler, karşıma koysunlar" mesajıyla asıl kaygısını belli ediyor. Tahrik mi, komedi mi? Yerel seçimlerde Diyarbakır Belediye Başkanlığı'nı elinden kaçırması olasılığı anlaşılan az değil.22 Temmuz genel seçiminde AKP oylarının DTP'li bağımsızları sollaması bir "kırmızı alarm" gibi görünmüş olmalı.Yazılı olmayan bir protokolün bölgede 1 numaralı ismi olmaya alışmışken, bunu yitirmek olasılığı rahatsız edicidir. Bakın... Bülent Arınç da "001 plakayı kullandıktan sonra daha aşağısına inemezdim" mesajını vermedi mi?..Osman Baydemir, konuyu kendi çapından daha makro büyüklüklere tümüyle "Diyarbakır'a karşı Ankara" platformuna taşıyarak ve de gerginlik politikasıyla kendi etrafında safları sıkılaştırmayı hedeflemiş olmalı.TBMM'de Ahmet Türk liderliğindeki DTP grubu da Baydemir'i arka plana ittiği için, bu da bir psikolojik rahatsızlık vermiştir sanıyorum. Kendisini ve Diyarbakır'ı yeniden spot ışıklarına çıkarmak, ilgi merkezi yapmak mı istiyor?Tehlikeli oynuyor.Yanılmayı ve Baydemir'in amacını aşan kelimeler kullanmış olmasını yeğlerim.Türkiye'nin savaş değil, barış söylemlerine ihtiyacı var........................Not: Dün bu köşede yayımlanan davulu delen otomobil, parti amblemi değil, sadece bir karikatürdü. Zaten karikatürdeki otomobilin de çizgileri Jaguar modelini yansıtmıyor. Yanlış anlamalara karşı açıklıyorum. gunericivaoglu@milliyet.com.tr Savaş değil, barış