Bugün Öfke şimşekleri çakıyor.Hatta Prof. Şerif Mardin'in "mahalle baskısı" söyleminden bile daha fazla tüylerini diken diken yapan kelime "Malezya..."Öyle ki... Neredeyse haritalardan Malezya'yı silecekler.Bunun mizah örneği Asterix resimli romanlarında vardır.Fransızların atası Frankları, Roma ordularının Alessia yöresinde yenmeleri ve bugün Fransa olan toprakları işgal etmeleri Asterix resimli romanlarında sık sık yer alır.Alessia nerede diye soran yolculara Asterix ve diğer Franklar sinirlenir ve "Alessia connais pas (Alessia tanımayız)" cevabını verirler.Gerçekten uzun süre Fransa haritasında Alessia'nın bulunmadığı, bir anlamda haritadan sildikleri rivayet edilir. (Paris merkezine girerken bir semtte Alessia levhaları vardır. G.C.)Fransa'nın şoven sınırlarını da aşan gururuyla dalga geçen bir mizah örneğidir Asterix sayfalarındaki bu diyalog...İktidarın serüvenini yansıtan mizah dergileri için belki de esin kaynağı olur.Malezya'nın yer almadığı, böyle bir ülkenin bilinmediği haritalar... İktidarı ve iktidar muhiplerini "Türkiye, Malezya olur mu?" sorgulaması çileden çıkarıyor. Önce bir gerçeği ortaya koyalım...Çakan şimşeklerin hedefi aslında eski ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard Holbrooke'un tepesinde çakması gerekir.Çünkü..."Türkiye ve Malezya ılımlı İslamın modelleridir. İslam ile demokrasinin yan yana yaşayabileceğinin örnekleridir" mesajını Holbrooke vermiştir."Türkiye, Malezya mı olacak?" tartışması bu söylemden sonra başlamıştır.Tırmanarak sürmektedir.Büyük gazeteler, Malezya'ya yazarlarını, muhabirlerini göndermişlerdir. Oradan izlenimleri, aldıkları görüntüler, gazetelerde yayımlanıyor.Ne hikmetse, iktidara yakın yayın organlarından Malezya'ya hiç sefer yok.İktidarın destekçilerinden de öyle...Belki işlerine gelmiyor.Belki de bu iddialar için yazıp çizmeyi, konuşmayı "abesle iştigal" görüyorlar.Olabilir.Malezyalı bir kadın avukatın "8-10 yıl sonra biz İran oluruz, siz de Malezya" söylemi de bu röportajlardan bir alıntı.Herhalde bu da tartışılacak.Sonra... Belki Soner Yalçın'ın Hürriyet'te yazdığı "İran'ın molla ve solcular-liberaller işbirliğiyle Humeyni diktasına geçiş süreci" de siyaset analizleri için ilginç bir dosya olacak.Malezya'yı yıllar önce görmüştüm.Necmettin Erbakan'ın Malezya örneğine fena halde takıntılı olduğu biliniyor.Benim kulaklarımda kalan bir söylemi yansıtarak noktayı koyayım...Yıllar önce Pakistan'a gitmiştim.Butto ve diğer liderlerle, komutanlarla röportajlar yapmıştım.İslamabad şehri gerçekten iyi bir şehir mimarisiyle yapılmıştı.Paris'in Champs Elysees'sini andıran çok geniş bulvarları vardı.Pakistan aydınlarından Oxfordlu bir dostum şöyle demişti:"Yakın zamanlara kadar bu caddelerde şortlu genç kızlar, kadınlar bisiklete binerdi. Kimse başını çevirip bakmazdı. Şimdi değil şort, başı açık bile sokağa çıkamıyorlar. Her şey öylesine hızlı gelişti ki... Öngörmemiz mümkün değildi."Bütün bunlar tartışılmalı.Tartışmak sağlıklıdır.Herkes bu iddiaların tüm boyutları taraf ve karşıtlarıyla irdelemelidir. Böylece demokrasinin ve özgürlüklerin derinleşmesine katkıda bulunulur.Aksi halde... Tartışanlara Abdülhamid kafasıyla "Mason" damgasını yapıştırmak ve böylece caydırıcı olacağını sanmakla bir yere varılmaz. gunericivaoglu@milliyet.com.tr Benzetme ABD'ye ait