Güneri CIVAOĞLU
Önce...
Bülent Ecevit, "ABD, Kuzey Irak'ta Kürt devleti kurmak istiyor" sözleriyle
Ankara'daki kuşkuları dışa yansıttı.
Sonra...
ABD Büyükelçiliği Ecevit'i yanıtlayan
"Irak'ın bütünlüğünden yanayız" açıklaması henüz sıcaklığını korurken,
Yılmaz, adeta Büyükelçi'ye cevap verdi:
"ABD'nin resmi söylemleri Irak'ın bütünlüğünü korumaktan yanadır. Ama, bunun gerçek olup olmadığını da önümüzdeki günlerde göreceğiz..."
Böylece...
Yılmaz da
"Ecevit'in kuşkularını paylaştığını" açıkça ortaya koymuş olmaktadır.
Dahası...
ABD Büyükelçisi'ne
"devletinizin söylemlerine güvenemiyoruz. Söyleme değil, eyleme bakacağız" mesajını vermiştir.
Bu tavırlar, serin esintileri yansıtmaktadır.
Son kriz patladığından bu yana,
ABD ile
Türkiye diyaloğu yeterince samimi ve yoğun görünmüyor.
Yılmaz'ın da dünkü şu sözleri bunun kanıtıdır.
"ABD'den Irak konusunda bizimle daha samimi, verimli diyalog kurmasını, istişare etmesini beklerdik.
Bugüne kadar bu yapılmamıştır.
Bu diyalog eksikliği, gayet tabi ki Türkiye'de, Ecevit'in ve Yılmaz'ın seslendirdikleri kaygıları dile getirmektedir."
Ankara'da bazı duyarlı kurumlarda ışıklar sabaha kadar yanık kalmakta... Ve
"ABD'nin gizlemeye çalıştığı asıl amacı nedir?" sorularına yanıt aranıyor.
Yapılan değerlendirmeler, hükümete de yansıtılmıştır.
Şöyle ki...
- Eğer...
Washington'ın açıkladığı gibi,
"Irak'ın kitle imha silah stokları ve üretim tesisleri sadece havadan vurulacaksa... Saddam'ın sarayları bu bağlamda hedefse..." bu hedefin gerçekleşmesi, mümkün görülmüyor.
Çünkü...
Saddam'ın bilinen
8 sarayı varsa, bilinmeyen en az
20 konutu ve
tesisi daha var.
Bunlar nasıl vurulacak?
- Eğer...
Asıl hedef, kitle imha silah stoklarını ve üretim tesislerini yok etmek bahanesiyle,
Saddam'ın işini bitirmek ise, bu da havadan bombayla olmaz.
Duyarlı çevrelerde yapılan değerlendirmelere göre,
"ABD tanklarının paletleri ve erlerinin postalları Bağdat'ı çiğnemedikçe, Saddam'ın işi bitirilemez."
Ne var ki...
ABD'nin
Körfez'e yığdığı asker sayısı bu kez sadece
50 bindir.
Bu sayıda asker,
Irak çöllerinde ipliği kopmuş tespih taneleri gibi dağılır, yok olur.
Oysa...
6 yıl önce, Körfez Savaşı'nda koalisyon güçleri
700 bin askerden oluşuyordu.
Bunların
380 bini ABD Silahlı Kuvvetleri idi.
O halde...
Amacın, bu harekatla
Saddam'ı devirmek olduğu da çok kuşkuludur.
Saddam'ı devirmeye hazır generallerin, harekete geçecekleri ve bir darbe yapacakları iddiaları da çok geçerli izlenimlerini vermiyor.
Saddam'ın, o çapta generalleri hayatta bırakmadığı bilinmekte.
Irak'ın petrol üretimini artırarak, petrol fiyatlarını düşürmesi olasılığını önlemek üzere krizi tırmandırmak ve böylece
ABD petrol üreticilerini memnun etmekten tutunuz...
ABD'nin yeni silahlarını denemek ve ABD silah üreticilerinin stoklarını eritmek gibi fantazilere kadar uzanan varsayımlar öne sürülüyor.
Ancak...
Bunlar böylesine riskli bir harekatı tartacak ağırlıkta değiller.
Saddam, gene ayakta kalırsa,
ABD'nin prestiji yok olur.
Clinton, silinir.
Peki...
Clinton'ın açık kalan fermuarı bu harekatla kapatılmak mı isteniyor?
Senato, Temsilciler Meclisi, Ordu, Dışişleri de bu harekatın yanındalar.
Bu kadar ciddi kurumun fermuar kapatmaya alet olacakları düşünülemez.
İşte...
Tüm bu nedenlerle,
Ortadoğu'da neyin pişirilmekte olduğunu saptamak üzere kuşkular yoğunlaşmakta.
Fakat...
Kuzey Irak'ta bir
Kürt devletinin de gerçekleşme şansı - şu aşamada - yüksek değil.
Denizi ve çıkışı olmayan...
Kuzey Irak'ta sıkışmış kalmış bir
Kürt devletiyle ABD ne yapacak?
Kuzey Irak Kürtleri de zaten ikiye ayrılmış, birbirlerini yiyorlar.
Elbirliğiyle kurdukları
parlamento 6 ay bile açık kalamadı.
ABD karşısında süper güç olmaya oynayan
Almanya ve onun başını çektiği
Avrupa Birliği, ABD'nin güdümünde yeni bir Ortadoğu kalesine sıcak bakmazlar.
Ve nihayet...
İran ve
Türkiye, bu oluşuma izin vermezler.
ABD'nin eğer böyle bir amacı varsa, legonun sadece bir parçasıdır.
O parça, tek başına şanssız görünüyor.
Ekli olduğu varsayılan diğer parçalar bilinmeden, sezilmeden şimdilik sağlıklı bir tahmin çok zor.
Şu satırlar yazılırken, henüz resmen doğrultamadığımız haberlere göre
Silahlı Kuvvetlerimizden birlikler
Kuzey Irak'a geçmekteydi.
Bu bir olağan sınır ötesi sıcak takip ya da olası göç dalgalarına karşı önlem olabilir.
Belki de bir
Kürt devleti oldu bittisi ihtimaline karşı yöreyi denetime almak amaçlanmıştır.
Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr