"Kendine güvenen güçlü devletin gerçekler aynası" yeterli. Hadisenin hadise haline gelmemesi ancak böyle mümkün.- Bu bir hukuk dosyasıdır. Hukukun kuralları geçerli olacaktır.Devletin başbakanı, bakanları diğer yöneticileri konu üzerinde konuşurken özen göstermelidir."Teröristbaşı, yeniden yargılansa ne olur? Gene aynı cezayı alacaktır" gibi söylemler, gerçeği vurgulasa bile yanlıştır.Yargı üzerine yürütmenin ve yasamanın gölgesi düşerse, hukuk süreci daha başından bir kez daha yaralı algılanır.Adalet Bakanı Cemil Çiçek de ciddi ve özenli konuştu:"Devletinize ve yargınıza güvenin." Bu sorumluluk taşıyan söylemler diğer isimler tarafından da paylaşılmalı. Konu "iç siyasette puan kurtarmak" için savunma malzemesi yapılmamalı. Telaş olmazsa, kamuoyu da oluşumları serinkanlı karşılar..............- Ana muhalefet partisi CHP de bu sürece daha bilinçli yaklaşmalı."Öcalan'ın yeniden yargılanması, unutmak istediğimiz manzaraları canlandırabilir" gibi alarm sinyalleri vermek, toplumdaki duyarlılığı yükseltir. Onur Öymen'in yol gösterici uyarıları bilinçli ve yararlıdır. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi aşaması ve diğer ince ayarlı hukuk yolları için önerileri hükümete önemli katkıdır. Ancak..."Öcalan yargılanırsa" olasılığını, Türkiye'nin taşımakta çok zorlanacağı bir süreç olarak göstermek, ortamı gerecektir.Tam tersine... Türkiye, bunu olağan bir hukuk süreci gibi göğüsler, aikido dövüş tekniği uygularcasına istismar, tahrik, eylem ve söylemlerini boşlukta bırakırsa, kaygı duyulan şeyler olmaz.Kaygıyı, kötü olasılıkları "uyanık görülen kötü rüyalar" haline getirmeyelim..............Türkiye, Avrupa Birliği'ne tam üyelik eşiğinde bir üyedir. 500 yıl Avrupa'nın yarısına hükmetmiş büyük devletin genlerini taşıyor.Bir teröristbaşı bunalımını elbette aşar.Bundan önce de aşmadı mı?Yeter ki... Şu duyarlı süreci iç politika malzemesi olarak kimse kaşımasın.Medya da tiraj ve reyting pompası olarak görmesin.Avrupa Birliği ülkelerinden birinde böyle bir dosya hangi davranış, yorum ve norm kalıpları içinde işlem görürse Türkiye'de de o olmalı.İçerde karıştırmak isteyen unsurlara en yerinde cevap, birlik ve bütünlük iradesidir. Kıymet-i harbiyelerinin olmadığını ekonomide, hukukta insan haklarında, Avrupa yol haritasında yürüyüşü sürdürerek göstermektir...............Kısacası...Metin Toker'in söylemiyle "makulü normalde aramak ve uygulamak" yeterli.Kimse durumdan vazife üretmesin. g.civaoglu@milliyet.com.tr Abdullah Öcalan için "sirk aynaları" kullanmayalım, ne büyütmek, ne küçültmek ne de deforme etmek.