Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

STRATEJİ Mori, bir araştırma yaptırdı.
Çok ilginç...
Soru:
"Şeriatın Türkiye'de bir devlet düzeni olması fikrini destekliyor musunuz?"
Cevap:
"Doğrudan destekliyorum" diyenler, sadece yüzde 18.
Yani...
RP'nin oy oranının bile altında.
"Ne destekliyorum... Ne desteklemiyorum" diyenler... Yani kararsız olanlar yüzde 10.
Fakat en ilginci, açık ve kesin olarak doğrudan "desteklemiyorum" yanıtı verenlerin oranı... Onlar, yüzde 68.
Fikri olmayanlar yüzde 3...
Cevap vermeyenler, yüzde 1.
BU sonuçlar, Türkiye için güvencedir.
Türkiye insanı "irtica tuzaklarına düşmeyecek kadar bilinçli."
Ayrıca...
Şeriatı kesinlikle istemeyenlerin oranının son 4 ayda yükselmiş olduğuna da işaret edeyim.
Bir şey daha... RP'nin oyları da yaz sonlarına doğru yüzde 30'lara kadar çıkmışken, şimdi yeniden yüzde 21'e düşmüş bulunuyor.
Son aylarda medyada yer alan görüntüler...
Özellikle siyasal İslamın maskelerini düşüren ticaret - tarikat - seks sarmalının ürpertici sömürü örnekleri, bu kamuoyu yoklamasının arkasındaki etkenler arasında hayli önemli.
Zaten RP'nin zorlandığı her gündem maddesinden sonra, medyayı sorumlu ve hedef göstermesinin de bir anlamı olsa gerek.
Şimdi, MGK kararları bağlamında, gene sanık sandalyesinde gösterilmek istenen medyadır.
O halde...
Son Bakanlar Kurulu kararlarına ve ötesine eğilelim.
18 maddelik MGK bildirimi ve eki olan kararların, Bakanlar Kurulu'nda konuşulan ilk maddesi ve genel çizgisi "laikliğin korunması."
Laikliğin Anayasa'da yer alan tanımı ve Atatürk ilkeleri doğrultusunda korunmasının sosyal mukavelesi yapılacak olsa...
Bu toplumun yüzde 80'i Refahyol'la yan yana imza atar mı?
Türkiye'nin RP dışında kalan yüzde 80'ini bir yana bırakınız... Bizzat RP'liler dahi bu mukaveleyi içine sindiremezler.
Tabii, siyaset icabı oynanan roller başka.
Olsa olsa kendilerine özgü bir laiklik kavramını savunurlar. Kendi kafalarına göre laik takılırlar.
Oysa laiklik, uluslararası bir kavramdır.
Herkesin işine geldiği gibi tanımlanamaz.
Kıyafet yasasından, medeni nikahla evliliğe... Tekke - şeyh - mürit ilişkilerinden, İran, Suudi Arabistan, Libya, Sudan dirsek temaslarına ve ümmetçiliğe kadar herşeyin içine atıldığı laiklik çorbası sadece şark menüsünde sunulur.
KURAN kurs ve yurtlarının Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlanması MGK bildiriminde yer alan, bir diğer noktadır.
Türkiye'de gizli Kuran kurslarının sayısı, açık olanların birkaç katıdır.
Bunları saptayacak siyasi iradeyi bu hükümette göremiyorum.
Hiçbir yurdun kapısının üstünde de, "falanca tarikatın yurdudur" diye levha yok.
Bunu ayrıca araştıracak siyasi iradenin arkasında, zaten o tarikatların ileri gelenleri varsa... Yani sanık, aynı zamanda kadıysa ne beklenir?
Bir başka madde... "Dini tesislerin siyasi sömürü yapılmaması..."
Yani, Çankaya'ya ve Taksim'e cami yapımının siyaset için kullanılmaması.
Belirteyim ki...
Gene Strateji Mori'nin araştırmasına göre, Taksim'e camiyi desteklemeyenlerin sayısı da, destekleyenlerin hayli üstünde.
Ama...
Taksim ve Çankaya için susulsa, İstanbul'un diğer semtleri ve bütün Türkiye için ağızların kapanacağını kim sanabilir?
Bu herşeyden önce, bir siyasi kültür sorunu.
"TSK ile ilişkisi kesilenlerin kamu kurumlarına alınmasının durdurulması..." Bu MGK bildirimine herhalde uyulacaktır.
Ancak, maddenin bir de devamı var.
"TSK'daki irticaya karşı önlemler ve tasfiyeler tutumunun, sivil kurumlarda da aynen uygulanması..."
Siyasal İslam'ın devlet kurumlarında kitleler halinde yerleşmesi eylemi sürerken, bu maddenin hoş değilse de, boş bir temenni olarak kalacağı açıktır.
İsterseniz bütün belediyelere bakınız. Kimi tasfiye edeceksiniz?
"Kıyafet yasasının özenle uygulanmasına" gelince...
Refahyol'un, İstanbul'da irticanın kalesi sayılan belli semtlerde sarıklı ve cüppeli avına çıktığını düşününüz. Olacak şey mi?
Ya "Atatürk'ü Koruma Kanunu'nun özenle uygulanması" bildirimi?
Bu traji - komik konuda bir yorum bile gereksiz.
Olsa olsa - kerhen - 8 yıl kesintisiz temel eğitim ile imam hatip okullarının yarısı budanabilir...
Kurban derilerinin Türk Hava Kurumu'na verilmesi - kaçak olanlar hariç - sürdürülür.
Necmettin Erbakan'ın etrafındakilere üniforma giydirilmez... Pompalı tüfeklere ruhsat işi biraz daha sıkıya alınır.
Ve böylece...
Maaşallah "Türkiye, laik" olur!... mu?
Hadi bakalım, kolay gelsin...