Laforizma değil psikoloji

CUMHURBAŞKANI Gül, Başbakan Erdoğan öncülüğündeki “Kürt açılımcıları” için yanılgıya işaret etmekte fayda var.
İçi boş bir dosyayı konuşup patinaj yaptıkları sanılıyor.
Oysa...
Bazı somut olgularla desteklenen sezilerime göre “planlı” ve “bilinçli” açılımın birinci aşaması siyaset sahnesine konulmuştur.
Bu birinci bölümün adı; “psikolojik ortam hazırlamak” olabilir.
“Tarihi fırsat” söylemi “ilk aydınlatma fişeği” idi.
Gazete sayfaları ve TV ekranlarının da katkılarıyla böyle bir psikoloji rüzgârı oluşmakta.
Aslında bunca fidan gibi gencin yaşamını yitirdiği, kronik çatışmalar artık bitmelidir/bitirilmelidir.
Daha önce de belirttiğim gibi, “zamanın ruhu” bunu gerektiriyor.
Önce “Artık çözüme gitme zamanı gelmiştir” inancının topluma yerleşmesi süreci yaşanmakta.

Psikolojik duvarı yıkmak
YANİ... Kürt sorununa çözüm açılımı “Ne yaptığını, ne yapacağını bilemeyenlerin içi boş laforizması değil” diye düşünüyorum.
Profesyonelce çizilmiş yol haritasının deparı yapılmıştır sanıyorum.
Böyle bir psikolojik ortam yaratılmadan dosya içeriği açıklamak kamuoyunda büyük tepki duvarına çarpardı.
Şimdi o psikolojik duvar, taş taş, tuğla tuğla sökülmekte, yıkılmakta...
10 binlerce gencin ölümü, faili meçhuller, 10 binlerce yaslı aile, ulusalcı tahrikler, işkenceler, bebekleri bile kurşunlayan gaddarlıklar, yıllar içinde öyle psikoloji setleri yükseltmiştir ki, bunları yok farz ederek “çözüm” formülleri sıralamak için siyaset gerçeklerinden hiç habersiz olmak gerekir.
O nedenledir ki, iç gerginliklerde öncelik, psikolojik duvarların indirilmesine verilir.
O yüzden CHP Genel Başkanı Baykal ve MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Böyle altı boş çözüm laflarının anlamı yok, çözüm önerilerini açıkla önce” diye çağrılarda bulunmakla sonuç alamazlar.
Amaç...
Şu aşamada çözüm formüllerini tartışmak değil, ülkenin büyük çoğunluğunu psikolojik olarak 2. adıma hazırlamaktır.
Yıllardır vurgulanarak oluşmuş kalıpları kırmak, yeni zihniyet coğrafyaları yaratmak, züccaciye dükkânına dalmış filin beden diliyle olmaz.

VAMIK VOLKAN İZLERİ Mİ?
EVET... Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan öncülüğündeki “Kürt açılımcıları” kimilerinin sandığı gibi içeriğini kendilerinin de bilmedikleri “boş bir dosya” için “laforizma” üretiyor değiller.
Açılacak dosya için toplumsal psikolojiyi oluşturma sürecidir bu.
Profesyonelce hazırlanmış bulunması büyük olasılık...
Bu profesyonelce planda Prof. Vamık Volkan’ın parmak izleri olabilir mi?
Mümkün.
Vamık Volkan, bir süre önce Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından kabul edildi.
Görüşme içeriği için bir açıklama yapılmadı.
Vamık Volkan’ın kariyeri ile bu görüşmenin örtüşmesi “önce psikolojik duvarların kaldırılması” sürecini düşündürüyor.
Vamık Volkan, Princeton Üniversitesi’nde psikoloji profesörü olarak yıllarca görev yaptı.
Filistin-İsrail sorununda Beyaz Saray’ın danışmanıydı.
İsrail ve Filistin temsilcilerini İskandinav fiyortlarındaki bir balıkçı köyünde görüştürmek sürecinde onun da misyonu vardı.
3 yıl boyunca küçük bir balıkçı evinde bu görüşmeler sürdü.
Kimsenin ruhu duymadı.
Birbirleri hakkında önyargıları olan İsrailli ve Filistinli temsilciler nöbetleşe yemek pişirdiler, bulaşık yıkadılar, yemek masasında da birlikteydiler.
Önyargılarından kurtulup birbirlerine yakınlaştıkça çözüm formülleri geliştirdiler.
Vamık Volkan da o kulübedeydi.
Süreç, başarıya ulaşmıştı. Taraflar Beyaz Saray’da el sıkışmış, imza atmışlardı.
Ne yazık ki sonradan bir suikast, kalıcı barışı sabote etti.
Ancak Vamık Volkan’ın kariyerindeki bu misyon daha sonra başka ülkelerde de sürdü.
Volkan, Makedonya ve Ukrayna’da da iç çatışmaların noktalanması için önce psikolojik duvarların indirilmesinde devredeydi.
Vamık Volkan dostumdur.
Ona “Bu son Kürt açılımı ve psikolojik ortamı hazırlama sürecinde katkınız var mı?” diye sormadım.
Olsa bile söylememesi gerekir.