Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın Marmaray’la taçlanması mutluluk vericidir.
Abdülhamid Han’ın ve Padişah Abdülaziz’in İstanbul’un o yıllarında hangi trafik sıkıntısıyla Harem’den Üsküdar’a tünel projesi yaptırmış olduğunu(!!) anlamak gerçekten zor.
Ama...
Projenin çizimi gerçek olduğuna göre acaba hangi ihtiyacı karşılayacaktı ki?
Yüzyıl ötesinin İstanbul trafiğini öngörmüşlerse bravo(!)
Keşke Osmanlı’nın darmadağın olacağı daha yakın yılları öngörebilselerdi...
......................
Öte yandan...
Marmaray gerçekten büyük bir projenin hayata geçirilmesidir.
İstanbul trafiğine katkısı ciddi olarak hissedilecektir.
Yapanlara teşekkürler.
Bu hizmet hayırla anılacaktır.

GANDHİ, ATATÜRK’TEN KORKMUŞ MUYDU?

CUMHURİYET‘in ilanında Hindistan’ın bağımsızlık ve demokrasi lideri büyük sevinç duymuş şenlik yapmıştı.
Acaba “diktatör (!!)” Mustafa Kemal Atatürk dayattığı için mi?..
Atatürk’-ten korktuğu (!!) için mi?
29 Ekim 1923’te Cumhuri-yet’in ilanı, çoğu batının sömürgesi olan İslam ülkelerinde de coşkuyla karşılanmıştı.
“Diktatör (!!)” Mustafa Kemal Atatürk’ten çekindikleri için, gösteriş olsun diye mi?
90 yıldır her 29 Ekim’de Anıtkabir’e, meydanlara, caddelere, sokaklara akan insan seli, toprağın altında yatmakta olan “diktatörden (!!)” korku nedeniyle mi?
Prof. Bernard Lewis “AB-İslam Örgütü arasındaki yakınlaşma konferansında” beyaz entarili Arapları göstererek “daha 100 yıl Türkiye’ye yetişemezler, Atatürk bu ülkeyi en az bir yüzyıl ileriye sıçrattı” derken “diktatör (!!)” Atatürk’ten korktuğu için mi böyle konuştu?
Türkiye’nin her yerinde dün gene ay-yıldızlı bayraklar asılmıştı.
Çoğunda Atatürk’ün kalpaklı fotoğrafı vardı.
75 yıldır kabrinde yatan “diktatörden (!!)” hala korktukları için mi?
Daha böyle başka korku senaryoları sıralayabilirim.
“Diktatör (!!)” kurgucularının “sevgi” adlı o en güzel duyguyu da bir düşünmeleri gerek.
Belki Churchill’in “dünyaya her yüzyılda bir dahi gelir. Bu yüzyılda da Türklerden çıktı” söylemiyle yaptığı Atatürk tanımı “zihinleri açmakta” yardımcı olabilir.

Haberin Devamı

İKİNCİ CUMHURİYET

Haberin Devamı

PROF. Mehmet Altan Radikal’de çoğu satırına aklı başında herkesin imza atacağı bir yazı kaleme almış.
“Cumhuriyet’in gerçek demokrasiye evrilmesi ihtiyacını” dört dörtlük ortaya koymuş.
“Askeri vesayetin” yerini “siyasi vesayetin” almaması ve “insan haklarına, özgürlüklerine dayalı kuvvetler ayrılığı ve adaletin bütün anlamlarıyla yaşanacağı bütün kuralları/kurumlarıyla işleyen, kişi gölgelerinden arınmış bir demokrasi” tanımı yapmış özetle.
Adını da 20 yıl önce telaffuz ettiği “İkinci Cumhuriyet” olarak tekrarlamış.
Tanımı doğrudur.
Ancak...
“İkinci Cumhuriyet” gibi bir etikete gerek var mı?
Bence çok tartışma götürür.
“İkinci Cumhuriyet” etiketi bir işleve sahip olsa bugün Fransa’yı “beşinci cumhuriyetin” yönetmesi nasıl izah edilir?
İki yetmemiş.
Üç, dört de yetmemiş.
Beşinci cumhuriyet ve onun anayasası...
Önemli olan o evrilmenin içeriğidir.
Bir kez “numaralamaya” geçmeye girişilirse “numaralıdan, numaracılığa” dönüşme tehlikesi tahminlerin çok ötesinde risklere açıktır.
İkiyi, üçü atlayıp doğrudan dörde gaza gelmek de bir hesap işi.
Hani “Rabia” ile bütünleşen “dört parmak.”
Hedef, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in içeriğini onun işaret ettiği “çağdaş uygarlıklar demokrasi dokusuna evirmek/dönüştürmek” olmalı.