Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Şehitlerimize rahmet, yaralılarımıza acil şifa dileyerek başlıyorum yazıya.
Suriye’den gelen 4 PKK’lının Urfa’da iki polisi enselerinden birer kurşun sıkarak şehit etmesinin ardından, dün de Diyarbakır’da iki trafik polisi uzun namlulu silahlarla tarandı.
Biri şehit oldu, diğeri de ağır yaralı.
Sokaklar karışık.
Kentlerde, ellerinde kalaşnikoflarla, tabancalarla yüzleri örtülü PKK’lılar dolaşıyor.
Güneydoğu’da yol kesiyor, araçları boşaltıp yakıyor.
Karakollara ateş açıyor.
Gene dün Kilis’te sınırın öte yanından -büyük ihtimalle IŞİD tasrafından- açılan ateşle bir astsubayımız şehit oldu, yaralılar var.
Şu satırlar yazılırken TSK’nın karşı ateşiyle çatışma sürüyordu.
Yani...
Bir yandan Suruç’taki IŞİD katliamı, öte yandan PKK Türkiye’yi “makasa almaya” kalkışmış bulunmakta.
......................
İktidarı 7 Haziran seçimlerinde kaybetmiş AK Parti’nin “geçici hükümeti” yönetiminde olaylara hakim olmak giderek güçleşmekte.
Hiç vakit kaybetmeden, güvenoyu almış güçlü ve kalıcı bir hükümetin duruma el koyması gerekir.
Zamana yayılan, sonucu belirsiz koalisyon görüşmeleriyle oyalanmak tehlikelidir.
Vahim sonuçlara neden olabilir.

BİR BOMBA, BİN BELA
AK Parti’ye yakın SABAH gazetesinin Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu’nun haber kaynakları sağlamdır.
“Bir bomba, bin bela” başlıklı yazısında bakın dün “tehlikeye” nasıl bir “analizle” işaret etmiş:
Hükümet belirsizliğini sonuna kadar kullanan sinsi odakların; sosyalist gruplarla, Kürt grupları Kobani paydasında buluşturması ne derece önemli ise Kürt kökenli vatandaşların Türkiye ile bağının koparılması, Kürt kimliğine hitap eden omurga siyasi kurum olarak AK Parti’nin doğudan batıya uzanan hatta etkinliğinin zafiyete uğratılması da o derece önemlidir.
* * *
Giderek netleşen fotoğraf;
a) Hükümet iradesinin zayıflatılması,
b) Etnik ve mezhebi unsurların siyasetin merkezine yerleştirilmesi,
c) Güvenlik ve yargı bürokrasisinin felç edilmesi,
d) Türkiye’nin bölgesel güç iddiasının askıya alınması,
e) Ekonominin zemin kaybetmesi üzerine dayalı karelerin bir araya getirildiğini göstermekte!
Gün, teyakkuzda olma günüdür.
Evet, sorumlular ve asıl failler bulunmalıdır.
Lakin sadece dünün hesabını güdenler, geçiş dönemlerinden fırsat umanlar yarın yönetilecek ülke bulmakta zorlanırlar!
.......................
Müderrisoğlu’nun satırlarında “3 mesajı” vurgulamak isterim.
1- “AK Parti’nin doğudan batıya uzanan hatta etkinliğinin zafiyete uğraması.”
2- “Ekonominin zemin kaybetmesi.”
3- “Yarın yönetilecek ülke bulmakta zorlanılacak olması.”
......................
Özellikle sonuncusu üzerinde özenle durulması gereken “duyarlı” uyarıdır.
Eğer, tabanı geniş, güvenoyu almış, güçlü bir “AK Parti - CHP” ortak hükümeti şansı ıskalanırsa kasımda yapılacak bir erken seçime kadar Türkiye -Seçim Hükümeti dahil- geçiş hükümetlerine kalırsa korkarız ki kasımdan sonra kurulacak hükümet “yönetilebilir bir Türkiye” bulamayabilir.
Tutun ki kasımda seçim yapıldı, sandıklardan gene 7 Haziran benzeri sonuçlar çıktı, o zaman ne olacak?
Gene seçimler mi yenilenecek?
Kişisel, partisel hesapların üstünde, hem de çok üstünde Türkiye’nin yararları olduğunu görmeliyiz.