Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

DOĞAN Yayın Holding’e (DYH) 826 milyon lira ceza şimdiden 950 milyona tırmandı.
Maliye Bakanlığı yazılı olarak, borcu karşılayacak miktarda teminat istedi.
Teminat yatırılıncaya kadar belki de trilyonu bulur.
Elbette kararı bağımsız Türk yargısı verecek.
Ama... Daha mahkeme aşamasına gelmeden kurumun hisse senetleri borsada 300-400 milyon lira değer yitirdi.
Yargı sürecinde neler olur bilinmez.
Dahası... Grubun daha 6 şirketinde denetleme var.
Müthiş bir baskı bu.
DYH adına dün tüm medyanın ekonomi bölümü yöneticilerine ve yazarlara bir basın konferansı düzenlenmişti.
DYH Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, doğasını da yansıtan ılımlı üslupla ama gerçekleri ortaya koyan ve olayı siyaset boyutundan ayırarak salt vergi hukuku sınırları içinde tutan bir çerçeve çizdi.
Teknik bilgiler için de sözü, Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanlığı sınavını 950 aday arasından 1. olarak seçilen, 20 yıldır Doğan Grubu’nda olan Soner Gedik’e bıraktı.
“Siyaseti bir başka toplantımızda konuşuruz” mesajını verdi. Siyaset gerçekleri, Aydın Doğan’ın Wall Street Journal’a verdiği demeçte zaten altı çizilerek vurgulanıyor.
Yalçındağ’ın bu sınır çizgisi yararlı oldu.
Salondaki, AKP’ye yakın medyanın temsilcisi gazeteciler kendilerini bir kamplaşma gerilimi içinde hissetmediler.
Yönelttikleri sorular “hırçın” ve “taraf” izlenimi vermeyen, daha çok gerçekleri sorgulamaya odaklıydı.
Yeni Şafak Ekonomi Yönetmeni’nin -mealen- “Grubunuzda çalışan binlerce meslektaşım ve borsadan satın alma yapan 90 bin küçük hissedar beni öncelikle ilgilendiriyor” söylemi dikkatimi çekti.
Demokrasinin hayat suyu iletişimdir. Söylemek ve dinlemek kültürüdür. Anlatabilmek ve anlayabilmek formasyonudur. Empati üretebilmektir.
DYH’nin, bu inanılmaz ceza bildiriminden sonra izlediği “iletişim” çizgisi en azından bizim mesleğin farklı mahallelerinde bu sıraladığım değerleri devreye sokmakta.
Görüşleri ne olursa olsun bütün gazete yöneticileriyle yemekte bir araya gelmek, doğruları anlatmak, dünkü basın konferansında olduğu gibi konuya yakın ekonomi bölümü yönetmenleriyle iletişim doğru açılımlardır.
Tabii bunlar sonucu değiştirmez. Verilecek teminatla DYH’ye yargı süresince milyarlık pranga takılmıştır.
DYH’nin Başkan Yardımcısı Soner Gedik, “Allah’tan grubumuz bu teminatı karşılayacak fonlara, birikime sahip. Teminatı karşılamakta zorlanmayacağız” dedi.
Bu ağırlık, atılımlardan rekabete kadar geniş bir açıda olumsuzluklar yayı çizer.
Ama... İletişim ve kamuoyunun aydınlatılması hiç değilse yargı sürecinin yıllara yayılmasını önleyebilir. Toplum vicdanının göndereceği frekans, adaletin frekansıyla buluşarak kenetlenebilir.

Haberin Devamı

Milyarlık pranga

RAHMİ KOÇ’UN KONGASI
DÜN TEGV gecesinde Rahmi Koç Küba davulları (konga) çaldı.
Güler Sabancı Tan Sağtürk’le tango yaptı.
Arzuhan Doğan Yalçındağ, Sertab Erener’le “Arkadaş” şarkısını söyledi.
Kürşat Başar saksofon çaldı.
Ve... Benden de bir marifet(!!) olarak Sertab’la “Sevda Çiçeği”ni söylememi istediler.
Başarının sırrı
PAZAR akşamı geç saatlere kadar bir sonraki gecenin provaları yapıldı.
Başarının sırrının “ciddiyet” olduğunun bir kez daha kanıtlanışına tanık oldum.
Rahmi Koç, Kübalı Carlos Garcia’dan bir haftadır konga dersleri alıyormuş.
Provaya eşofmanıyla gelmişti. Lütfi Kırdar’ın kulisinde ve sahnesinde saatlerce kaldı.
Yaşamın bu çok keyifli ve eğlenceli işini bile nasıl da ciddiye almıştı.
Güler Sabancı da öyle.
10 gün süreyle Tan Sağtürk’le tango çalışmıştı.
Ayaklarında Arjantin’den aldığı tango pabuçları vardı.
Arzuhan Doğan Yalçındağ 3-4 gündür “Arkadaş” şarkısı için çalışıyordu.
Üçü de kuliste, sahnede hem eğleniyor, hem de sıra kendilerine geldiğinde müthiş ciddileşiyorlardı.
Diğerleri de öyle...
Bu özel gecenin bütün biletlerinin satılmış olması çok anlamlı.
Geliri çocuklarımıza gidecek.
Suna Kıraç TEGV’in temellerini iyi atmış.
Türkiye’nin çocuklara en geniş hizmeti sunan bu vakfını desteklemek, geleceği aydınlatacak ateşböceklerini çoğaltmak gerek.