Büyükelçi dostumun bundan sonraki sözleri ise tatsızdı:"Artık o yüzde 30'un algılaması neredeyse sıfırlandı. Türkiye, laik ve demokratik cumhuriyet değil, bir İslam devleti olarak görülüyor. Daha iyimser bakanlar 'ılımlı İslam demokrasisi' gözüyle bakıyorlar..."Washington eski Büyükelçisi Faruk Loğoğlu'nun, Utku Çakırözer'le söyleşisindeki saptamaları da, meslektaşının yukarıda yansıttığım satırlarıyla örtüşüyor.............................Türkiye "hızlandırılmış yavaş" süratte İslam ülkeleri yörüngesine kaymakta.............................Bu sadece bir "algılanma" sorunu değil.Türkiye'nin insan dokusu da, bu yeni yörüngenin gen haritasıyla uyum sağlama sürecinde.Milliyet'in manşetlerinde yer alan "KURAN KURSLARI" haberleri, bu yargının vitrinidir.Siyasi iktidarın zihniyet değişimini, bürokraside kadrolaşma izlemiştir.Türkiye'nin geleneklerinde yer alan mülkiyeli ya da darüşşafakalı dayanışmasının 4-5 kuvvet katı büyüklüğünde "imam hatiplileşme" süreci yaşanmakta.Siyasette ve bürokraside tüm önemli kadrolar, imam hatip lisesi kökenlilerin yönetimine geçmekte.Hatta "imamların..." Örneğin AİHM'ye açtığı başörtüsü davasıyla ünlenen Leyla Şahin'in babası İmam Alaeddin Şahin "İETT Müşteriler Daire Başkanlığı" görevine getirildi.Mimberden, vaızdan, cami imamının engellenemez yükselişi kadrolaşmanın simgesel ölçütü...........................İmam hatipler Necmettin Erbakan'ın söylemiyle "fidanlık" olarak görülmüştür.Kuran kursları ise, tohumların yeşerdiği "fidelik..."İlköğretim 5'inci sınıfı bitirenlerin gönderildikleri yaz Kuran kurslarında 1 buçuk milyon çocuk... 8 yıllık ilköğretim sonrasındakiler ise 150 bin... 10 binlercesi yatılı kurslara veriliyor.Yani... İdeolojik eğitimin gen haritaları, bu kurslarda çizilmekte...........................Bu satırların yazarı inançlıdır. İnançlara ve inançlı olanlara saygılıdır.En zorlu yaşam sınavlarında "inanç" sığınaktır.Sevgili kardeşimiz Ufuk Güldemir, Hasan Cemal'e, ansızın karşılaştığı bir "zorlu yaşam sınavı" bağlamında itikadın bu işlevinin altını çizmiş. Fotoğraflarında gene aslan gibiydi. O müthiş enerjisiyle ve dostlarının yürekten dilekleriyle bunu da aşacağına inanıyorum.(*)Ancak... Karşı olunması gereken şey, inançlar ve dinler kültürü/eğitimi değil, bunun siyaset için kullanılması, sömürülmesi, yasaların delinmesidir.Diyanet'in açtığı Kuran kurslarının yasada MEB tarafından denetlenmesi öngörülüyor.Bu denetim yapılıyor mu?Bir tane Kuran kursunun kapatıldığı haberini okudunuz mu?Hepsi mi Atatürkçü laik demokrasinin ilkeleriyle örtüşmekte?Hiçbirinde mi tarikat, şeyh, müritlik ilişkileri, öğretileri yok?Peki Diyanet'e bağlı bir camiye, İsmailağa adının verildiği ve aynı adla Kuran kursu açıldığı yolunda eski Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu'nun iddiasına ne denir?Bu kurslara ilkokulu bitirmemiş çocukların da devam etmesi engelleniyor mu?Ya en az Diyanet'in resmi kursları kadar çocuğun devam ettiği "kaçak Kuran kursları?"..........................Türkiye siyaseti kabuk değiştirdi. Toplumu doku değiştiriyor............................(*)Hasan Cemal/Milliyet/10 Eylül 2006. g.civaoglu@milliyet.com.tr Dün bir büyükelçi arkadaşımla yemekteydim. "Bizim, diplomatlar olarak görevimiz, sınırların ötesinde, yıllardır 'Türkiye'nin laik, demokrat, uygar yüzünü' vitrine koymaktı. Bunda bir ölçüde başarılı olduk. Dünya kamuoyunun yüzde 30'u, Türkiye'yi böyle algılar hale geldi" dedi.