Lego
SURİYE Devlet Başkanı Beşar Esad’ın “açılım” için Türk gazetecilere “PKK içindeki Suriye Kürtlerini affedebiliriz. Ülkeye kabul edebiliriz” söylemi önemli bir işarettir.
“Çözüme her zamankinden daha yakınız” iddialarını doğrulayan göstergelerden biridir. PKK’daki Suriye Kürtleri 1.500’ü buluyor. Yönetim kademelerinde onlar da var. Çözüm arayışlarında bu 1.500 Suriyeli Kürt bir sorundur.
“Siz Türkiye’ye dönebiliyorsunuz, biz nereye gidebiliriz?” diye direnirlerse, yokuş daha da dikleşir.
Genç Başkan Esad, çözüm sürecine ciddi bir katkıda bulunabileceğini göstermiştir. Suriye için inanılması zor bir tavır değişikliği bu.
Suriye’ye dönemin Başbakanı Turgut Özal ile giden gazeteciler arasındaydım.
Devasa yemek salonunun bir tarafında protokol sofrası kurulmuştu, Özal ve Beşar Esad’ın babası o zamanki Başkan Hafız Esad yan yanaydılar.
Gazeteciler, komutanlar, diplomatlar, yüksek bürokratlar için kurulan sofra da onların tam karşısındaydı.
Konuşulanları duyamıyorduk ama her şeyi görüyorduk. Bir ara Özal, Esad’a eğilerek bir şeyler söyledi. Tercüman Arapçaya çevirdi.
Bu kez Esad, Özal’a eğilerek cevap verdi. Bunun üzerine Özal, elindeki dörde katlanmış kâğıdı Esad’a verdi. Esad, kâğıda şöyle bir baktı. Cebine koydu. Şam dönüşü uçakta Özal’a o sahneyi sorduk.
Anlattı:
“Başkan Esad’a Abdullah Öcalan’ın Suriye’de ikamet ettiğini” söyledim. “Devlet olarak bizim haberimiz yok, bilmiyoruz” cevabını verdi.
“Bunun üzerine bizim istihbaratın Öcalan’ın adresini, telefon numaralarını tespit ettiğini, bunların yazılı olduğu kâğıdı verebileceğimi” söyledim.
Kâğıdı uzattım.
Başkan Esad, kâğıda şöyle bir baktı, cebine koydu.
Tek kelime etmedi.
........................
Suriye’ye daha sonra dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’i izleyen gazeteci grubuyla gittim.
Aynı yemek salonunda, aynı sofra düzeninde, aynı görüntüler tekrarlandı.
Tek fark, Özal yerine, Demirel’in olmasıydı...
Dönüş yolunda o sahneyi Demirel’e de sorduk, Özal’ın anlattıklarını neredeyse aynen tekrarladı...
Bundan iyisi, Şam’da kayısı
YILLAR içinde köprülerin altından çok sular aktı.
Bakın nereden nereye geldi...
Hafız Esad döneminde -son yılları hariç- Suriye “haydut devletler” listesindeydi.
Dünyadaki bütün terör örgütlerine destek veriyor, kucak açıyor, kendi denetimindeki Bekaa Vadisi’nde kamp yerleri gösteriyor, liderlerine Şam’da konut veriyor, hatta gizli tutulan “zula” evler de tahsis ediyordu.
Öcalan’la Bekaa Vadisi’nde görüşmüştüm.
Gecenin dondurucu ayazında bana verdikleri parka jelatininden yeni çıkarıldı. Arkasındaki etikette Arapça, “Suriye Silahlı Kuvvetleri için üretilmiştir” yazılıydı.
Zaman içinde Suriye, bu rotadan çıktı. Önce Türkiye’nin resti sonucu Öcalan’ı göndererek, sonra da İsrail ve ABD’nin baskısıyla...
Ama...
Asıl önemli faktör, İngiltere’de tıp eğitim alan, insani ve demokratik değerlere yabancı olmayan genç Başkan Beşar Esad’ın kişiliğindeki Suriye’nin gösterdiği performanstır. Şimdi ABD, Irak’tan çekilirken, o coğrafyayı yeniden dizayn ediyor.
Türkiye’deki açılımın yanı sıra, “Suriye açılımı” da gündemde. Öcalan’ın İmralı’dan son mesajı “Ankara’nın açılımına göre planı değiştirebilirim” oldu.
Bu lego parçaları giderek bir umut eskizi çizmekte.
KIRMIZI NOKTALI GALERİ
BU kırmızı nokta başka nokta... Bir süredir Bienal’e de paragraflar açıyoruz.
Günde birkaç sergi açılışına giden, galerileri dolaşanlara bir adres önereyim...
“İlayda Sanat Galerisi...”
Sahibinin adını taşıyan galeride farklı bir konsept var. İlayda Babacan, kariyer rotasını New York’a kırdı.
Bu nedenle 7 yılda oluşturduğu özel koleksiyonunu sergiliyor.
Kendi galerisinden ya da başka galerilerden derlediği resimlerin bir kısmı 10 gün süreyle İlayda duvarlarında...
2-3 gün içinde kırmızı noktalı galeriye dönüşebilir.
“Sakıncalı” uyarısı olarak değil, galerilerde, sergilerde, resimlerin yanında “satıldı” işareti olan kırmızı noktalardan söz ediyorum.
........................
(İlayda Sanat Galerisi / Hüsrev Gerede Caddesi - No:29 / Teşvikiye. Tel: 0212 227 92 92)